30 Nis 2023
Güncelleme Tarihi: 30 Nis 2023 17:31:28

 Yaşadığımız tüm hukuksuzluklara hassaten Alparslan Kuytul Hocaefendi ve 4 Furkan gönüllüsü kardeşimizin haksız tutukluluğuna ses vermek için Adana Atatürk parkında Basın Açıklaması yapmak üzere toplanmış bulunmaktayız. 355 gündür Ağrı-Patnos Cezaevine sürgün edilen Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi ve bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan 4 Furkan Hareketi mensubunun 15 Haziran’da yargılanacağı mahkemesine 47 gün kaldı.

Furkan Hareketinden Adalet İçin Ses Ver Konulu Basın Açıklaması


Furkan Hareketi mensupları olarak her geçen gün zulmün, adaletsizliğin, keyfi uygulamanın artığı günümüz Türkiye’sinde bugün Adana İstasyon Meydanında ADALET İÇİN SEN DE SES VER" çağrısıyla bir miting tertiplemek istedik. Bunun için 25 Nisan Salı günü, 30 Nisan Pazar günü saat 15.00-17.00 arası Adalet temalı bir miting gerçekleştirmek için valiliğe başvuruda bulunduk. Valilikten de emniyetten de olumsuz herhangi bir dönüş olmadı. Biz bu durumu onay kabul edip tüm hazırlıkları yaptık. Branda ve el ilanları ile duyurular hazırlandıktan sonra cuma günü sabah saat 11 civarı valilikten bu mitingin uygun görülmediğini bildiren gerekçesiz bir evrak verildi. Bunun üzerine miting saatine hala 48 saatten fazla olduğu için Valiliğe gidip yeni bir bildirim vermek istedik ancak Valilik makamı bildirimi kabul etmedi.


Bir yandan valilikte bildirimi teslim edebilmek için beklerken diğer yandan arkadaşlarımız notere gidip ihbar göndermek istediler ancak gidilen 5 ayrı noterdeki memurlar 'Bir üst kuruma ihbar yapamayız diyerek etmediler.
Bu arada Pazar günü için son 48 saat sınırı geçmiş olduğu için valilikteki memur orada bekleyen arkadaşlarımızla alay edercesine getirin dilekçenizi alalım dedi.
Arkadaşlar da dilekçe üzerinde saati değiştirip 16.00'ya alınca valilik evrakı bu haliyle teslim almış oldu. Ağır işleyen ve mesai bitince duran bürokrasi birden bire değişti, ek mesai başladı ve saat 18.30'da miting tertipleme ekibi telefonla tek tek arandı. Mesai bitimine rağmen alelacele hazırlanan "uygun görülmemiştir" evrakı, ilgili kişilerin telefonlarına ulaşılamadığı için Valilik tarafından WHATSAPP üzerinden mesajla gönderildi.
Oysa Adalet temalı miting yapıp dağılacaktık!


Bu memlekette birilerinin ADALET demesinden kim, neden korkar? Yapılan hukuksuzlukları, talimatlı mahkemeleri konuşmamızdan rahatsız oluyorsanız ZULMETMEYECEKTİNİZ!


Yıllardır yaptığımız “Adalet ve Özgürlük” eylemlerimize, yakınlaşan mahkeme ve yaşadığımız kritik günler nedeniyle “ZALİMİ GÖR ZULME DESTEK OLMA!” sloganıyla bugün start verdiğimizi bildirmek isteriz.


Furkan Hareketi olarak, durduğumuz Tevhidi çizgi ve Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin dik duruşuna tahammül edemeyenler nedeniyle 10 yıldır çeşitli zulüm ve baskılamalara maruz kalmaktayız. “Zalim kim olursa olsun ona karşı çıkmak, mazlum kim olursa olsun onun
yanında durmak” şiarıyla hukuksuzluklara verdiğimiz tepkiler sonucu uğradığımız engellemeleri sizinle paylaşmak istiyoruz. 10 yılı özetlemek istiyoruz


