14 Eyl 2021
Güncelleme Tarihi: 14 Eyl 2021 17:23:25

Kıymetli Katılımcılar!

Bugün, 14 Eylül 2021 Salı. Furkan Gönüllüleri olarak burada toplanmamızın amacı, 3 Furkan Gönüllüsünün bugün gerçekleşen mahkemesi hakkında kamuoyuna ve halkımıza bilgi vermektir.

Adana Adliyesi Sulh Ceza Mahkemesinde görülen mahkeme kararına göre 3 kardeşimiz serbest bırakılmıştır. 3 kardeşimize geçmiş olsun diyor bu sonuçtan dolayı Rabbimize hamd ediyoruz.

 

Adana Adliyesi Sulh Ceza Mahkemesinde görülen mahkeme kararıyla birlikte Adana Emniyetinin zulüm dolu gözaltı sürecinde yaşanan hukuksuzlukları bir kez daha kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz:

 

10 Eylül Cuma günü 3 Furkan gönüllüsü kardeşimiz Adana Emniyeti tarafından bilmediğimiz bir sebeple, kendilerine, ailelerine ve avukatlarına herhangi bir açıklanma yapılmadan gözaltına alındı. İlk etapta Furkan Gönüllülerinin belirli aralıklarla çağırıldığı “basın açıklamaları” ya da “özgürlük yürüyüşleri” ile alakalı bir durum olduğu zannedildi. Hiçbir bilgi verilmemesi üzerine kardeşlerimizden biri gözaltı sürecinden önce hangi sebepten dolayı çağırıldığını öğrenmek ve konuyla ilgili ifade vermek üzere karakol karakol gezmek durumunda bırakıldı. Gittiği 3 karakolda da “mesai saatleri bitiyor” denilerek herhangi bir bilgilendirme yapılmadı. Ertesi gün öğle saatlerinde 3 kişi apar topar gözaltına alındı.

Şaibeli olarak 10 Eylül Cuma günü gözaltına alınan 3 kardeşimiz avukatlarıyla görüşmek istediği halde görüştürülmedi. Avukatlar yasal olarak müvekkilleriyle görüşmeyi talep ettiği ve buna yetkileri olduğu halde emniyet içerisine alınmadı. Avukatların defalarca yapmış oldukları başvuru üzerine, ancak 11 Eylül Cumartesi günü akşam saatlerinde müvekkilleri ile görüştürülmesine izin verildi. Kardeşlerimizin avukatlarının içeriye alınmasıyla Emniyetin, ailesinden, avukatlarından ve yakınlarından saatlerce gizlediği bir takım skandal gerçekler ortaya çıktı.

Hukuksuz ve delilsiz gözaltıyla başlayan süreç dışarıda avukatların dahi bilgi alamadığı şekilde işkenceyle devam etmiş ve bundan saatler sonra müvekkillerin beyanı ile avukatlar tarafından yakınlarına ve kamuoyuna bildirilmişti. Nihayet avukatların görüşmesiyle 3 Furkan gönüllüsü kardeşimizin kendileri ile alakalı olmayan bir olay sebebiyle gözaltına alındığını ve olayı üstlenmeleri için 90’lı yılları aratmayan işkencelere maruz kaldığını öğrendik.

Hâlbuki kaçırılan iş adamının eşi Rumeysa Sarısaçlı Hocahanım kamuoyuna yaptığı açıklamada "gözaltına alınan Furkan Gönüllüleri bizim aile dostumuz, sevdiğimiz insanlardır. Asla böyle bir olaya teşebbüs edecek insanlar değillerdir ve olayla hiçbir alakaları yoktur. Emniyet Furkan Gönüllülerini derhal serbest bıraksın ve asıl faillerin peşine düşsün” demiştir. Bu beyana rağmen görüyoruz ki Emniyet, hedef şaşırtarak olaya konu olan şahsın kimler tarafından kaçırıldığı üzerinde durmuyor ve olayı Furkan Gönüllülerinin üzerine yıkmaya çalışıyor. Bu maksatla kardeşlerimize sözlü, fiili, ruhsal ve psikolojik işkencelerde bulunarak mahremiyet sınırlarını aşan muamelelerde bulunuyrolar.  Avukatların görüşmesi ile kardeşlerimize yapılan işkenceler açığa çıkmıştır. Emniyette yapılan işkenceler şu şekildedir:

