Güzel ahlâk, ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilen iyi huylardır.Dînimiz iyi huylar edinmemizi, kötü huylardan kaçınmamızı emretmektedir. Yüce Rabbimiz, sevgili Peygamberimizi överken, (Gerçekte sen, büyük bir ahlâk üzeresin) buyurmaktadır. İyi insan, güzel huylara sahip olan kimse demektir. Güzel huy, iyi iş yapmaya sebep olur. Güzel ahlâk, ruhumuzun alışkanlık haline getirdiği iyi huylara denir.
İslâm âlimleri, güzel ahlâkı tarif ederken buyuruyorlar ki:
"Güzel ahlâk, güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir".
"Güzel ahlâk, genişlikte ve darlıkta insanları razı etmeye çalışmak demektir".
"Güzel ahlâk, Allahtan razı olmak demektir. Yani hayrı ve şerri Allahtan bilmek, nimetlere şükür, belâlara sabır etmektir".
"Güzel ahlâk, haramlardan kaçıp helâli aramak, diğer insanlarla olduğu gibi aile fertleriyle de iyi geçinip onların geçimlerini sağlamaktır".
"Güzel ahlâkın en azı, güçlüklere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır".
"Güzel ahlâk, yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek, onların eziyetlerine sabretmektir".
Bir müslümana çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan kimse mü'min sıfatlı değildir. Müslüman, herkese karşı güler yüzlü, tatlı dilli olmalıdır.
Hadis-i şerifte, Allaha ve ahiret gününe iman eden kimsenin, misafirine ve komşusuna ikram etmesi, ya hayır söylemesi veya susması emredilmiştir.
Güzel ahlâklı olmanın, bazı alâmetleri şunlardır: İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnü zan etmek, kötü zandan kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan şikayetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarını düşünmek, kendi nefsini kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır.
Güzel ahlâk sahibi olan kimse, edeplidir, az konuşur, hatası azdır, kimseyi gıybet etmez (çekiştirmez), Allah için sever, Allah için düşmanlık eder. Emaneti korur, komşu ve arkadaşını gözetir. Bütün iyi huyların başı ise haya (utanmak) tır.
Güzel ahlâk sahibi olan bir kimsenin, kötü huylu bir hanımı vardı. Gayet iyi geçiniyorlardı. Kötü huylu hanımla nasıl iyi geçindiği sorulunca, iyi ahlâklı kimse şöyle cevap verdi: "İyilerle herkes geçinir. Marifet kötü ile geçinmektir. Onun kötü huyuna sabredemezsem, benim iyi huylu olduğum nereden belli olacaktır?"
Bir kimse, güzel ahlâka sahip olmak için, önce kendi kötü huylarını teşhis etmelidir. Bunu ya kendi düşünerek, araştırarak bulur. Yahut bir âlimin, rehberin bildirmesi ile anlar. Mümin, müminin aynasıdır, insan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurlarını öğrenir. Sadık olan dostu, onu tehlikelerden, korkulardan koruyan kimsedir.
Sevgili Peygamberimiz, güzel ahlâkı bildiren hadis-i şeriflerinde buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ yanında kulların en sevgilisi, ahlâkça en güzel olanıdır.)
(Güzel ahlâk, büyük günâhları, suyun elbiseyi temizlemesi gibi temizler. Kötü ahlâk ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar.)
(Güzel ahlâk, senden, kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir.)
(Kıyamet günü mizanda (terazide) en ağır gelen şey, Allah korkusu ile güzel ahlâktır.)
(Allahın en sevdiği şey, güzel ahlâktır.)
(Müminlerin iman yönünden en faziletlisi, en üstünü, ahlâkça en iyi olanıdır.)
(İnsanları memnun etmek için malınız kifayet etmez. Ancak güler yüz ve güzel ahlâkla onları memnun edebilirsiniz).
(Şüphesiz güzel ahlâk, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir).
(Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlâkı sayesinde yüksek dereceye kavuşur).
(Bir müslüman güzel ahlâkı sayesinde, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet eden kimselerin derecesine kavuşur.)
(Yumuşak davran, sertlikten ve çirkin şeyden sakın! Yumuşaklık insanı süsler. Çirkinliği giderir.)
(Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur.)
(İçinizden en sevdiğim kimse, huyu en güzel olanınızdır.)
(Kendisine yumuşaklık verilen kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.)
(Haya imandandır, imanı olan Cennettedir. Fuhuş, kötülüktür. Kötüler Cehennemdedir).
(Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylık, yumuşaklık gösterendir.)
GÜZEL HUYLAR
Güzel ahlâk, insanın dünyada ve ahirette rahat ve huzur içinde yaşamasını sağlar, insanın kurtuluşunu sağlayan iyi huyların sayısı çoktur. Bunların hepsinin esası ve özü, güzel huylu olmaktır. Bunları öğrenmek ve elde etmek her müslümana farzdır. Allahü teâlânın emridir.
İnsanlarda bulunan bütün iyi huylar, dört esas iyi huydan doğar. Herkes bu dört iyi huyu ile öğünür. Hatta soyu ile, yakınları ile öğünen kimseler, onlarda bu huylar bulunduğu için öğünürler. Bu dört ana huydan meydana gelen iyi huylar, sayısız denecek kadar çoktur. Bu dört huy; hikmet, şecaat, iffet ve adalettir. Her birisinden meydana gelen güzel huylar, «Ahlâk» kitaplarında geniş olarak anlatılmaktadır.
Hikmetten zekâ, çabuk kavrayışlılık, zihin açıklığı, dikkatli olmak, haddini aşmamak, çabuk hatırlamak gibi güzel huylar ve melekeler doğar.
Şecâattan; ağırbaşlı olmak, yiğitlik, dinde gayretli olmak, sıkıntılara katlanmak, yumuşak huylu olmak, vatanı ve dîni korumak için yapılan harplerde mukavemet göstermek, iyi işleri başarmak için çalışmaktan yılmamak, büyüklük göstermemek gibi güzel huylar doğar.
İffetten; kötü iş yapınca utanmak, acımak, iyilik etmek, iyi huylu olmaya çalışmak, münakaşa etmemek, nefsine hâkim olmak, sabır, kanaat, ağırbaşlı olmak, kusurlu ve gevşek olmaktan sakınmak, intizamlı yaşamak, herkesin hakkını gözetmek, cömertlik, kerem ve ihsan sahibi olmak, kendinin muhtaç olduğu malı, muhtaç olan kimselere vermek, affetmek, iyilik etmeyi sevmek, başkalarına yardımcı olmak, herkesle iyi geçinmek, başkasının kabahatlarını, kusurlarını görmemezlikten gelmek gibi güzel huylar doğar.
Adaletten de; arkadaşının rahatını istemek, din kardeşleriyle ülfet ve sevgi halinde bulunmak, sözünde durmak, herkesin sıkıntıdan kurtulmasına çalışmak, akrabayı-yakınları gözetmek, ziyaret ve yardım etmek, iyiliğe karşı iyilik etmek, alış-verişte hakkı gözetmek, yaptığı iyiliği başa kakmamak, arkadaşlarını sevip hediye vermek ve kendini onlara sevdirmek, Allahü teâlânın takdir ettiğine razı olup, tevekkül etmek ve yoktan var eden ve her türlü ni'meti bağışlayan, görünür-görünmez kazalardan ve belâlardan koruyan Allahü teâlâya ibâdet etmek gibi güzel huylar doğar.