Hicretin ikinci yılında farz kılınan oruç ibadeti nasıl bir ibadettir? Oruç nedir? Oruç tutmak zorunlu mudur? Ramazan Orucu Dışında Hangi Günler Oruç Tutmak Daha Sevaptır? Farz oruç ve nafile oruçta niyet nasıl olmalıdır? Oruca dair pek çok sorunun cevabı ve Oruç tutmak ile ilgili bilinmesi gereken bilgiler yazımızda…
Oruç Nedir?
Oruç; fecr-i sâdık doğduktan güneş batıncaya kadar Allah'a yakın olmak niyetiyle yemek, içmek ve cinsî yaklaşmayı terk etmektir.
O halde oruca ehil olan kişinin fecr-i sâdık doğduktan güneş batıncaya kadar her türlü yemek, içmek ve cinsel yaklaşmayı Allah'a yakın olma, O'nun hoşnutluğuna erişme niyetiyle terk etmesine «Oruç» denir.
Orucun Arapçası ‘’savm ve siyam'dır.’’ Bu iki terim de imsak, yani nefsi tutmak, men etmek anlamına gelir. Bazen siyam, savmın çoğulu olarak da kullanılır. Bu manadan yola çıkarak oruç nedir sorusuna verilecek en güzel cevaplardan biri de; kişinin Allah’ın rızasını elde etmek için midesini yeme içmeye, dilini gıybet ve haram lafızlara, nefsini de yasaklı olan her türlü nefsi arzulara karşı tutarak Allah’ın rızasına erişmek için vermiş olduğu bir irade savaşıdır.
Dinimizde Oruç tutmak, İslâm'ın beş şartından biridir. Fert, aile ve toplum üzerindeki olumlu tesirleri anlatılamayacak kadar çoktur. Her şeyden önce insanı nefsi olarak terbiye edip, hayvanî sıfatlardan uzaklaştırarak meleklik sıfatı kazandırma yönü bu ibadetin dinimizdeki yerini belirtmede önemli bir sebeptir. Hz. Âdem'den Peygamber Efendimiz (sav)’e kadar gelip geçen bütün peygamberlere ve hitap ettikleri kimselere namaz farz kılındığı gibi, oruç tutmak da hem önceki ümmetlere hem Ümmet-i Muhammed’e farz kılınmıştır. Ancak nicelik ve nasıllık bakımından farklı devreleri olmuştur.
‘… sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç size de yazıldı (farz kılındı) ...’’ (Bakara-183) Ayette yer alan ‘’sizden öncekiler’’ ifadesi tüm dinlerde oruç tutmanın olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca yine bu ifade Müslümanları psikolojik olarak rahatlatma niteliğindedir. ‘Bakın ey müminler, size zor gibi görünebilir ama sizden önceki ümmetler de oruç tuttu o halde sizler de tutabilirsiniz denilmiştir.’
Oruç tutmak dinimizde Kur’an ve sünnet ile sabit olmuştur. İnkârı küfrü gerektir.
“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı; gibi size de sayılı günlerde farz kılındı. Ola ki korunup sakınasınız.’’ (Bakara-183)
“İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kâbe’ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.” (Tirmizi- İman 3-2612)
Oruç Ne Zaman Farz Kılındı?
Oruç tutmak hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. İslâm'ın ilk yıllarında her ay üç gün oruç tutulurdu. Bizden önce gelmiş ümmetlerin de farklı sayıda oruç tuttuğu rivayet edilir. Muaz bin Cebel, İbn Mes'ud ve İbn Abbas gibi ashabın ileri gelenlerinden aktarılan rivayete göre, Nuh Peygamber’den Resûlullah Efendimize kadar gelip geçen bütün peygamberler ve ümmetleri her ay üç gün oruç tutmuşlardır. Cenabı-ı Hak bunu yukarıdaki ayetle hükümsüz bırakarak sadece Ramazan ayının tamamında oruç tutmayı farz kıldı. (Bakara 183)
Hristiyanlar ve Oruç
Dağfel bin Hanzele'nin Resûlullah (sav) Efendimizden yaptığı rivayete göre, Hristiyanların da yılda bir ay oruç tutmaları kendilerine farz kılınmıştı. Hükümdarları hastalanınca şifa bulduğu takdirde buna on gün daha ilâve edeceklerine dair adak adamışlardı. Hükümdarları iyileşti ama ağzındaki bir ağrı kesilmedi, devam etti. Bundan da kurtulursa eğer oruçlarını, yedi gün daha ilâve ederek 47 güne çıkaracaklarını söylediler. Hükümdarın ağzı da iyileşince adaklarına uydular. Başka bir hükümdarları ise oruç tutmayı bahar mevsimine alıp 50 gün olarak tamamlanmalarını emretti. Hristiyanlar da buna uyup her yıl bahar mevsiminde 50 gün oruç tutmaya başladılar. Böylece dinlerindeki bir hükmü bozmuş oldular. Hâlbuki onların tuttuğu bu oruç ile Müslümanların tuttuğu ramazan orucu arasında pek çok fark vardır.
