07 Mayıs 2021
Güncelleme Tarihi: 05 Nis 2022 09:24:55

Ramazanla ilgili hadisler ışığında Resulullah’ın müminlere tavsiyeleri sizlerle.. Ramazan ayının ve orucun fazileti nedir? Oruçla ilgili ayetler ve hadisler bize ne söylüyor? Oruç neden farz kılınmıştır? Müminler için nefsi terbiye ve en büyük mağfiret fırsatı olan oruç ve Ramazan ile ilgili hadisler ve ayetler bu yazımızda…

 Ramazan ile İlgili Ayetler Nelerdir?

Ramazanla ilgili ayetler şu şekildedir;

BAKARA 185-Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur’an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah’ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.

KADİR 1/5- Biz o (Kur’an)ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail veya Ruh adındaki melek) o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler. O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir.

Ramazan ile ilgili ayetler inmiş olması ve ramazan ayı ifadesinin bizzat geçmesi bu ayın kıymetini ortaya koymaktadır.

Ramazanla İlgili Hadisler Nelerdir?

Başı rahmet, ortası mağfiret sonu cehennemden kurtuluş Ramazan ayı hakkında biricik kılavuzumuz Rahmet peygamberimiz sav ‘in bu ay için buyurduğu hadisi şerifleri sizler için derledik.. Ramazanla ilgili hadisler şu şekilde;

Ramazan Günahların Bağışlanması için Fırsattır

Her anı bereket ve mağfiret ile çevrilmiş ramazan ayı kararmaya yüz tutmuş kalplerin parlatılması, günaha ve dünyaya dalmış nefislerin arındırılması, Allah’a ulaşma yolunda hızlı mesafe kat etmenin anahtarıdır. Allah Resûlü Ramazan ayının faziletini bilerek oruç tutanların bağışlanacağı hakkında şöyle buyurmuştur:

  • Ebû Hureyre’ den rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:

Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş    günahları bağışlanır.” (Buhârî- Îman -28: Savm- 6)

  • Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:

          “Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki Ramazan,   (işlenecek küçük) günahlara kefarettir.” (Müslim, Tahâret 16)

Ramazan Ayında Şeytanlar Bağlanır!

  İnsanın nefis, şeytan ve çevresinden oluşan düşmanları vardır. İnsanı aşağıların aşağısına çekmek için fırsat kollayan, ayağının kaymasını dört gözle bekleyen baş düşmanı şeytan, Ramazan ayında Allahu Teala’nın izniyle zincirlerle bağlanır. İnsanın Allah’a yakınlaşması için Ramazan ayında bir düşmanı engellenmiş bir düşmanı da zayıflatılmış olur. Ancak yine de nefsimizin kötü arzuları ve çevremizdeki insanların yanlışa sürüklemesi tehlikesinin hala devam etmekte olduğu unutulmamalıdır. Bu durum hakkında Resûlullah sav şöyle buyurmuştur:

  • Ebû Hureyre ra’ dan rivayetle Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: ‘’Ramazan ayı girdiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur.” (Buhârî- Bed’ül-Halk- 11- Savm- 5: Müslim- Sıyâm-1, 2, 4, 5)

Ramazan Ayına Erişip de Değerlendiremeyenlerin Vay Haline!

  Sağanak sağanak rahmetin yağdığı, yapılan her ibadete misliyle mükâfat verildiği Ramazan ayını değerlendirememek tabiri caizse zengin bir kimsenin havaya para saçması ama gafil kimselerin yanından geçip gitmesi gibidir. Ramazanla ilgili hadisler bize bu aydan ancak gafil kimselerin mahrum kaldığını anlatmaktadır.

 Nebi (sav) Ramazan ayını gibi bir fırsatı değerlendiremeyip gafil geçirenler hakkında şöyle buyurmuş ve çok ağır bir ikazda bulunmuştur;

  • Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün!.. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün!.. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!.. (Tirmizi, Daavat 110, (3539)

En Bereketli ve Faziletli Aydır Ramazan!..

