Adana'da gerçekleşen 22 Nisan olayları nedeniyle 93 kişinin yargılandığı mahkeme salonunda hukuka yakışmayan olaylar yaşandı.
22 Nisan Zulmü Mahkemede de devam etti
22 Nisan 2017 de Furkan Gönüllüleri Adana Atatürk Parkında bir basın açıklaması gerçekleştirmek istemiş ve polisin orantısız, biber gazlı, coplu müdahalesiyle polis şiddetine maruz kalmışlardı.
Bugün Adana Merkez Adliyesinde 22 Nisan olaylarının 8.duruşması gerçekleşti. 3 yıldır ertelenen davanın bugünkü duruşmasında hukukta yeri olmayan skandallar yaşandı.
Sanıklar Duruşma Salonuna Sığmadı
93 kişinin yargılanacağı dava 5 kişilik salonda görülmeye başlandı, salon fiziki açıdan yetersiz kalınca yer bulamayan sanıkların bir kısmı salona sığmadı.
Tüm sanıklar duruşma süresi boyunca ayakta bekletildi
Sandalye sayısı herkese yetmiyor bahanesiyle salona girebilen sanıkların hiçbirinin de oturmasına izin verilmedi. Rahatsızlığı nedeniyle avukatının izin istediği Alparslan Kuytul Hocaefendi ise diğer sanıkların sandalyesi yok eşitlik olması için siz de oturamazsınız denilerek duruşma süresince ayakta tutuldu.
Mahkeme Salonunda da Konuşması Engellendi
Söz konusu suçlamalar ile ilgili söz hakkı alan Alparslan Kuytul Hocaefendinin konuşması Hakime Hanım tarafından sürekli bölünerek "İki cümle ile özetle! Önceki ifadende bulunanlara değinme" denilerek savunma hakkı ihlal edildi ve savunmasına dair elindeki notları kaldırması istenilerek notlara bakmadan konuşmak zorunda bırakıldı. Basın açıklamasında konuşturulmak istenmediği için mahkemelik olan Alparslan Kuytul Hocaefendinin mahkemede de konuşmasına müsaade edilmedi.
Bu konuda Av. Osman Avcıl, “savunma yapılırken kağıtlara bakılabileceğini” ifade ettiğinde ise HakimeHanım “Ben İstanbul hukuk mezunuyum” şeklinde cevap verdi. Kanunda böyle bir düzenlemenin olmadığı halk tarafından bile bilinirken okuduğu üniversite ile avukatları küçük düşürmeye çalışması gözlerden kaçmadı.
Savunma Hakkı Kısıtlandı
3 yıldır devam eden yargılamanın bir an önce son bulması amacıyla yaşananları eksiksizce dile getirmek isteyen sanık ve avukatlara Hakime Hanım tarafından sürekli “acele et! Kısa kes! Hızlı ol!” ihtarında bulunuldu. Hem avukatlara hem sanıklara kısa kesmeleri için sürekli baskı uygulandı. Mahkemenin başından itibaren Hakime Hanımın başta Alparslan Kuytul Hocaefendi ve avukatlar olmak üzere tüm sanıklara karşı kullandığı aşağılayan kaba üslubu, bu yaptığının sadece bir saygısızlık mı yoksa baskı altında olmanın gerginliğinden kaynaklı mı olduğu konusunda merak uyandırdı.
Deliller Çarptırıldı, yalancı şahit getirildi.
3 yıl önce gerçekleşen olayda polise mukavemette bulundukları iddia edilen Furkan Gönüllüleri o gün alınan kamera kayıtlarına bakılmasını ve kendilerine bir delil gösterilmesini istedi. Bir polis memurunun şahitlik yaparak polise sopayla vurulduğunu iddia etmesi, iddiasına delil olarak da elinde basın açıklaması ile ilgili döviz(döviz ve onu tutmak için ucuna yapıştırılan ince tahta) olan kız çocuğu görüntüsünü göstermesi ise pes dedirtti. Darp anına ait olmayan bu görüntüde kız çocuğunun elindeki ince tahta çubuğu ucundaki dövizi taşımak için kullandığı açık bir şekilde belli olmaktadır.
Asıl Darp Edilenler Darp Etmekle Yargılanıyor
Olay günü gerçekleşen orantısız müdahale sonucu;
- Yüzükoyun yere yatırılmış ve ters kelepçeli duran bir kişiye bayan polis koşarak gelip tekme attı
- Bir bayanın başörtüsü çekilip çıkarılmaya çalışıldı
- Bir kişinin burnuna jopla vuruldu
- Çocukların gözüne biber gazı sıkıldı
- Teslim oluyor gibi ellerini kaldırıp kaldırımda duran bir kişiye yunus ekipleri copla vurdu
- Biber gazından etkilenip olay yerinde fenalaşan birçok kişi hastaneye kaldırıldı
- Caminin içine dahi biber gazı atıldı
- Parkta bulunan ve hiçbir taşkınlık yapmayan kişilere cop ve biber gazı ile müdahale edildi
- Grup dağılmasına rağmen arkalarından TOMAlar gazlı su sıkmaya devam etti
- Bir kişinin ayağı kırıldı
- Bazılarının omuzu ve kaburga kemiği kırıldı
- Alparslan Kuytul Hocaefendi'ye şahsi aracından indiği anda 3 TOMA ile müdahale edildi
Yukarıda sayılan her bir madde kamera kayıtları ile kayıt altındadır ve bu kayıtlarmahkemeyesunulmuştur. Fakat mağdur olanlar mahkeme huzurunda da mağdur edilmeye devam etmektedir. Tüm bu deliller hiçe sayılarak bir polisin delili olmayan boş iddiası ve basit şikayeti sebebiyle Furkan Gönüllülerine açılan dava devam etmektedir.
Darp Yok, Yardım Var
Sadece bir polisin darp edildiğini iddia ettiği davada Furkan Gönüllüleri ve polislerden oluşan birçok şahit Gönüllülerin biber gazından etkilenen polislere su ve sütle yardım ettiklerini ve kendilerine müdahale etmek için yönelen polislere gül uzattıklarını dile getirdiler. Ayrıca bir önceki duruşmada başka bir polis memuru, o gün kimsenin polise zarar vermediğini söyleyerek şikayetini geri çekmişti.
Mahkeme sebepsiz yere bir kez daha ertelendi
Tüm savunmaların alınmış olduğu, şahitlerin dinlendiği ve olayda suç unsurları olduğuna dair hiçbir verinin olmadığı duruşma hiçbir sebep gösterilmeksizin üç ay daha ertelendi. Yeni duruşma tarihi 10 Haziran 2020..
Polise Gül Uzattıkları halde 3 Yıldır Polise Mukavemetten Yargılanıyorlar
22 Nisan 2017 tarihinde yasal haklarını kullanmak istedikleri için içinde kadın ve çocukların da olduğu Furkan Gönüllülerine job ve biber gazı ile orantısız müdahalede bulunuldu. Birçok gönüllü darb edilip hastanelik olurken kadın ve çocuklar biber gazından etkilendi. Buna rağmen ellerinde bulunan gülleri kendilerine müdahale eden polislere uzatan gönüllüler 3 yıldır polise mukavetten yargılanıyor.