⮚ Yıllardır toplumun ihyası için yapmış olduğumuz konferanslarımız 2014 yılından itibaren gerekli tüm resmi izinler alınmasına rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeksizin iptal edildi. Bu nedenle hala Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı tüm konferans ve spor salonlarında konferans yapamamaktayız.
⮚ Düğün salonlarında yapmış olduğumuz konferanslarımız salon sahipleri tehdit edilerek engellenmeye çalışıldı. Bu şekilde bayan ve erkek olarak yapmak istediğimiz yüzlerce konferansımız engellendi.
⮚ 29 Mayıs 2016 yılında İskenderun’da ve 22 Nisan 2017 tarihinde Adana’da gerçekleştirmek istediğimiz konferans ve etkinliklerimiz engellendi ve bunu duyurmak için yapmak istediğimiz basın açıklaması, son yıllarda yaptıkları zulümle şöhret olan emniyetin ağır müdahalesine maruz kaldı. O biber gazlı, plastik mermili ağır müdahale görüntüleri hala hafızlarda tazeliğini koruyor.
⮚ Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi ilk olarak 30 Ocak 2018’de “hukuk garabeti” olarak nitelendirilecek bir dosya ile tutuklandı. Cezaevinde aylarca süren tecrit ve çeşitli hukuksuzlukların ardından 22 aylık bir hapishane hayatı sonrasında 5 Aralık 2019’da tahliye edildi.
⮚ Yine 2018’de Furkan Vakfı resmi sitesi, İslami derslerin yapıldığı eğitim sitemiz, Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul resmi Facebook hesaplarımız BTK tarafından erişime kapatıldı.
⮚ Birçok insanın fedakarlığı ve samimiyetiyle kurulan Furkan Vakfı’na 1 Şubat 2018’de kayyum atandı. Bazı Furkan Hareketi mensuplarının evleri ‘vakfa ait temsilcilik’ gibi gösterilerek mühürlendi.
⮚ 7 Şubat 2018’de yaklaşık 30 ilde Furkan Hareketi ile yakın olduğu iddia edilen ve adı Furkan olan vakıf ve derneğin faaliyetleri menedildi.
⮚ 5 Nisan 2018 tarihinde Adana’da ikamet eden öğrencilerin ve iki ailenin evi Furkan Vakfı’nın yurdu olduğu gerekçesiyle mühürlendi. Yüzlerce öğrenci 7 ay boyunca sokağa terk edildi. Öğrencilerin verdiği hukuk mücadelesi sonucunda mühürlenen evler yeniden açıldı.
⮚ 22 Mayıs 2020 tarihinde Adana’da pandemi bahane edilerek ‘açık havada’ ve sosyal mesafeye uyarak teravih namazı kılmak isteyen Furkan Hareketi mensupları polisin ağır müdahalesine maruz kaldı.
⮚ 3 Mayıs 2021’de Ramazan ayında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belirlediği camilerde itikafa girmek isteyen Gaziantepli Furkan Hareketi mensupları, camii içinde polisin biber gazlı ağır müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. Bir gün sonra Adana’da camilere eş zamanlı baskınlar yapıldı. Türkiye gündeminde günlerce konuşulan bu skandal müdahaleler sonucunda aralarında Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin de bulunduğu yaklaşık 556 kişi hukuksuz bir şekilde gözaltına alındı. Tarih, camide ibadet edenlere yapılan bu saldırıyı asla unutmayacaktır.
⮚ 2021 yılının çeşitli tarihlerinde devleti, devlet kurumlarını ve kendi çevresini dolandıran müfteri bir iş adamının lafıyla 8 kardeşimiz tutulandı. Bu kardeşlerimizden 5 kişi sonrasında tahliye edildi.
⮚ Kardeşlerimizin hukuksuz tutukluluğunu nedeniyle 20 Mart 2022’de yapmak istediğimiz basın açıklaması Adana Emniyeti’nin dünya gündemine çıkan skandal sokak işkencesi sonucunda engellendi. 20 Mart olayı “polisin dehşet sokak işkencesi” toplum hafızasına kazındı.
Bu şekilde anayasal hakkımız olan daha nice basın açıklamalarımız çeşitli bahanelerle engellendi.
⮚ 9 Mayıs 2022’de Alparslan Kuytul Hocaefendi tutuklandı. Muhterem Hocamız ailesinden ve sevdiklerinden 1000 km uzaklıktaki Ağrı Patnos Cezaevine sürgün edilerek bugün tam 355 gündür tek başına bir koğuşta çeşitli hukuksuzluklara maruz kalmaktadır. Diğer 4 kardeşimizde farklı farklı şehirlerde hiçbir suçları olmadığı halde tutuklu yargılanmaktadırlar.