  Ramazan ayının kıymeti, bereketi ve feyzinin çokluğu öyledir ki eğer gerçekten bunun farkında olsaydık bu ayın bitmesini hiç istemezdik. Ramazanla ilgili hadisler bu ayın faziletini fazlasıyla ortaya koymaktadır.

Ramazanın kıymetini Resûlullah ümmetine şöyle bildiriyor;

  • Eğer kullar, Ramazan’ın faziletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temennî ederlerdi…” buyruluyor. (Heysemî, c. III, sf. 141)
  • İbni Abbâs (r.a.) şöyle dedi:

Resûlullah insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrâil’in (a.s.), kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil (a.s.), Ramazan’ın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, (karşılıklı) Kur'an okurlardı. Bundan dolayı Resûlullah Cebrâil (a.s.) ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı." (Buhârî, Bedü'l-vahy 5, 6, Savm 7, Menâkıb 23, Bed'ul-halk 6, Fezâilü'l-Kur'ân 7, Edeb 39)                      

Bin Aydan Hayırlı Kadir Gecesi Ramazan İçinde Gizlidir

Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesi ramazan ayının son on günü içerisindedir. Ramazana ulaşıp da Kadir Gecesini aramayan, bu geceyi ihya edemeyen manevi lezzetlerden mahrum kalmıştır.

Ramazanla ilgili hadisler içerisinde en dikkatle okumamız gerekenler arasında, bilhassa kadir gecesi ile ilgili olanlar bulunmaktadır.

Zira Resulullah’ın Kadir gecesini ramazanın son on gününde arayın diye buyurması o vakitleri Allah ile daha çok değerlendirin, ibadetlerinize daha çok vakit ayırın uyarısıdır aslında. Çünkü ramazan ayı artık bitmeye yaklaşmış, her saniyesi bir hazine kıymetinde vakitlerin sonu yaklaşmış, mağfiret yağmurunun azalacağı kesinleşmiştir.

  • Resulullah bu konu hakkında bizlere şunları söylemiştir;

Kadir Gecesi’ni Ramazanın son on gününün tek günlerinde arayın.” (Tirmizî, “Savm”, 71)

  • Ayşe (r.a.) şöyle dedi:

Ramazan ayının son on günü gelince, Resûlullah geceleri ibadetle ihyâ eder, ailesini uyandırır, kulluğa soyunup paçaları sıvardı.” (Buhârî, Leyletü’l-kadr 5)

Oruç ile İlgili Ayetler

Oruçla ilgili ayetler içerisinde özellikle orucun farziyetini anlatan ayet şu şekildedir;

  • BAKARA 183- Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız.

Oruç ile ilgili diğer ayetler ;

  • BAKARA 184- (Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.
  • BAKARA 187- Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah’ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikten size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla beraber siz mescitlerde itikâf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.
  • AHZAB 35- Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mütevazı erkeklerle mütevazı kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkeklerle Allah’ı çok zikreden kadınlar var ya, işte onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
  • TEVBE 112- (Bunlar), O tövbekâr olanlar, o ibadet edenler, o hamd edenler, o oruçlular, o rükuya varanlar, o secdeye kapananlar, iyiliği emredip, kötülükten vazgeçirenler, Allah’ın hududunu koruyanlar (emirleriyle yasaklarının ölçülerine riayet edenler)dır. Müjde ver o müminlere, müjde!

Görüldüğü üzere oruç ile ilgili ayetler hayli fazladır ve bu ayetler ibadetinin kıymetini açıkça ortaya koymaktadır.

Oruç ile İlgili Hadisler Nelerdir?

   Ramazan ayının en önemli ibadeti bilindiği üzere oruç tutmaktır. Ramazan orucunu tutmak şartlarını taşıyan her Müslüman üzerine farzdır.