İncillerde oruç tutmaktan övgü ile bahsedilir. (Matta 4/13, 6/16-19, 9 /4, Luka 5/33-38) Katolik Hristiyanlıkta Şükran orucu ve kilise orucu olmak üzere iki oruç türü vardır. Hristiyanlar genellikle Çarşamba, cuma ve cumartesi günlerinde oruç tutarlar. Çünkü bu günlerin tövbenin kabul edildiği günler olduğuna inanırlar.
Yahudiler ve Oruç
Tevrat'ta bazı günlerde oruç tutulması emredilmektedir. (Tevrat Çıkış 38/34- 18) Yahudilikte tutulması gereken yegâne oruç ‘’Yom Kippur’’ adı verilen Kefaret Orucudur. En büyük ibadet günlerinden biri olan ‘Kiptur’ gününü en büyük oruç günü kabul edilir ve bugünde oruç tutmak farzdır. (Levililer 16/ 29-31, Sayılar 20/ 97)
İbadette Eşitlik
Oruç tutmak, güneş yılına göre değil kameri yıla göredir. Güneş ve ay yılı takvimine göre bilindiği üzere 11 günlük bir fark vardır. Böylece oruç ibadeti her mevsimde tutulsun, müminler arasında uzun ve kısa, sıcak ve soğuk günlerde eşitlik sağlansın diye Allah ve Peygamberi bu ibadetin kamerî yıla göre yerine getirilmesini emretmişlerdir. Böyle olmasaydı, oruç farz kılındığında Ramazan ayı yaz mevsimine rastlamıştı. Her sene aynı mevsimde tutulması gerekirdi. Böylece her yıl Kuzey Yarımküre ’de çok sıcak ve uzun günlerde oruç tutulurken, Güney Yarımküre ‘de hep kış mevsiminde ve en kısa günlerde bu ibadet yerine getirilirdi. Bu da müminler arasında bölgelere göre ibadet konusunda bir adaletsizlik ve eşitsizlik doğururdu.
Bütün dünya milletlerine gönderilen İslâm, dünyanın coğrafi durumunu dikkate alarak orucun her dokuz yılda ayrı bir mevsimde tutulmasını ayarlamış ve ibadette de en güzel ve doyurucu eşitliği getirmiştir. İslam’ın evrensel bir din olduğuna oruç tutmadaki bu hikmet de bir delil olarak gösterilebilir.
Oruç Tutmak ile İlgili Bilinmesi Gerekenler
Oruç Tutmak Zorunlu Mudur?
Akıllı, ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman'ın Ramazan orucunu tutması Farzdır yani zorunludur.
Ramazan Orucunun Şartları Nelerdir?
Orucun şartları üçtür:
- Vücubunun şartları: İslâm (Müslüman olmak), akıl (akıllı olmak-deli olmamak) ve bulûğdur (buluğ çağına ermiş olmak).
- Edasının vücubunun şartları: Sıhhat ve ikamettir.
- Edasının sıhhatinin şartları: Hayız ve lohusalıktan temizlenmiş olmak ve niyet getirmektir.
Farz Oruç ve Nafile Oruç Ne Demektir?
Orucun farz, vacip ve nafile olmak üzere üç çeşidi vardır.
Farz oruç ile Ramazan orucu kastedilir. Aynı şekilde ramazan orucunun farziyeti gibi tutulamadığındaki kazası da farzdır. Bunun yanı sıra zıhar, kaza veya yanlışlık ile adam öldürme, hacda ihramlıyken zamanından önce tıraş olmak ve ramazan orucunun kasten bozulması nedeniyle tutulan kefaret orucu da farz oruç olarak belirlenmiştir.
Vacip Oruç; adak orucu (nezir) vacip bir oruç çeşididir. Adak, kişinin dini olarak yükümlü olmadığı bir ibadeti yapmayı kendine yapmayı yükümlü hale getirmesidir. Misal kişi adak olarak oruç dilemişse, bu adak orucunu tutması vacip olmuştur. Nafile olan bir orucun bozulması halinde bunun kazası da Hanefilere göre vaciptir.
