19 Ara 2016
الجواب : الحمد لله والصلاة والسلام على رسول الله وعلى آله وصحبه أجمين وبع: لا يجوز لأحدٍ من التاركين للجماعة أو الوقف أن يُطالب بما دفعه من أموال للجماعة أو ماجمعه باسم الجماعة الأم ، لأن ما جمعه من تبرعات أضيفت إلى أموال الوقف الرئيسي ، ومن المعلوم أن المتبرع لم يتبرع لشخص الجامع للتبرعات ، إنما تبرع للوقف نفسه ، والأمور بمقاصدها ، ولذلك فلا يجوز له المطالبة باسترجاع هذه التبرعات ، لأنها لم تكن موجهة لشخصه حتى يطالب بها . وأما مطالبته بنقل ملكية هذا الوقف أو شيء منه إليه أو إلى أي جهة أخرى ولو كانت جمعية خيرية أو وقفاً فلا يجوز إلا بإذن مؤسس الوقف الرئيسي ، لأن هذه الأموال أصبحت ملكاً للوقف الرئيسي وأي تصرف بأموال الوقف بدون إذن صاحب الوقف الرئيسي هو تصرف غير جائز وغير صحيح شرعاً ، ويُعتبر اعتداءً صارخاً على حقوق صاحب الوقف الرئيسي وعلى حقوق من أُوقف الشيء من أجلهم، وهذا التصرف منه يُدخله في دائرة المحظور الذي حذّر منه رسولُ الله صلى الله عليه وسلم في الحديث الذي رواه البخاري عن خولة الأنصارية رضي الله عنها قالت : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ( إن رجالاً يتخوضون في مال الله بغير حق فلهم النار يوم القيامة . وحتى لو ادعا التارك للجماعة أنه لم يجمع تلك الأموال إلا للخدمة العامة وليس للجماعة  والوقف فلا يُقبل قولُه في هذه الحالة لأنه قال هذا بعد تركه للجماعة وانشقاقه عنها وهذا مظنة تهمة فيه لأن حاله وأفعاله وأقواله قبل تركه للجماعة كانت تشير إلى خلاف ذلك ) . وعلى هذا فإن صاحب الوقف الرئيسي هو صاحب السلطة والتصرف والقرار في جميع أموال الوقف . وما أضيف إلى فروع الوقف من أموال وتبرعات تصير جزءاً من أموال الوقف الرئيسي . وأي تصرف بأموال الوقف بدون علم صاحب الوقف الأصلي هو تصرف بغير حق وفيه اعتداء آثم وظلم كبير على الوقف وصاحبه هذا والله أعلم . د- محمد سعيد المصري -( عضو الاتحاد العالمي لعلماء المسلمين ) https://www.facebook.com/alshiknasr/posts/1193974880682678?pnref=story.unseen-section  

EZHER ÜNİVERSİTESİ DOKTORLARINDAN MISIRLI MUHAMMED SAİD HOCA’NIN KOPENHAG’DAKİ VAKIF BİNASININ CEMAATTEN AYRILANLARA MI YOKSA CEMAATE Mİ AİT OLDUĞU KONUSUNDA SORUYA VERDİĞİ CEVAP

Soru: Kurucusu ve idare meclisi olan bir eğitim ve hayır cemiyeti. Bir çok yerde şubeleri vardır. Sadaka, bağış ve hibelerle kurulmuştur. Şirket değildir. Hayırlı işlere davet eden bir cemaattir. Şubeleri farklı isim altında olabilmektedir. Bütün malları sadaka, bağış ve hibe olarak gelip şirket sıfatıyla gelmemektedir. Çünkü cemiyet ticari ve kâr amaçlı bir müessese değildir. Bütün şehirlerde bu cemiyette çalışan herkes cemiyetin idare meclisine ve kurucusuna tâbi olmaktadır ve idare meclisinden çıkan kararlara bağlı kalmaktadırlar. Bu eğitim cemiyetinde çalışanların bir kısmı gönüllü ve ücretsiz olarak, bazısı ise düşük bir ücretle çalışmaktadırlar. Bu cemiyetin şubelerinin birinde bazı kişiler cemiyetten ayrılmaya ve tek başlarına çalışmaya