Alparslan Kuytul Hocaefendi bu hafta tefsir dersinden sonra Adana'da yaşanan Ramazan brandasına kesilen cezayla ilgili açıklamada bulundu.
‘Adana’da Ramazan ayında asılan ‘Hoşgeldin Rahmet Ayı Ramazan’ yazılı 6 brandanın her birine 12.133 TL olmak üzere toplamda 73 bin lira ceza yazılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusu üzerine açıklamada bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi.; ‘Tam Bir Zulüm, Tam Bir Nefret, Tam Bir İntikam!’ diyerek tepki gösterdi.“… bu ceza; söylediğim şeyin ne kadar isabetli olduğunu ispat etmiştir. Hatırlarsanız ben demiştim ki; Bir güç, bir din düşmanı komite var. Memlekette Ramazan’ın sönük geçmesini istemektedir. Ve idarecilerin gafleti sayesinde de epeyce bir başarılı oldular. Virüsü bahane ederek Ramazan’ı sönük geçirmeyi başardılar.’ Diyen Alparslan Kuytul Hocaefendi diyanetin de buna göz yumduğunu belirtti: “Ramazan’ın sönük geçmesini isteyenler; mahyaların da çalışmasını engellediler. Ve ben bunu Ramazan’ın ortasından beri aşağı yukarı söylüyorum. Belki de başından itibaren bunu kaç defa söyledim. Bundan adım gibi de eminim. Diyanet de izledi, duydu, müftülükler de izledi, duydu ama yine de çalıştırmadılar. Çünkü talimat öyle…
Öyle görülüyor ki, o din düşmanı komite, Diyanete de hakim olmuş vaziyettedir.”
Alparslan Kuytul Hocaefendi nin o soruya verdiği cevabın tamamı şu şekilde ;
Tam Bir Zulüm, Tam Bir Nefret, Tam Bir İntikam!
Tam bir zulüm olarak değerlendiriyorum. Ve bu ceza; söylediğim şeyin ne kadar isabetli olduğunu ispat etmiştir.
Hatırlarsanız ben demiştim ki; Bir güç, bir din düşmanı komite var. Memlekette Ramazan’ın sönük geçmesini istemektedir. Ve idarecilerin gafleti sayesinde de epeyce bir başarılı oldular. Virüsü bahane ederek Ramazan’ı sönük geçirmeyi başardılar.
Ramazan’ın sönük geçmesini engellemek isteyen insanlar; ‘Hoş geldin Ramazan ve Ramazan ile ilgili, oruç ile ilgili ayeti yazıp asıyorlar. Ne var bunda? ‘Hoş geldin Ramazan ve Ayet.’ “Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız” (Bakara 183) Bu ayetten dolayı 12 bin küsur ceza… Cezanın en yüksek miktarı. Tam bir nefret, tam bir intikam duygusuyla yazılmış bir ceza.
Bu Ceza Kime Yazılıyor?
1. Furkan Nesli Dergisi amblemi var diye, Furkan Nesli Dergisi imtiyaz sahibine yazılıyor. O brandayı derginin sahibi mi asmış? Hayır. O mu onu bastırmış? Hayır. O halde neden ona ceza kesiliyor?
2. Bunda ceza kesecek ne var? Kim astıysa astı, bunda ne var? Ramazan’ın sönük geçmesini isteyenler için çok şey var. Onlar, planlarını yapmışlar, virüsü bahane ederekten Ramazan’ı bitirecek ve sönük geçmesini sağlayacaklar. Plan bu. Bu brandalarla bu plan bozuluyor.
Din Düşmanı Komite, Diyanete de Hâkim Olmuş Vaziyette!
Davul Onların Sırtında Ama Tokmak Başkalarının Elinde!
Ben kaç defa söyledim, yine söylüyorum: Merkez camii gibi birkaç minaresi olan camilerde iki minare varsa, iki minare arasında mahyalar olurdu. ‘Hoş geldin Ramazan’ yazardı. Ayetler, hadisler yazardı. Şimdi teknoloji geliştiği için artık bilgisayarlı sistem ile daha güzel hale getirilmişti. Ramazan’da ayetler, hadisler ve bazı güzel sözler yazıyordu. O sistemi çalıştırmadılar. Mahyalar çalışmadı. Bu da mı virüsten? Yani bir düğmeye bassalar virüs mü çoğalacaktı? O yazılar dönüp dursaydı, şehirde bir Ramazan havası esseydi, hiç olmazsa oradan geçen günde binlerce insan onu görseydi, ne olurdu?