Nafile Oruç; farz ve vacip dışında kişinin daha çok sevap kazanmak maksadıyla tuttuğu oruçtur. Sünnet, müstehap, tatavvu veya mendup olarak isimlendirilirler. Oruç tutmanın günah olmadığı tüm vakitlerde tutulabilir.
Farz ve Nafile Oruca Nasıl Niyet Edilir?
Orucun şartlarından birisi de niyet etmektir. Niyet olmaksızın oruç sahih değildir. Niyetin yeri kalptir. O halde oruca sadece kalben niyet getirmek de kâfidir. Ancak dil ile de niyet etmek müstehaptır. Bazısına göre sünnettir.
Ramazan orucu için ‘’yarınki orucu tutmaya..’’ şeklindeki niyet yeterlidir. Bununla beraber ‘’yarınki Ramazan orucuna…’ şeklindeki niyet daha efdaldir. Ramazan orucu için her güne ayrı ayrı niyet edilmelidir. (Mevsıli- el İhtiyar- I-397, 400)
Ramazan Orucu Dışında Hangi Günler Oruç Tutmak Daha Sevaptır?
Nafile oruç, farz oruç gibi her Müslümana tutulması zorunlu olmayan; tutanlar için mükâfatın olduğu, tutmayanlara da cezanın olmadığı sünnet yahut mendup oruç çeşididir.
- Bunlardan birisi de Şevval ayında tutulan altı gün orucudur. Hz. Peygamber bu oruç hakkında şöyle buyurmuştur:
“Ramazan orucunu tutup, buna bayramdan sonra altı gün daha ilave eden yılın tamamını oruç tutmuş gibi olur.” (Müslim- Sıyam- 204; Tirmizi- Savm- 53; Ebu Davud- Savm, 58-59)
Bu hadise binaen ramazan orucunu tutmayıp ondan sonraki şevval orucunu tutmak doğru değildir. Şevval orucunu tutarak ‘yılın tamamını oruç tutmuş sayılma’ sevabının elde edilmesi için bu kimsenin öncelikle ramazan orucunu tutması gerekir.
- Ramazan dışında oruç tutmak isteyen için Nafile oruçlardan bir diğeri de, zilhicce ayının ilk on günü tutulan oruçtur. Şevval ayında tuttuğumuz 6 günlük oruç Ramazan’ın hüznünü azaltan bir nevi teselli orucudur. Bu 10 günlük oruç Ramazan’ı güzelce ihya edemediğini düşünen ya da oruç ayının maneviyatına doyamayanlar için muhteşem bir fırsattır. Ayrıca Zilhicce ayı Hac ibadetinin yerine getirildiği bağışlanma ve merhamet ayıdır. Bu günlerin kıymetine dikkat çeken Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah'a ibadet edilecek günler içinde Zilhiccenin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi, Savm- 52; İbn Mace, Sıyam- 39)
- Oruç tutmanın fazileti ile nasiplenmek isteyen kimse için diğer bir nafile oruç çeşidi de; Aşura orucu diye adlandırılan, muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu günü tutulan oruçtur. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
“Muharrem’in dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutun! Bu şekilde Yahudilere muhalefet edin!” (Beyhaki Sünenü’l-Kübra 4/287- Sahihu İbni Huzeyme 2/1006- Tirmizi 2/55)
- Peygamber pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçirirdi. Bu günlerde tutulan oruçlar da müstehaptır.
“Pazartesi ve perşembe günleri ameller (Allah'a) arz olunur. Ben, oruçluyken amellerimin arz olunmasını isterim.” (Tirmizi, Savm- 44; Nesai, Sıyam- 70)
- Zilhicce’nin dokuzuncu günü arefe günügünü ise Kurban Bayramıdır. Tutabilen 9 günün tamamını oruçlu geçirebilir. Her gün kendi içinde çok faziletli ve sevap barındırır. Lakin arefe günü tutulan oruç için Resûlullah (sav) çok övgüler de bulunmuştur.
“Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir yılın ve gelecek yılın günahlarına kefaret olur.” (Tergib ve Terhib Trc, 2. 457)
- Eyyamu’l Bıyd orucu (ayın 13.14.15.günleri); bu günler ayın en parlak olduğu günler olduğu için bu isim verilmiş olmakla beraber Rasulullah hicri ayların 13. 14. ve 15. Gecelerinde oruç tutmuş ve ümmetine de tavsiye etmiştir.
