27 Oca 2019

Alparslan Hocaefendi'nin hukuksuz bir şekilde tekrar tutuklanmasının üzerine avukatı Adem Tural ile dün gerçekleştirilen bir röportajda Tural, dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Av. Tural, kendisine yöneltilen sorular üzerine Alparslan Hocaefendi’nin TEM baskınıyla evinden alındığı gece bilgi almak için gittiği emniyette maruz kaldığı sert ve hukuksuz muameleyi anlatarak konuyla ilgili Adana Baro’sunu bilgilendirdiğini ve suç duyurusunda bulunacağını söyledi.  

Alpaslan Hocaefendi'ye 1 gün içerisinde yeniden tutuklama kararı çıkması hakkında ise; Alparslan Hocaefendi'yi almaya gelen polislerin söylediğine göre savcının tahliyeye itirazını 5. Ağır Cezanın kabul etmesinin sebep gösterildiğini ifade etti.

Eğer sebep buysa; “Bu dosya yaklaşık 25 klasörlük bir dosya. 25-30 bin sayfa evrakın olduğu bir dosya. 4. Ağır Cezanın tahliye kararına duruşma savcısı itiraz ediyor ve bu dosya tahminime göre Cuma öğleden sonra 5. Ağır Cezaya sevk ediliyor. Ve yaklaşık 2-3 saat içersinde bu dosyayı inceliyor ve tutuklu halin devamına karar veriyor. 4. Ağır Cezada 3 günlük bir duruşma gerçekleşti. Ve bu duruşmada gerek taraflar gerek avukatlar çok uzun savunmalar yaptı. Ve bu savunmlar SEBGİS sistemi ile kayıt altına alındı. Bu sistem ile kayıt yapıldığı için bizim orda nasıl savunma yaptığımız, hangi gerekçeleri izah ettiğimiz duruşma zaptına yazılmadı” diyen Tural dikkat çeken şu soruyu yöneltti; "5.Ağır Ceza bizim yaptığımız savunmaları,  hukuki gerekçeleri dinlemeden nasıl tutuklu halin devamına karar verebiliyor?" 

Alparslan Hoca’nın avukatı Adem Tural ile gerçekleştirilen röportajın tam metni şöyle;

    Adem Bey, 22 Ocak'ta yargılaması başlayan Alparslan Kuytul Hoca 24 Ocak'ta tahliye edildi, ancak 25 Ocak Cuma gecesi evine baskın yapılarak yeniden tutuklandı. Bu konuda neler söylemek istersiniz ?

- Evet 22 Ocak Salı günü başlayan duruşma üç gün devam etti ve üç gün gerek yargılanan kişilerin, gerek avukatlarının savunmaları neticesinde, 24 Ocak Perşembe günü 4. Ağır Cezanın hakimleri üç  tutuklunun da tahliye edilmesine karar verdi. Bu tahliye kararının ardından perşembe günü akşam saatlerinde,  saat  21.00 gibi Alparslan hoca serbest bırakıldı ve oradan yola çıkarak Cuma günü öğle saatlerinde Adana'daki evine ulaştı. Cuma günü akşam saatlerinde 23.00 sularında, ailesi tarafından arandım ve tekrardan evinden gözaltına alındığını duydum. Tabi yeni bir soruşturma dan dolayı mı, yoksa 4. Ağır Cezanın tahliye kararına yapılan itiraz dan dolayı mı gözaltına alındığını o aşamada bilmiyordum. Bu durumu öğrenmek için hemen Adana emniyetini gittim ve Adana TEM'e, bu konu hakkında bilgi almak istediğimi söyledim. TEM şubesindeki memur arkadaşlar, bu konu hakkında bilgilerinin olmadığını ve kendilerinin böyle bir operasyon yapmadığı söylediler. Kendilerinin bilgisi olmadığı için, oradan ayrıldım. Dışarı çıktığımda ailesinin ve bir grup sevenlerinin orada beklediğini gördüm. Kendilerine son durum hakkında bilgilendirme yaptım ve şu an için nerede olduğu hakkında bir bilgimizin olmadığını, ilerleyen aşamada kendilerini bilgilendirecegimizi söyledim. Yaklaşık beş dakika orada bulunduktan sonra, polis ekipleri oradaki kalabalığın dağılmasını söyledi. Bunun üzerine ben de karşı kaldırıma geçtim ve gruptan ayrıldım. Gruptan ayrıldıktan sonra polis gruba sert bir mudahele etti. Grubu oradan sürükleyerek uzaklaştırmaya başladı. Ben kaldırımın karşı tarafında bekliyordum. Grup benden bayağı bir uzaklaşmıştı. Amir olduğunu düşündüğüm biri yanıma gelerek bana, kim olduğumu sordu ve burada ne aradığımı sordu. Ben de kendisine avukat olduğumu ve Alparslan Kuytul'un son durumu hakkında bilgi almak için emniyete geldiğini söyledim. Sert bir şekilde konuşarak üzerime doğru yürümeye başladı. Ve burada duramayacağımı, buradan uzaklaşmam gerektiğini söyledi. Ben de, müvekkilimin hakkını korumak için ve son durumu hakkında bilgi almak için burada beklemem gerektiğini ve emniyetten bilgi almam gerektiğini söyledim. Bunun üzerine yakama yapıştı ve beni itekleyerek orada sürüklemeye başladılar. Ben de kendisine bu yaptığının suç olduğunu, benim de kendisi gibi bir kamu görevlisi olduğumu, bir kamu hizmeti yürüttüğümü, bir avukat olarak böyle bir muameleye maruz kalmamın yanlışlığından bahsettim. Tabii kendisi benim söylemlerime adeta sağır olmuştu. Ben ne söylersem söyleyeyim, gözü dönmüş bir şekilde, bana  muamelede bulundular. Orada bulunan polislere emir vererek alın götürün bunu, dağıtın buradan diyerek emir verdi. Polisler kollarıma girerek orada beni sürüklemeye başladılar. Ben de kendilerine defalarca bu yaptıklarının suç olduğunu ve burada bulunmanın tek sebebinin Alparslan Kuytul'un son durumu hakkında bilgi almak olduğunu söylediğim halde, bu muameleden vazgeçmediler.

