14 Haz 2019

Furkan gönüllüleri olarak her sene olduğu gibi bu sene de yılın hedefiyle (tevhide davet, adalete çağrı) yolumuza devam ediyor, davet alanını daraltıcı ataklardan, sert rüzgarlardan etkilenmeden kapı kapı davetimizi insanlara duyurmaya çalışıyoruz.
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğüt ile davet et” ayetinin muhatabı olan bizler, davetin temeli ve kökü olan tevhidi, insanlara duyurma gayesiyle davet çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz.

Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendinin de söylediği üzere ‘Tevhit işin özüdür. Hayatları kökten değiştirecek tek gerçek, tevhittir.’ Bizler de 1 yılı aşkın süredir sokak sokak, kapı kapı yaptığımız davet çalışmalarımızın birer birer meyvelerini almaya, tevhidin insanlar üzerinde ne denli tesirli olduğunu görmeye başladık (elhamdülillah).
İşte Tevhit daveti esnasında yaşanan hatıralardan bir kesitler;

"Kahveye girdim, masanın birine selam verdim. 2 kişiydiler. ‘Sizlerden para talep etmiyorum, hiçbir ürün de satmayacağım, tek gayem İslam’ı anlatmak’ dedim. ‘Hayır, dinlemek için vaktimiz yok’ dediler.

Yanımda bulunan iki arkadaşım daha vardı birlikte yan masaya geçtik. Yan masadakiler kabul edince onlara uzun uzun Tevhidi anlattık. Bu arada ilk uğradığımız masadaki o iki kişi sessizliğe büründüler ve bir tanesi bana bakarak ‘Şu anda vaktimiz var rica etsem anlatabilir misin? Hem sana çok önemli bir şey sormak istiyorum’ dedi. ‘Önce sizin sormak istediğiniz soruyu cevaplamak ondan sonra konuşmak istiyorum’ dedim.

‘Peygamberimizin çok evliliği ve şehvet düşkünü olması benim aklımı bulandırdı ve Rabbimden soğudum. Din hakkında şüphelerim var. Kölesi Zeyd’in hanımı ile evlenmesi ise başlı başına bir muamma’ dedi.

‘Peki ben sana bunu açıklarsam mutmain olup tekrar iman edecek misin? Gerçekten samimi misin?’ dedim. Evet deyince Rasulullah eğer şehvet düşkünü olsaydı 25 yaşında yağız bir delikanlı iken 40 yaşında dul bir bayandan asla razı olmaz 17 yaşında birisiyle izdivaç kurardı. Onunla 25 yıl bilfiil evli kaldı ve Hz. Hatice vefat ettiğinde kendisi 50 yaşına varmıştı. Hz. Hatice’nin vefatından sonra 2 yıl kimseyle evlenmedi, bekledi. Ona olan saygısından… Şehvet düşkünü olan kişi 1 ay dahi beklemez değil mi beyefendi, dedim. Evet, dedi.

Sonra Ahzab Suresi’ndeki “Hani hem Allah’ın nimet ve ihsanına hem de senin iyiliğine nail olmuş olup da hanımını boşamaya karar vermiş olarak sana danışmaya gelmiş olan kişiye sen: “Eşini yanında tut Allah’tan kork!” demiştin. Allah’ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah’tan çekinmen gerekirdi. Neticede, Zeyd eşini boşayıp onunla ilişkisini kestikten sonra, Biz onu sana nikâhladık ki, bundan böyle evlatlıkları, eşleriyle ilişkilerini kestikleri, onları boşadıkları zaman, o kadınlarla evlenmek hususunda müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri her zaman gerçekleşir” ayetlerini açıklayarak devam ettim. Adam mutmain oldu ve siz bunları nereden öğreniyorsunuz, dedi. Lütfen böyle aklı karışık olan herkese anlatın, insanları kurtarın. Ben kurtulmak istiyordum siz de vesile oldunuz,esen kalın ve hep böyle devam edin dedi. Bir kardeşimize daha el uzatmış olmanın sevinciyle yanlarından ayrıldık"