29 Haz 2019

17 aydır haksız bir şekilde tutuklu yargılanan Alparslan Kuytul Hocaefendi hakkında verilen skandal kısıtlama kararı sosyal medya ve İnternet üzerinde büyük yankı uyandırdı.
Dışarıya talimat verdiği gerekçesiyle haftalık yaptığı telefon görüşmesine süresiz kısıtlama getirildi.

Kararı Tweeter hesabından sevenleriyle paylaşan Semra Kuytul Hocahanım, skandal kararla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Yaşanan bu skandal karar bir çok haber sitesinde yer alırken kararın ardından bir açıklama da Alparslan Kuytul Hocaefendinin avukatından geldi.
Alparslan Kuytul Hocaefendinin hukuksuz yargılama sürecine değinen avukat Adem Tural, bu skandal kararla asıl amacın halk Hocaefendiden uzaklaştırmak olduğuna vurgu yaptı:

“Hoca'yı tutuklatanların amacı hocayı kötülemek ve insanların vakıftan ve Hoca'dan uzaklaşmasını sağlamaktır. bu 18 aylık süreçte ise bunda başarılı olamadıklarını görüyoruz. Bu başarısızlığın bence bir kaynağı da Hoca'nın her hafta yaptığı 10 dakikalık telefon konuşmasının İnternet ortamında yayınlanması ve bu şekilde bu görüşlerinin bu duruşunun insanlara iletilmesi olmuştur. Yani onların amacı hocayı hapsedip susturmak ve toplumu Hoca'dan uzaklaştırmaktı ama bu 18 aylık sürece baktığımız zaman bu 10 dakikalık konuşmaların yayınlanmasının da bu konuşmaların içeriğindeki nasihatlerin ülkedeki zulümlere adaletsizliklere ilişkin açıklamaların ve yöneticilere tavsiyelerini İslam’ın temel değerlerine ilişkin açıklamalarına ilişkin konuşmaları toplumun birçok kesimi tarafından dinlenmiş ve Hoca onların niyetlerinin aksine daha da tanınmış ve bilinmiş oldu.”

Alparslan Kuytul Hocaefendiyi susturmak isteyenlerin bu skandal karara imza attıklarını belirten avukat, bu gerçeği “Hocayı susturmak isteyenler Elbette cezaevinde de onun konuşmasını insanlara ulaşmasına müsaade etmeyeceklerdi. Bugüne kadar engellememiş olmaları açıkçası beni şaşırtmıştı zaten. Ben bugüne kadar çok daha önceden böyle bir yasaklamanın kısıtlamanın hukuki olmasa da getirileceğini düşünüyordum.” Diye ifade etti.

Bu haksız kararın hukuki kısmına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan avukat Adem Tural'ın yaptığı konuşmanın tamamı şu şekilde ;

https://www.youtube.com/watch?v=DmYLahFTWbY&feature=youtu.be

Alparslan Kuytul Hocaya yapılan haksız uygulamalara bugün maalesef bir yenisinin daha eklendiğini öğrendik. Hiçbir gerekçe olmadığı halde 18 aydır tutuklu kaldığı yetmezmiş gibi ailesi ile 10 dakikalık görüşme hakkının da bugün engellendiğini görüyoruz. Aslında telefon konuşmasının yasaklanması hocanın niye tutuklu kaldığının da ortaya çıkmasına sebep oldu bence. Telefon görüşmesini yasakladılar ancak hocayı susturmaya yönelik izledikleri siyasetin ortaya çıkacağını Bence tahmin edemediler.biz bu davanın en başından beri dosyanın boş olduğunu ve dosyada somut hiçbir suçlamanın olmadığını birçok defa dile getirmiştik. Bu savunmalarımıza binaen de Alparslan Hoca bütün suçlamalardan tahliye almıştı ancak tahliyenin ardından 24 Saat geçmeden Hoca tekrardan tutuklanmış ve cezaevine gönderilmişti. Tutuklama gerekçeleri ile ilgili daha önce birçok defa açıklama yapmıştık bu gerekçelerde somut olay ile ilgili hiçbir durumun olmadığı ve mahkemenin kendi kararıyla çeliştiği mahkemeler arasında Birlik olmadığı gibi savcıların görüşleri arasında da bir birlik olmadığını birçok defa dile getirmiş ve bu hukuksuz durumu kamuoyuna izah etmiştik.