‘’ Milhan el-Kaysî (Radiyallahu anh) şöyle dedi: Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Eyyamu’l-Beyd, yani ayın on üçü, on dördü ve on beşinci günlerinde oruç tutmamızı bize emrederdi. Bu günlerdeki oruç 1 senelik oruç gibidir.’’ (Ebu Davud 2449, Nesei 2431, İbni Hibban Mevarid 946, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/2728)
MERAK EDİLEN SORULAR
-
Hamilelikte Oruç Tutmak Sakıncalı mıdır?
Ramazan orucunu tutmamak için geçerli nedenlerden birisi de gebelik veya çocuk emzirmektir. Emzikli veya gebe kadınlar, kendilerine ya da çocuklarına bir zarar gelmesinden korkmaları durumunda oruç tutmayabilirler. Bu kadınlar bir nevi hasta hükmünde oldukları gibi, onlara bu ruhsatı tanıyan hadisler de mevcuttur. (Nesai, Sıyam- 51- 62; İbn Mâce, Sıyam- 12)
Anne dayanabilecek ve çocuk da aksi yönde etkilenmeyecekse, gebe ve çocuk emziren kadın oruç tutmalıdır. Bu konuda alanında uzman bir doktora başvurulması ve fetvanın sağlık durumunun ciddiyetine göre verilmesi gerekir. Oruç konusunda hassas davranılmayıp en ufak bir zorlukta orucun terkedilmesinin de caiz olmadığı unutulmamalıdır.
Hamilelik ve çocuk emzirme gibi geçerli nedenlerle oruç tut(a)mayan kadınlar, tutamadıkları bu oruçlarını elverişli olduğu diğer zamanlarda kaza ederler.
-
Recep Ayında Oruç Ne Zaman Tutulur?
Mübarek üç ayların ilki Recep ayını oruçlu geçirmek Şaban ve Ramazan ayları için kalbi Allah’a yakınlaştırmak, nefsi dünyadan ve günahlardan arındırmak için sunulmuş bir hediyedir. Lakin Receb ayının tamamını oruçlu geçirme konusunda bir hadis yahut rivayet yoktur. Üç ayları aralıksız tutmak sünnet yahut müstehap değildir.
Ebu Davut’ta geçen bir rivayette Resûlullah (sav), hiç ara vermeden oruç tutan bir adama bazı tavsiyelerde bulunduktan sonra şöyle buyurmuştur: "Haram aylarından bazısını tut, bazısını bırak, haram aylarda tut ve bırak, haram aylarda tut ve bırak." "Resûlullah 'tut' dedikçe, üç parmağını kapattı, 'bırak' deyince de üç parmağını bıraktı." Böylece Peygamberimizin o adama, "Üç gün tut, üç gün ara ver" dediği anlaşılıyordu. (Ebu Davut, Savm- 54)
Diğer aylarda nasıl oruç tutuluyorsa bu ayda da öyle tutulur. Pazartesi- Perşembe orucu, ayın 13, 14 ve 15. Günü orucu yahut kaza orucu, kefaret varsa onlar da tutulabilir.
-
Niyet Etmeden Oruç Tutmak - Niyet Etmeden Oruç Tutulur mu?
Kabul edilmez. Çünkü niyet, oruç ibadetinin şartlarındandır. Kalpten geçirmek yeterli ise de dil ile söylenmesi de müstehaptır. Hanefi fukahasına göre görüş birliğiyle her gün için ayrı niyet getirmek şarttır. Çünkü her günün orucu ayrı bir ibadettir. Şafiîlere göre, niyet bir rükündür ve her gün fecirden önce niyet edilmesi gerekir. (Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı: 2/200)
-
Oruç Tutmak Ne Demektir?
Mükellef olan ve şartlarını taşıyan her Müslüman’ın üzerine farz olan Ramazan Orucu, niyet ederek imsaktan güneş batıncaya kadar yemek, içmek ve ailevi münasebetten uzak kalmaktır.
-
Cünüp İken Oruç Tutmak - Cünüpken Oruç Tutulur mu?
Hanefilere göre cünüp olmak, kişinin tutmuş olduğu oruca engel değildir. Bundan dolayı bir kişi orucu bozacak etken veya sebeplerden birisiyle değil de ihtilam gibi veya imsaktan önce cünüp olma gibi bir durum olup imsaktan sonra gusül alamamış ise bu cünüplük kişinin tutmuş olduğu oruca zarar vermeyecektir. Ancak kişi acilen gusül almalıdır. Orucu kabul olsa da farz namazlar da sıkıntı olacaktır.