Ramazan’ın sönük geçmesini isteyenler; mahyaların da çalışmasını engellediler. Ve ben bunu Ramazan’ın ortasından beri aşağı yukarı söylüyorum. Belki de başından itibaren bunu kaç defa söyledim. Bundan adım gibi de eminim. Diyanet de izledi, duydu, müftülükler de izledi, duydu ama yine de çalıştırmadılar. Çünkü talimat öyle…
Öyle görülüyor ki, o din düşmanı komite, Diyanete de hâkim olmuş vaziyettedir. Kendileri gizli bir rapor hazırlayıp üzerine de Diyanet’in damgası vurdular. O raporun içerisinde ben de varım. Diyanet ‘biz hazırlamadık’ diyor ama çok tepki de göstermiyor. Demek ki o din düşmanı komite, Diyanet adına da rapor hazırlıyor. Diyanet hazırlamış gibi de mührünü vuruyor. Diyanet buna tepki gösteremiyor. Demek ki mahyaların da çalışmasını engelleyenler aynı güçler. Hâlâ yukarılarda namaz kılan insanlar var gibi görülüyor. Ama hakikatte onların gücü kalmamış vaziyette. Davul onların sırtında ama tokmak başkalarının elinde. Hâlâ anlamayanlar böyle devam etsinler. Görmek istemeyenlere yapacak bir şey yok.
Kin ve Nefret Dolu Olan Derin Devlet!
Bazı insanlar böyle brandalar asmışlar, maksat Ramazan’ı canlandırmak. Ben de kendi evimin balkonuna ‘Hoşgeldin Ramazan ve bir hadis’ brandası asmıştım. Ne var bunda? Kötü bir şey mi yazıyor? Ve her birine ayrı ceza!
‘Aynı olan her brandadan ötürü bir tane ceza yazılabilir’ diye kanun var. Yüz tane branda olsa, aynı zamanda asılıp aynı yazı yazıyorsa tek ceza kesilebilir. Kin ve nefret dolu olan derin devletin adamları 6 brandaya 6 tane 12 bin TL ceza yazmışlar. 73 bin lira ceza! Her tarafta kameralar var. Furkan Nesli Dergisi imtiyaz sahibi olan kişi mi gidip asmış? Ona niye ceza kesiyorsun? İtiraz edildi. Yani bu büyük ihtimalle bu ceza idari mahkemeden döner. Tamamen usulsüz…
Başka şehirlerde kimin astığı belli olmayan brandadan dolayı Adana’daki şahsa ceza geliyor! Kötü bir şey yazdığı da yok. Güzel bir şey yazıyor. Bundan ötürü de ceza verilemez. Verilse o kişiye verilemez. Verilse 6 tane verilemez 1 tane verilebilir. Yapılan şey kanunsuz ve usulsüzdür.
Bu durum sadece şunu gösteriyor; ‘Siz bize boyun eğmezseniz biz böyle yaparız.’ Bu mesajı vermek istiyorlar. ‘Siz, bizim projemizi bozmaya çalışıyorsunuz. Biz Ramazan’ın sönük geçmesini sağlamaya çalışıyoruz, siz canlandırmaya çalışıyorsunuz’ demek istiyorlar.
Köpük Gider, Kum Kalır!
Ramazan’ın canlanmasını sağlamaya ve bu yolda gayret etmeye devam edeceğiz. Hiçbir zaman bu memleket o din düşmanı azgınların tamamen kontrolüne geçememiştir.
Batıl hiçbir zaman tam galibiyet elde edememiş ve edemeyecektir.
Allah’tan niyazım odur ki; bu zalimlerin arasını ve onların birlikteliklerini bozsun. Ben 2 yıl cezaevinde, bu zalimlerin birlikteliklerinin, ekonomilerinin ve planlarının bozulması için dua ettim. Akıllarınca bu şekilde Müslümanları yıldıracaklar, caydıracaklar, vazgeçirecekler. Senin zalim ataların bunu başaramadılar, sen de başaramayacaksın. Bu din 1400 yıldır bu mücadeleyi devam ettiriyor. Senin bunu bitirmeye gücün yetmez.
Din düşmanı! Müslüman görüntülü münafık! Senin ataların bunun çok mücadelesini verdi, camileri ahıra çevirdi ama başaramadı. Sen de başaramayacaksın!
Sabun köpüğü gibisiniz. Geçicisiniz. Yakında patlayacaksınız. Köpük gider, kum kalır.
Bu toprakların İslam toprağı olduğunu unutmuşlar. Siz defolup gideceksiniz. Burada İslam kalacak!
Dinlemek için tıklayınız;