Baskı ve zulümle geçen 10 yılı kısaca özetlemeye çalışırken şu an Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin maruz kaldığı hukuksuzlukları ve Ağrı Patnos Cezaevi’nin keyfi uygulamalarına da kısaca değinmek istiyoruz;
Alparslan Kuytul Hocaefendi daha tutuklandığı ilk gece Evinden 1000 km uzaklıktaki Ağrı Patnos cezaevine şifahi bir talimatla sürgün edildi.
⮚ Zulüm 1: Alparslan Kuytul Hocaefendi’yi cezaevinde de sindirmek ve susturmak için hakkında 10 tane soruşturma açıldı.
⮚ Zulüm 2: Alparslan Kuytul Hocaefendi, Patnos L Tipine giriş yapar yapmaz herhangi bir karar ve soruşturma olmadan, kendisinden savunma bile istenmeden görüntülü görüşme hakkı engellendi.
⮚ Zulüm 3: Sevk başvurusunu engellemek için haksız bir şekilde kınama cezası verildi. Kınama cezası bahane gösterilerek Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin sevk başvurusu reddedildi!
⮚ Zulüm 4: Hukuksuz bir şekilde kullandırılan 2 haftada bir 10 dakikalık görüntüsüz telefon konuşmalarına 7 farklı soruşturma açıldı. Açılan bu keyfi soruşturmalardan 3’ü bizzat Cezaevi İdaresi ve Savcılık tarafından “Ceza Verilmesine Gerek Yok” kararı verilerek iptal edildi.
⮚ Zulüm 5: Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yaptığı 10 dakikalık telefon görüşmesinde değindiği konular birilerini rahatsız etmiş olmalı ki toplamda 6 aylık bir telefon yasağı getirildi. Hocaefendi'nin adaletsizliklerle alakalı 2 konuşmasından dolayı birinci konuşmasına 1 ay, ikinci konuşmasına da 2 aylık bir telefon yasağı getirildi. Yakın zamanda ise Ramazan ayıyla ilgili yapmış olduğu konuşmasından dolayı 3 aylık bir konuşma yasağı verilmesiyle toplamda 6 aylık konuşma yasağı getirildi. 1 aylık telefon yasağı infaz hakimliği kararıyla kaldırılmış fakat infaz savcılığının itirazı üzerine tekrar incelenmiş ve yasak Patnos ağır ceza mahkemesinin kararıyla kesin
bir şekilde bir kez daha kaldırılmıştır. İkinci yasak olan iki aylık konuşma yasağı ise infaz hakimliğince kaldırılmıştır. Son verilen 3 aylık konuşma yasağına ise avukatlarımız itiraz etmiştir.
⮚ Zulüm 6: Cezaevinde tecritte olmasına rağmen kaldığı koğuşun dışarıya ve koridora bakan cam kısımları, koridoru ve dışarıyı görmesini engelleyecek şekilde kapatıldı.
⮚ Zulüm 7: Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün bayramdan önceki tarihleri de kapsayacak şekilde açık görüş günleri yayınlaması ve cezaevlerinin açık görüşleri bayram öncesi tarihlere denk gelecek şekilde düzenlemesi sonucu Hocamız ve ailesi Ramazan ayı içerisinde bayramlaşmak zorunda kaldılar.
⮚ Zulüm 8: Bayram zamanında gerçekleşmeyen bayram görüşünde ise bir başka zulüm yaşanmıştır. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin 5 çocuğu olmasına rağmen 1000km öteden babası ile bayramlaşmak için gelen küçük kızı açık görüşe alınmamıştır! Aylardır “5 yetişkin 2 küçük çocukla birlikte açık görüşe girilebilir” denirken, Patnos Cezaevi müdürünün değişmesiyle birlikte “çocuk dahil olmak üzere yalnızca 5 kişi alınabilir" kararı alındığı ortaya atılmıştır. Yönetim bu kararı kime göre ve neye göre almaktadır? Değişen, cezaevi müdürüyle birlikte uygulanan baskıların dozu arttırılmış ve sabırlar taşırılmaya çalışılmıştır. Hükümlü olmadığı halde Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye yapılan bu güç kullanımı yazılı hukuk dahilinde değil gelen talimatlarla birlikte keyfi uygulamalardan ileri gelmektedir.