Bana göre hocanın tutuklanmasının sebebi, doğru bildiklerini açıkça konuşmasında gizli. Bu konuşmalarının içeriği neyse bazen iktidara yönelik eleştiriler bazen ise İslam'ın en temel hakikati olan Tevhid yani Allah'ın dünyasında Allah'ın dediği olmalıdır söylemi oluşturmaktadır. Alparslan Hocayı cezaevine atarak onu ve fikirlerini susturmak istediler ama geride bıraktığımız 18 aya baktığımız zaman bunda çok da başarılı olamadıklarını görüyoruz. Bu 18 aylık süreçte gerek Alparslan Hoca gerek kurucusu olduğu Furkan Vakfı toplumun birçok kesimi tarafından tanınmış ve bu insanların bir suç örgütü olamayacaklarını bu insanların yaptıkları faaliyetlerin tamamen hayır faaliyetleri, ilmi faaliyetler olduklarını toplumun farklı görüşlerindeki birçok farklı kişi tarafından dile getirilmiştir. Ancak buna rağmen birtakım güçler tarafından hoca, vakfın başkanı hala tutuklu yargılanmaktadır.

Hoca'yı tutuklatanların amacı hocayı kötülemek ve insanların vakıftan ve Hoca'dan uzaklaşmasını sağlamaktır. bu 18 aylık süreçte ise bunda başarılı olamadıklarını görüyoruz. Bu başarısızlığın bence bir kaynağı da Hoca'nın her hafta yaptığı 10 dakikalık telefon konuşmasının İnternet ortamında yayınlanması ve bu şekilde bu görüşlerinin bu duruşunun insanlara iletilmesi olmuştur. Yani onların amacı hocayı hapsedip susturmak ve toplumu Hoca'dan uzaklaştırmaktı ama bu 18 aylık sürece baktığımız zaman bu 10 dakikalık konuşmaların yayınlanmasının da bu konuşmaların içeriğindeki nasihatlerin ülkedeki zulümlere adaletsizliklere ilişkin açıklamaların ve yöneticilere tavsiyelerini İslam’ın temel değerlerine ilişkin açıklamalarına ilişkin konuşmaları toplumun birçok kesimi tarafından dinlenmiş ve Hoca onların niyetlerinin aksine daha da tanınmış ve bilinmiş oldu.

Şimdi bu açıklamamıza binaen şunu ifade ediyorum. Hoca ne için tutuklandıysa bu telefonla görüş Hakkı da o yüzden yasaklandı, kısıtlandı. Hocayı susturmak isteyenler Elbette cezaevinde de onun konuşmasını insanlara ulaşmasına müsaade etmeyeceklerdi. Bugüne kadar engellememiş olmaları açıkçası beni şaşırtmıştı zaten. Ben bugüne kadar çok daha önceden böyle bir yasaklamanın kısıtlamanın hukuki olmasa da getirileceğini düşünüyordum.