     >Bu muamelenin ardından, Adana Barosu'ndan veya meslektaşlarınızdan herhangi bir destek gördünüz mü ? Herhangi bir şikayette bulunacak mısınız?

-Tabii sıcağı sıcağına o an Adana Barosu'nu arayamadık. Daha sonra barodan yetkili bir kişiyi aradık. Baro yetkilileri de konu ile ilgileneceklerini, Cumartesi günü konu hakkında açıklama yapacaklarını söylediler.
Bugün de Barodan, Avukatların Merkezinden bir arkadaş bizi aradı ve süreci  takip edeceklerini söylediler. Biz bugün  bunun hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Kendileri de avukatların merkezi olarak bu konunun takipçisi olacaklarını ilettiler.


    > Alpaslan Kuytul Hocaefendi’ye  1 gün içersinde  yeniden tutuklama kararı  çıkması hakkında ne söylemek  istersiniz?

- Alpaslan Kuytul Hoca, Perşembe günü akşam saatlerinde tahliye oluyor . Adana'ya cuma günü öğlen saatlerinde evine ulaşıyor. Cuma akşamı  evine bir  anda baskı yapılıyor ve tekrar  yakalanıyor. Burda henüz  yakalama kararına  dair bir evrak bir bilgi düşülmemiştir. Biz sadece kendisine verilen bilgi üzerine konuşuyoruz. Yani şu an yakalama kararının tam gerekçesi  ne bilmiyoruz. Ama kendisini gözaltına almaya gelen polisler, 5. Ağır Cezanın, tahliye kararına itirazı kabul ettiğini  ve tekrardan  hakkında yakalama kararı çıkartıldığını söylediler. 
Şimdi burada şu konuya değinmek istiyorum. Bu dosya yaklaşık 25 klasörlük bir dosya. 25 -30 bin sayfa evrakın  olduğu  bir dosya. 4. Ağır Cezanın tahliye kararına duruşma savcısı itiraz ediyor ve bu dosya tahminime  göre Cuma öğleden sonra  5. Ağır Cezaya sevk ediliyor. Ve yaklaşık 2-3 saat içersinde bu dosyayı inceliyor ve tutuklu halin karar verilmesine  karar veriyor. 4. Ağır Cezada 3 günlük bir duruşma gerçekleşti. Ve bu duruşmada gerek taraflar gerek avukatlar çok uzun savunmalar yaptı . Ve bu savunmlar SEBGİS sistemi ile kayıt altına alındı. Bu sistem ile kayıt yapıldığı  için bizim orda nasıl savunma yaptığımız, hangi gerekçeleri izah ettiğimizi duruşma zaptına düşmediler.