karar verseler, bu şube için verdikleri ya da toplanmasına sebep oldukları malları geri almaları caiz olur mu? Cevap: Cemaati veya vakfı terk edenlerden hiç kimseye, cemaate veya vakfa verdikleri veya ana cemaatin adı ile topladıkları malları istemeleri caiz olmaz. Çünkü bağış olarak topladıkları her şey merkez vakfın (cemaate) mallarına ilave edilmiştir. Bilinen bir şeydir ki bağışlayan kişi bağışları toplayan kimse için bağışlamamıştır, ancak vakıf için bağışlamıştır ve işler maksatlarına göredir (bir iş hangi maksat için yapıldıysa o geçerlidir). Buna göre bu bağışları geri isteyerek talepte bulunmak caiz olamaz. Çünkü bu bağışlar onun şahsına verilmemiştir ki onu talep edebilsin. Bu vakfın mülkiyetini ya da ondan bir kısmını, bağış yapanlara veya bağış toplayanlara devredilmesini talep etmesine gelince; hayır cemiyeti de olsa vakıf da olsa merkez vakfın (Cemaatin) kurucusunun izniyle olmadıkça bu caiz olamaz. Çünkü bu mallar merkez vakfın mülkü olmuştur. Asıl vakfın sahibinin izni olmadıkça vakfın mallarını kullanmak caiz değildir ve şer’an sahih değildir. Merkez vakfın sahibinin hukukuna ve onlar sebebiyle bir şey vakfetmiş olanların hukukuna açık bir saldırı kabul edilir. Böyle bir şey yapmak kişiyi haram dairesine sokar. Öyle ki Buhari’nin Havle Ensarî (ra)’den rivayet ettiği hadiste Resulullah bundan sakındırmıştır. Havle (ra), “Resulullah (SAV)’ı şöyle söylerken işittim: ‘Muhakkak ki bazı kimseler, hakları olmadığı halde Allah’ın malına dalıyorlar, kıyamet günü onlara ateş vardır.” Cemaati terk eden kişiler bu malları cemaat ve vakıf için değil ancak topluma hizmet için topladığını iddia etse bile bu durumda sözü kabul edilmez. Çünkü bunu cemaatten ayrıldıktan sonra söylemiştir. Bu iddiasını ayrıldığı için ortaya atmakla itham edilir. Çünkü cemaati terk etmeden önceki durumu, yaptıkları ve sözleri bunun aksine işaret etmektedir. Sonuç: Muhakkak ki merkez vakfın (cemaat) sahibi vakfın tüm mallarında yetkilidir, tasarruf ve karar sahibi olandır. Vakfın şubelerine ilave edilen bağışlar merkez vakfın (Cemaatin) bir parçasına dönüşür. O ilave edilen kısımda da kullanma yetkisi asıl vakıf sahibine döner. Asıl sahibinin bilgisi olmadan vakfın (Cemaatin) mallarını kullanmak haksız yere tasarrufta bulunmaktır. Bu tasarrufta vakfa ve vakfın sahibine karşı büyük günah olan bir haddi aşma ve büyük zulüm vardır. Allah en iyi bilendir. Ezher Üniversitesi Doktorlarından Muhammed Said Cevabı Yayınladığı Paylaşım için Tıklayınız: https://www.facebook.com/alshiknasr/posts/1193974880682678?pnref=story.unseen-section   AÇIKLAMANIN VİDEOSU Ezher Üniversitesi Doktorlarından Mısırlı Muhammed Said Hoca’nın Kopenhag’daki Vakıf Binası Hakkındaki Açıklaması