Şimdi işin hukuki kısmına ilişkin de değerlendirmemizi yaparsak öncelikle şunu söylemek istiyorum. Kısıtlama kararını henüz görmediğimiz için Sadece genel bir değerlendirme yapacağım. Yani bu kısıtlama kararı hocaya tebliğ edildi. Hoca Bolu'da tutuklu biz Adana'da çalışıyoruz. Henüz cezaevine gitmek de nasip olmadı. Zaten kararı bugün öğrendik. Bu sebeple şu an sadece kanuni düzenlemelerle hocanın konuşmalarının içeriğini karşılaştırarak bu konuşmalara dayanarak bir kısıtlama kararı verilip verilemeyeceğine ilişkin bir değerlendirme yapmak istiyorum. Tüzüğün 88. maddesine göre iki farklı halde telefon konuşmasının kısıtlanabileceği ifade edilmiş. Bunlardan birincisi şudur: hükümlünün kurumun güvenliğini tehlikeye düşüren suç oluşturan veya bir suça azmettirme ya da yardım etme sonucunu doğurabilecek konuşmalarda bulunduğu dinleme sırasında belirlendiğinde görüşme derhal kesilir bu halde hükümlü hakkında adli ve idari soruşturma başlatılır. Şimdi Alparslan Hocanın konuşma kayıtlarına baktığımızda bu maddede sayılan tarzda suç oluşturan bir konuşmasının olmadığı görülecektir. Yani Kurumun güvenliğini tehlikeye düşürecek ne söylemiş olabilir ya da hangi suça azmettirmiş. Bu konuşmalar dinlenildiği zaman böyle bir içeriğin olmadığını göreceksinizdir. Şunu da ifade etmek istiyorum eğer bu kanuni düzenlemeye dayanarak Hoca'nın konuşmaları telefonla görüş Hakkı kısıtlandıysa burada çok temel bir hata var. Şöyle Eğer hocanın konuşmalarının içeriği suç oluşturuyorsa Hoca hakkında bir cezai soruşturma başlatılması gerekir yani Ortada suça azmettiren ya da suça yardım eden ya da suç oluşturan konuşma var Ancak cumhuriyet savcıları soruşturma yapmamış soruşturma başlatmamış, idare ve gözlem kurulu bir karar almış. Yani böyle bir çelişkinin ortaya çıktığını görüyoruz. Eğer konuşmanın içeriği suç oluşturuyorsa öncelikle savcının tespit edip o konuşma hakkında dava açması gerekir. Ancak böyle bir dava söz konusu değildir çünkü konuşmaların içeriğinde suç oluşturan bir ifade söz konusu değildir.

Yine ilgili tüzüğün bir diğer maddesi şu şekildedir. Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün yöneticiliğini yapmaya devam eden bu konuda herhangi bir yöntemle kurum içindeki veya dışındaki kişilere talimat veya mesaj veren hükümlülere idare ve gözlem kurulu hakkıyla telefon görüşmesi hakkı hiçbir şekilde yapılmaz.

Şimdi bu kanuni düzenlemeye baktığımız zaman hocanın yargılandığı davalar ile bu maddede düzenlenen suçlama arasında bir alakanın olmadığını görüyoruz.çünkü Bu düzenlemede suç işlemek amacıyla kurulan silahlı bir örgütten bahsediyor. hocanın yargılandığı davalar ise şu şekildedir, bir kısmı hakaret davaları bir kısmı terör örgütü propagandası ve tutuklu olduğu yargılamada mahkeme de şudur, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak yani silahlı örgüt değil silahlı örgüt ayrı çıkar amaçlı örgüt kurmak ayrı. Hocanın yargılandığı dava çıkar amaçlı örgüt kurmak. Şimdi bu temel Ayrıntıya  rağmen eğer Bundan dolayı bir kısıtlama getirildiyse çok büyük bir hata söz konusudur Çünkü hoca Ne bir silahlı terör örgütünün yöneticisidir ne bir silahlı örgütün yöneticisi Veya üyesidir ki bunlardan dolayı yargılanmıyor.

Bu iki kısıtlama sebebinin de Alparslan hoca ile uzaktan yakından alakası olmadığını ve bunlara dayanarak hocanın konuşmalarını telefon görüş hakkının yasaklanamayacağını ifade etmek istiyorum.