Sağlık açısından, bilimsel açıdan her gün faydaları yeni yeni keşfedilen ve günahların affedileceği, nefsin arındırılacağı, manevi mertebeler atlayabileceğimiz Ramazan orucu hakkında Resûlullah sav şöyle buyurmuştur:  

Oruç Cehennemden Kurtuluşun Biletidir!

Günah işlemeye meyyal yaratılmış kul bilerek veya bilmeyerek pek çok hata işler. Rabbimiz günahlarımızı Rahman, Rahim, Vedud, Settar isimleri hürmetine örtmek affetmek ister. Rabbimiz kullarını sever, onların da kendisini sevmesini, kendisine yakınlaşmasını ister. Bu kadar günahın yüküyle rabbimize yükselmemiz zordur. Rabbimiz günahlarımızı affetmek ve cehennemden azat için Ramazan orucunu tutmamızı Resûlullah’ın diliyle bizlere şu şekilde haber veriyor:

  • Ebû Saîd el-Hudrî’ den rivayetle;

Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.(Buhârî- Cihâd-36: Müslim- Sıyâm -167/16)

Cennette Reyyan Katı Oruç Tutanlar İçindir!

Dünyada yapılan işlerin mükâfatını Rabbimiz Teâlâ cenneti ile verecektir. Hayallerin yetersiz kaldığı, her şeyin elimizin altında olacağı, huzur ve esenliğin olduğu barış diyarı cennette Reyyan katını rabbimiz oruç tutanlara has kılmıştır.

Bu konuda Resûlullah sav şöyle buyuruyor:

  • Sehl İbni Sa’d Resulullah sav ’den rivayet ediyor

Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. ‘Oruçlular nerede?’ diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.” (Buhârî- Savm- 4: Müslim- Sıyâm- 166)

Dilini Tutmayan Orucun Sevabından Mahrum Olur!

 İnsan da öyle bir organ vardır ki onu hem vezir yapar hem de rezil eder. Şüphesiz ki bu organ dilidir. Kul söyleyeceği bir cümle ile rabbini gülümsetebileceği gibi kuracağı bir cümle ile de Rabbinin gazabını üzerine çekebilir. Bilhassa oruçlu iken ağızdan çıkan her kelimenin orucun sevabı üzerinde etkisi vardır. Nice oruç tutanlar vardır ki dil belası ile ona kalan yalnızca açlığı olmuştur.

Resulullah sav bu konu da ümmetini şu şekilde uyarıyor;

  • Ebû Hureyre ’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sav şöyle buyurdu:

Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum’’ desin.’’ (Buhari- Savm-9)

  • Ebû Hureyre ’den rivayet edildiğine göre Nebi sav şöyle buyurdu

“Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terk etmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.” (Buhari- Savm- 8:Edeb- 51)

  • Allah Resûlü bir gün: “Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe (tutan için) bir kalkandır.” Buyurdu. Ashabı Kiram: “(Oruçlu) onu ne ile zedeler diye sorunca Resûlü Ekrem Efendimiz “Yalan ve gıybetle…” cevabını verdiler. (Nesai- Sıyam- 4 

Sıhhat Oruç İledir

Sağlık açısından ve bilimsel açıdan faydaları her gün yeni yeni anlaşılan oruç hem ruh için hem de beden için taze bir nefestir. Günlük 14 saat aç susuz kalmak hem organların kendini yenilemesi onarması için bir fırsat hem de bazı hastalıkların tedavisinde doğal bir ilaçtır.

14 asır evvelden bunlar bilinmezken Resulullah bir cümle ile tüm konuyu şu şekilde özetlemiştir; 

  • ’Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız!” (Heysemî- 203 III- 179)

Orucun Mükâfatını Allah-u Teâla Özel Olarak Verir!