Şimdi , şunu  sormak isitiyoruz "5.Ağır Ceza bizim yaptığımız savunmaları, hukuki gerekçeleri dinlemeden, nasıl tutuklu halin devamına karar verebiliyor?"  Bu kadar kapsamlı bir dosyayı  incelemeden tahliye kararına itirazı kabul etmesinin mümkün olmadığını da açıkçası izah etmek isitiyoruz.


     >Müvekkiliniz  Alpaslan Kuytul Hocaefendi’nin, son durumu nedir ve bundan sonra nasıl bir süreç gerçekleşecek hukuki süreçten bahseder misiniz ?

- Sabah Kürkçüler F TİPİ Cezaevi'ne gittiğimizde gece geç saatte buraya getirildiğini  ve yine geç saatte Bolu'ya nakledildiğini  söylediler. Şu  an ulaştı mı , ulaşmadı mi bir bilgi sahibi değiliz . Çünkü  Bolu Cezaevi bu konu hakkında bize hiçbir bilgi vermiyor. Muhtemelen ya sevk aşamasındadır ya da yeni ulaşmıştır.


     > Furkan  Vakfı Başkanı Ali Alagöz Bey de mi Alpaslan Kuytul Hocaefendi ile birlikte gözaltına alındı ?

-Evet. Alpaslan Kuytul Hoca ile Ali Alagöz de Bolu F Tipi Kapalı İnfaz  Kurumuna sevk edilmiştir.


    >Alpaslan Kuytul Hoca'nın tahliyesinin  ardından, sosyal medyada oluşturulan  algıları nasıl değerlendiriyorsunuz ?

- Tahliyenin  ardından Alpaslan Kuytul Hoca’nın yeniden tutuklanması için yoğun bir şekilde  troll hesaplardan  paylaşım  olduğunu görüyoruz. Bu durum operasyonunun  başlangıcında s gerçekleşmişti . 30 Ocak 2018 de Alpaslan Kuytul Hocanın kırpılmış videolarının birçok  haber sitesinde olumsuz bir algı  oluşturduğunu  ve savcıları Alpaslan Kuytul Hocaya karşı göreve davet ettiklerini hatırlıyoruz.  Bu haberler neticesinde  de bir operasyon gerçekleşmiş,  Alpaslan Kuytul Hoca ve dört  kişi  tutuklanmıştı. Bu tutukluluk  yaklaşık  bir yıl devam etmiş, ve sonrasında yapilan  ilk duruşmada da Alpaslan Hoca tahliye olmuştu. Tahliyenin ardından gece geç saatlerde troll  hesaplardan yoğun bir şekilde savcıları tekrar  göreve davet ettiklerini görüyoruz. Yani bu kararı  sanki hakim ve savcılar  vermemiş gibi Alpaslan  Hocanın  tekrardan  tutuklanması için bir algı ve baskı görüyoruz. Bu durum twitter,  facebook gibi çeşitli sosyal medya hesaplarının yargı üzerinde nasıl bir baskı kurduğunu  göstermesi açısından  önemlidir.

Kurulan bu baskı üzerine Alpaslan Hoca hakkında tekrar tutuklama kararı çıkarılmış ve cezaevine gönderilmiştir.

Burada şu noktaya da temas  etmek istiyorum.
4.Ağır Ceza Mahkesi Alparslan  Kuytul Hoca ve diğer dört kişiyi 2 gün boyunca dinlemiş ve avukatların uzun süren savunmalarının  ardından Alparslan Kuytul Hocanın tahliye olmasın kanaat getirmiştir.
Bu uzun savunmaların ardından, duruşma savcısı  tahliye kararına itiraz etmiş ve 5.Ağır Ceza bu kararı bozarak Alpaslan  Kuytul Hocanın tekrardan tutuklanmasına  karar vermiştir. Bir taraftan üç gün boyunca yapılan savunma , bir tarafta ise  dosya üzerinde  iki saatlik bir incelemeyi  görüyoruz. Hangisinin daha adil  bir karar olduğunu,  kamuoyunun vicdanına sunuyoruz.

      >Bu tutuklama kararına  bir itirazınız  olacak mı?

- Tabi  biz bu karara itiraz edeceğiz.  Yeniden tahliye taleplerimiz olacaktır.  Bununla  ilgili de ilerleyen  günlerde gerekli açıklamalar yapılacaktır.

https://www.youtube.com/watch?v=u5xwV_1RGec
https://www.youtube.com/watch?v=YK6tgKl5PFc
https://www.youtube.com/watch?v=tjy4nK9tVZU