2016’den beri AKP ve MHP ortaklığında yönetilen ülkemiz her geçen gün yeni bir yolsuzluğun, hukuksuzluğun, anarşinin merkezi haline gelmektedir. Bu dönemde verilen keyfi kararlar, yapılan pervasız ve merhametsiz davranışlar, kurumlarda liyakatsiz kişilerin görevlendirilmesiyle, devlet ciddiyetini kaybetmiş, devlet ahlakı denen argümandan eser kalmamıştır. Özellikle son 8 yılda tüm kurumlarda yaşanan çürümüşlüğü kısaca özetlemek istiyoruz:

  • Hukuk: Türkiye’de son 20 yılda 11 kez Adalet Bakanı değişmiştir. Özellikle son 8 yılda Adalet Bakanlığı’nca alınan kararlar toplumsal infiale neden olmuş ve toplumda büyük bir tahribat yaratmıştır. Buna binaen 12 Ocak 2023’te yayımlanan 2017-2022 OHAL Faaliyet Raporuna göre;
    1. KHK'lar ile 131 bin 922 kişi hakkında tedbir işlemi gerçekleştirildi.
    2. 125 bin 678 kişi ihraç edildi. Bu meslek gruplarına kısaca değinecek olursak; 2.346 öğretim görevlisi, 7 bin 669 emniyet mensubu, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı çalışan 28 bin 163 kişi, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı 325 kişi, Sağlık Bakanlığı'nda 2 bin 18 kişi, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 1519 kişi görevinden ihraç edildi.
    3. 3 bin 213 emekli personelin rütbesi alındı.
    4. 270 yurt dışı öğrenciliğiyle ilişiği kesildi.
    5. 2 bin 761 tane kurum-kuruluş kapatıldı.,

    Bunan haricinde Dünya Adalet Projesi’nin yayımladığı 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre ise Türkiye;

    1. Türkiye hukukun üstünlüğü bakımından 140 ülke arasında 116'ncı, kendi bölgesinde ise en son sırada yer aldı. Ayrıca raporun bu kısmında ‘hesap verilebilirliği, yasaların adil bir şekilde uygulanması ve insan haklarının korunması için gereken kurumsal mekanizmaların zayıfladığı tespiti aktarılmıştır. Türkiye, hukukun üstünlüğü bakımından sadece Avrupa Birliği’ne üye
    olan ülkelerin gerisinde değil, Uruguay, Birleşik Arap Emirlikleri, Ruanda, Namibya, Malezya, Senegal, Gana, Moğalistan, Burkino Faso'nun da çok gerisinde yer aldı.
    2. Araştırma kapsamında, hükümetlerin, ülkeyi yönetenlerin, hukuka bağlılıkları da mercek altına alındı. Bu kapsamda yapılan değerlendirmeye göre Türkiye yine listenin son sıralarında, 140 ülke arasında 135'inci sırada yer aldı.
    3. Türkiye, temel haklar bağlamındaki sıralamada 134'üncü sırada yer aldı.
    4. Ülkemiz kamu düzeni ve güvenlik sıralamasında 67'inci sırada yer aldı.
    5. "Yolsuzluğun yokluğu" sıralamasında 70'inci,
    6. Ve şeffaf hükümet başlığında ise 105'inci oldu.    Bu çağrımız bizzat sizedir. Haksız yere görevinden ihraç edilen KHK’lılar, cezaevindeki suçsuz insanlar, üniversiteden atılan akademisyenler, tutuklu siyasetçiler, gazeteciler özelde ise tutuklu bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi ve 4 arkadaşımız için sesleniyoruz; Gelin adalet çığlıklarının arşa yükseldiği bu dönemde, meşru haklarımızı kullanarak bu zulüm dönemine son verelim. Toplum olarak korku gömleğini çıkarıp çöpe atalım. Ezilen biziz, hakları çiğnenen biziz, sokak işkencelerine maruz kalan biziz. Yargının siyasallaşması, yargı mensuplarının siyasi iktidarın gözünün içine bakar hale gelmesi sizi rahatsız etmiyor mu? Bir kararla binlerce insanın hayatının kararması, yargısız infazlar toplum olarak sizi rahatsız etmiyor mu? “Bu kadar adaletsizlik yüzünden bu toplumun başına bir iş gelir” gibi bir kaygıya düşüyor muyuz? “Yer – Gök razı olmaz bu kadar insafsızlığa!” diyebiliyor muyuz?