Yaptığımız her ibadete riya karışması tehlikesi vardır. Ama oruç da bu tehlike minumum seviyeye düşer. İnsan başkaları görsün diye açlığa susuzluğa katlanmaz. Oruç kula tek başına kalsa da Allah’ın kendisini her an gördüğü bilincini kazandırır ve orucu da yalnızca Rabbini razı etmek için tutar. Aslında oruç kulu bu nefsi isteklere karşı tutar, bağlar.

Bu güzel bağlanmanın ecrini de rabbimiz ayrıyeten vereceğini resulü aracılığıyla şöyle bildirir:

Bu güzel bağlanmanın ecrini de rabbimiz ayrıyeten vereceğini resulü aracılığıyla şöyle bildirir:

  • Canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Zira Allah ;’’ yemesini, içmesini ve şehvetini sırf benim için terk etti. Bu sebeple onun mükâfatını ben vereceğim. İyiliğinin karşılığı ise on misli iledir. (Buhari- Savm- 2)
  • Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir. Yalnızca oruç istisna, o benim içindir. Onun mükâfatını verecek olan da benim. Canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu Allah indinde misk kokusundan daha güzeldir. (Müslim-Siyam- 161)

 Oruç İslam’ın Beş Esasından Biridir

 Müslüman olmanın şartlarından birisi de oruç tutmaktır. Kul oruç tutarak rabbinin huzurunda nefsine dünyaya karşı dik durduğunu O’na karşı da teslim olduğunu dile getirmiş olur.

Hem bu dünya da hem de ahirette yoldaş olan oruç ibadeti hakkında Resûlullah sav şöyle buyurmuştur:

  • İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kâbe’ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak. (Tirmizi- İman 3-2612)
  • ’Mümin öldüğünde, namazı başucunda, zekâtı sağında, orucu solunda bulur.”

(Bkz. Heysemî- III-51)

Gerçek Sevinç Oruç İledir!

İnsanoğlu mutluluğun ve sevincin nerede olduğunu hep araya gelmiştir. Gerçek sevinç ve mutluluğun yerini Efendimiz sav şöyle göstermiştir:

  • Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.(Buhari-Savm- 9: Müslim-Sıyâm- 163)

 Unutarak Yemek Allah’ın Kuluna İkramıdır!..

 Orucu bozan durumlardan birisi bilerek yemek ve içmektir ki bu durumlar da orucu kaza etmek gerekir. Rabbimiz unutarak yiyen kullarını bağışlamıştır. Adeta unutarak yiyen kullarına bu yemeği ikram etmiştir.

Böyle kullar için de Resûlullah sav şöyle buyurmuştur:

  • Ebu Hureyre ’den rivayetle peygamber efendimiz (sav) şöyle buyurdu; ‘’Sizden biriniz unutarak bir şey yer yahut içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.” (Buhari- Savm 26; Eymân- 15)

Oruç Neden Farz Kılınmıştır?

Oruç, insanlık tarihi kadar eski ve kadim bir ibadettir. Rabbimiz bu hususu bize Bakara Suresinde şöyle ifade etmektedir: ‘’Ey müminler! (kötülüklerden ve haramlardan) korunmanız için oruç tutmak, sizden öncekilere farz kılındığı gibi sizin üzerinize de farz kılındı.’’ (Bakara 183 ) ayette yer alan ‘’sizden öncekiler’’ ifadesi ilk insan ve ilk peygamber Hz Âdem’e kadar tüm insanları içine alır.

Yapılan araştırmalar ister beşeri isterse ilahi tüm dinlerde oruç ibadeti olduğunu gösterir. Bu zamana kadar hiçbir toplum ya da kavim dinsiz bırakılmadığı gibi zaman, şekil, içeriği değişik olsa da oruç ibadetlerinden yoksun bırakılmamıştır. Bu gerçeği peygamberler tarihine baktığımızda rahatlıkla görebiliriz.