Bir diğer düzenleme ise 5275 sayılı kanunun 114 ve 115. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre tehlikeli halde bulunan delil karartma tehlikesi olan soruşturmanın amacını veya tutuk evinin güvenliğini tehlikeye düşüren veya suçun tekrarına olanak verecek davranışlarda bulunan tutuklulara soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı kovuşturma evresinde ise hâkim veya mahkemesince telefon görüşmeleri kısıtlanabilir. Kanundaki bu düzenlemenin gerçekleşebilmesi için kısıtlama kararını verebilecek makam açık bir şekilde düzenlenmiştir. Hocanın kısıtlama kararını idare ve gözlem kurulu vermiş ancak bu kanuni düzenlemeye göre eğer bu maddeye dayanarak bir telefon görüş Hakkı kısıtlandıysa bunu ancak Cumhuriyet Savcısı ya da hâkim verebilir. Hâkimin veya savcının böyle bir kararı yoksa bu maddeye dayanarak telefon görüş hakkı kısıtlanamaz ki bizim bildiğimiz kadarıyla şu an için hâkim veya Savcı tarafından böyle bir kısıtlama getirilmemiştir.

Bu üç kısıtlamanın dışında son olarak yine kanunun 42. Maddesinde bir kısıtlama söz konusudur. Bu kanunda sayılan sayacağım 5 eylemi yapan kişilerin telefon görüş hakkının kısıtlanacağı ifade edilmiştir Alparslan Hoca'nın sayacağım şekilde 5 eylemi söz konusu değildir Ancak ben kanuni düzenleme olduğu için onu da ifade etmek istiyorum.

Bunlardan birincisi protesto amacıyla idarece verilen yemeğin topluca almama eylemine katılmak, Kurum işyurdu yönetim kurulunca uygun görülen işte çalışmamak, herhangi bir şeyi protesto amacıyla veya idareye karşı toplu olarak sessiz direnişte bulunmak, odalarda eklentilerinde ve diğer alanlarda ilaç ve gıda maddesi stoku yapmak gereksiz olarak Marş söylemek veya slogan atmak.

 Dediğim gibi hocanın bu tarz eylemleri söz konusu değildir Bu sebeple böyle bir kanun maddesine dayanarak da böyle bir kısıtlama getirileceğini düşünmüyorum.

Şimdi saydığımız bu 4 düzenlemeyi ve hocanın konuşmalarına dikkate aldığınız zaman hocanın konuşmalarının tamamının ifade özgürlüğü kapsamında olacağı ve Kanunda sayılan ve kısıtlamayı gerektiren sebepleri oluşturmadığı Vicdan sahibi aklı başında herkesin anlayacağı açıktır Burada biri siyaset izlendiğini düşünüyorum açıkçası yani hocayı niçin tutukladıysalar bu telefonla görüş hakkını da o sebeple yasakladıklarını düşünüyorum. bunların amacı bu operasyonu yapan bu tutuklamayı veren bu telefonla görüş hakkını kısıtlayan kişilerin amacı hocanın sesinin fikirlerinin görüşlerinin insanlara ulaşmasını engellemek ve hocanın toplumda tanımasını engellemektir.bu 18 aylık süreçte bunda Bence başarılı olamadılar ya bundan sonra ne olabilir biz bu karara karşı hukuki mücadelemizi devam ettireceğiz.ancak hukuki mücadeleden daha da önemlisi olan Alparslan hocanın cezaevinden yaptığı o 50 kayıtlık konuşmanın toplumun birçok kesimine ulaştırılması… yani bu hoca ne söylüyor ki bu adamı tutukluyorlar ve bu adamın telefon görüşünü dahi yasaklıyorlar.bu kişinin 10 dakikalık bir konuşma yapmasına dahi tahammül edememelerinin sebebi nedir? Bunu duyurmak gerekiyor.gerek hocanın talebeleri sevenleri gerekse hocaya sempati besleyen duyan kişiler bu noktaya özellikle önem vermeleri gerekiyor.bu adamın cezaevine atılmasının 18 aylık bir cezaevi sürecinin yaşanmasının hücrede geçirmesinin sebebi nedir.ortada bir gerçek var zulüm var ve bu zulmün sebebi nedir? bu adam ne söylemiş olabilir ki insanlar ya da birtakım Güçler bunu susturmaya çalışıyorlar? Hocanın  susturulmaya çalışmasının temelinin insanlara anlatılması gerektiğini düşünüyorum…