    Adalet mülkün temeliyken günümüz Türkiye’sinde mülkün temeli ne yazık ki sallanmaktadır. Anayasanın “kanun önünde eşitlik” ve “hukuk devleti” ilkeleri, seçkin, sorumsuz ve imtiyazlı bir zümre haline gelmiş olan kamu görevlilerine karşı işlememektedir. Suç işleyen kamu görevlilerine karşı yargının eli kolu bağlıdır. Ne yazık ki suçlu olanların soruşturulması idari amirlerinin önceden izin vermesine bağlı hale gelmiştir. Türkiye’nin gözü önünde gerçekleşen Adana emniyetinin sokak işkencesi sebebiyle bile hiçbir polis memuruna soruşturma açılmamıştır. İşkenceci amirler ve memurlar korunma altına alınmıştır.

    Milletçe, temelinde adalet olan yeni bir düzen inşa etmek zorundayız. Bu bizim hem dini hem de insani vazifemizdir.

    Ülkemizin Hakimlerine Savcılarına Sesleniyoruz!

    Yaşadığımız dönem bir dikta dönemidir ve Türkiye’de yargı bağımsız değildir! Bağımsız olmayan yargı tarafsız da olamaz. Yargı bağımsız değilse toplumsal huzurun ve refahın olması söz konusu değildir. Çünkü çözümü bekleyen yargı sorunları nedeniyle Türkiye sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlarını çözmekte, zengin potansiyelini gerçekleştirmekte zorlanmaktadır. Ülkemiz orta gelir ve vasat eğitim tuzaklarını aşamamaktadır. Gelir adaletsizliği keskinleşmekte, toplumsal huzur ve barış aşınmaktadır.
    Yaşadığımız döneme benzeyen 1940’ların Almanya’sından örnek vermek istiyoruz. Hitlerin bir adalet müşaviri Hans Frank hakimlere şöyle söylüyor, “Karar vermeden önce kendinize şunu sorun, benim yerimde Führer olsaydı nasıl karar verirdi”. Yani vicdanına göre verme, kanuna göre verme, hukukun üstünlüğüne göre verme, Führer nasıl isterse öyle karar vereceksin denilmiştir. Aynı şey, bugün Türkiye’de yaşanıyor. Hakimler ellerindeki dosyaya, delillere bakmıyor kendilerine gelecek talimata
    bakmak zorunda bırakılıyor. Hakimlere misyonlarını yeniden hatırlatmak istiyoruz: Hakimin cübbesinde ilik yoktur, hakim kimsenin önünde diz çökmez. Hakim kimsenin önünde ayağa kalkmaz. Adaletin hakkını korumak sizin de görevinizdir. Dik durun, onurlu durun, vicdanınızın sesini dinleyin ve ona göre karar verin. Delilsiz bir şekilde insanları mahkum etmeyin. Çocuklarınıza, torunlarınıza güzel bir miras bırakın. Muhterem Alparsalan Kuytul Hocaefendi’ye yapılan hak ihlallerinden bir an önce dönülmesini istiyoruz. Özelde Alparslan Kuytul Hocaefendi ve haksız yere bir yılı aşkın süredir içerde tutulan Yusuf Tapan, Haydar Akoraler, Rıdvan Taş ve Erol Ardıç kardeşlerimiz; genelde ise ülke çapında yapılan tüm haksızlıklar için meşru çerçevede eylem ve etkinliklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Hz. Ali’nin de dediği gibi: “Zulme engel olamıyorsanız onu duyurun.”
    Biz zulmü duyurmaya, Hocamız ve kardeşlerimiz çıkana kadar “Zalimi gör zulme destek olma” sloganıyla tüm meşru yollarla mücadele etmeye devam edeceğiz.
    Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ederiz. Allah’a emanet olun...

https://www.youtube.com/watch?v=zL_qJIs_5uk