   Oruç tutmanın fazilet ve faydaları, insana kazandırdığı pek çok fayda vardır. Bunca fazilet ve faydasına bakarak bu yüzden oruç farz kılınmıştır denilemez. Allah azze ve Cellenin haram kıldığı ya da farz kıldığı her şey de bir sebep bir hikmet vardır. Yalnız konuyu ortaya koyarken sadece bu açılardan ele almak insanların itirazına ve bu durumda da yoldan çıkmasına, sapıtmasına yol açabilir.

Oruç tutmanın asıl hikmeti de elbette bu değildir. Orucun asıl hikmeti Allah’a tam bir teslimiyetle teslim olmak, O’na hiçbir şart koşul sunmadan itaat etmektir. Oruç, kulu teslimiyetin zevkine eriştirir. Haliyle de kul Allah’a itaat ve teslim olmanın lezzetini tadar. Oruç, Allah’ın ‘tutun’ dediğini tutmak, ‘yapın’ dediğini koşulsuz yapmak amacıyla O istediği için tutulur. Bu teslimiyeti anlamış ve tam bir teslimiyetle Allah’a teslim olmuş kul Allah’a daha çok yakınlaşır.

Oruç Tutmanın Faydaları Nelerdir?

      ‘’Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur.” (Münziri- 579)

  Oruç öyle bir ibadettir ki kula hem maddi hem manevi hem nefsi hem ruhi hem de sağlık açısından pek çok fayda sağlar. Resûlullah (sav) ‘’ Oruç tutun, sağlıklı olursunuz.’’ Buyururken belki de her çeşit faydayı kast etmiştir.

-        Oruç tutmak öncelikle bedeni ardından nefsi ve ruhu terbiye eden en uygun araçtır.

-        Oruç tutmak, açlık ve susuzluk ile kişinin iradesini kuvvetlendirir. Kul yalnızca rabbinin rızası için yaz demeden kış demeden yemek yemez, su içmez. 

-        Oruç tutmak, insana disiplin kazandırır. Sahura kalkmak, iftara yetişmek, mukabele okumak, namaz vakitlerini takip etmek ile hayatını düzene girdirir. 

-        Oruç tutmak, ilk başlarda nefse zor gelse de bir ay boyunca iftara kavuşan insanda Allah’ın rızasına kavuşma arzusu doğar.

Orucun manevi ve bilimsel faydaları için;

     On bir ayın sultanı Ramazan, bereketi bol rahmeti geniş bir zaman dilimidir. Allah azze ve celle semanın kapılarını sonuna kadar açar ve ilahi nurları her yana yayar. Yapılan her ibadete ve iyiliğe bu aya has daha çok sevap verir. Rahmeti öyle bir denizdir ki susuz kalmak imkânsızdır.

  Ramazan ile ilgili Rasûlullah sav ‘’ Allah’ım! Recep ve Şabanı hakkımızda hayırlı eyle, bizi ramazana ulaştır’’ diye dua ederdi.  Efendimiz sav bu ayı gerçekten değerlendiren kulların günahlarının bağışlanacağının müjdesini vermiştir. Gerek ramazan ile ilgili hadisler gerekse oruç ile ilgili hadisler ve ayetler bu ayın bizler için kaçırılmaz bir fırsat olduğunu o kadar çok vurgulamıştır ki, Efendimizin, bu ayın kıymetini bilmeyenler için “Burnu sürtülsün! İfadesini neden kullandığı daha iyi anlaşılmaktadır.

Her anı sevap ile çevrilmiş bu ayı, ramazanla ilgili hadisler ve oruçla ilgili hadisler ışığında hakkıyla anlayan, Efendimizi örnek alan, bu ayı layıkıyla geçiren ve sonunda da bayram sevincine ulaşan kullardan olmak duasıyla…

İftar Duası Türkçe Arapça Okunuşu, Oruç Açma Duası Nasıl Yapılır? Okumak için tıklayınız,

Ramazanla ilgili hadisler