  1. Çıplak aramaya maruz bırakılarak insan onurunu ve haysiyetini hiçe sayan işkenceler yapılmıştır.
  2. Alçak ve ahlaksız tehditlerle çıplak bir şekilde darp edilmişler ve “seni hadım ederiz, cop sokarız, yarın daha beterini yaparız ve dayanamazsın” demişlerdir.
  3. Tekme, tokat, yumruk vurup ve yerde sürüklemişlerdir.
  4. Ağzına su basarak nefes almasını zorlaştırmışlardır.
  5. Avukatları dâhil olmak üzere aile ve yakınlarına bilgi verilmemiştir.
  6. Adli tıp doktoruna hukuksuzlarını örtbas etmek için sahte rapor hazırlatmışlardır.
  7. Yasal olan avukat görüşmesini engellemişlerdir.
  8. Emniyet önünde destek olma maksadıyla gelenleri darp etmişlerdir.
  9. Gözaltındakilerin ikrarına, avukat tutanağına ve darp izlerine rağmen yapılan işkenceler inkâr edilmiştir.
  10. Tüm bu yaşananlara rağmen Adana Emniyeti işkenceyi reddeden bir açıklama yapmamıştır.
  11. Furkan Gönüllüleri 4 Günlük gözaltı süresinde ifadelerini işkenceci Emniyete değil Savcı ya vermek istediler. İfade işlemlerinin ardından, savcının talebiyle Sulh Ceza Mahkemesine sevk edildiler.

 

Emniyet, emniyeti ve hukuku sağlama vazifesini kaybetmiş, İslam düşmanlarının emellerini gerçekleşmek maksadıyla kullanılan bir kurum haline gelmiştir. Bizlerin gösterdiği yoğun tepkiler sonucu Adli Tıp tarafından, darp raporu günler sonra da olsa verilmiştir. Fakat günler sonra gelen darp raporunun da işkencenin boyutunu ne kadar gözler önüne sereceği ise soru işaretidir…

Avukatlarımızdan aldığımız bilgilere göre günler sonra Emniyette ifadeleri alınan 3 Furkan Gönüllüsü kardeşimizin dosyalarının tamamen boş olduğu ortaya çıktı.

O halde soruyoruz!

Bu durumda emniyet bu zulmü neden yaptı?

Bomboş dosyaya dayanarak mı kardeşlerimize işkence yaptı?

 

Emniyet savcı değildir savcı da hâkim değildir. Herkes görevini yapmalıdır! Polisin gözaltındaki bir insana işkence yapma hakkı yoktur! Görev alanı dışına çıkmamalıdır!

 

Değerli Katılımcılar

Şunun altını çizmek istiyoruz ki: Birtakım güçler bugüne kadar gerek Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye gerek Furkan Gönüllülerine buna benzer kaç kez tuzaklar hazırladılar. Bununla asıl maksatları: Furkan Hareketini lekelemek ve bu harekete gönül verenleri toplum nezdinde yalnızlaştırmaktır.

Bugüne kadar ne yaptılarsa, hangi iftirayı attılarsa tutmadı. Furkan Hareketi Allahın yardımıyla her birinden aklandı. Bugün de Adana Emniyeti haksızdır, haklılar galiptir!

Bugünlerde bu tepkiyi gösterebilmek cesaret ve yürek istiyor. Kendilerine buradan teşekkür ediyoruz.

Bir memlekette; insan onuru ve gururu ezilerek, vatandaşa zulmederek hiçbir yere ulaşılamaz! Bu şekilde devam ederse o memleket her türlü kaybetmeye mahkûmdur.

 

Kıymetli Kardeşlerim

An itibari ile görülmekte olan 3 Furkan Gönüllüsünün yargılandığı dava Elhamdülillah tahliye kararı ile sonuçlanmış bulunmaktadır. Ortada hiçbir delil olmadığı halde Furkan gönüllüsü kardeşlerimiz hakkında açılan bu davada nihayet adalet yerini buldu.

Bu vesileyle buradan Yusuf Tapan, Haydar Akoraler ve Erdal Ergül kardeşlerimizin ailelerine, sevenlerine, desteklerini esirgemeyen siz değerli halkımıza geçmiş olsun diyoruz. Rabbim bir daha yaşatmasın.

Bizler Furkan gönüllüleri olarak yıllardır haklı ve meşru mücadelemize devam ediyoruz. Mücadelemiz, “İslami hareketleri ve çalışmaları engelleme girişimlerine” karşı verilmiş bir mücadeledir. Bu yaşananlar cesaretimizi ve azmimizi kamçılamaya devam edecektir.

Allah Azze ve Celle buyuruyor ki: “Gerçek şu ki onlar hileli düzenler kurdular oysa onların düzenleri dağları yerinden oynatacak da olsa Allah katında onlara hazırlanmış düzen vardır.”

Biz beşerî güçlere değil yalnız alemlerin Rabbine güvendik.  Son söz O’nundur! Allah doğrularla beraberdir…

Kıymetli Kardeşlerim!

Bizim derdimiz: İslam dininin anlaşılması, Müslüman’ca duruşun öğrenilmesidir.

Biz, Kuran ve sünnet ışığında ADALETİN ve MERHAMETİN hâkim olduğu medeni bir dünya istiyoruz.

Tüm çabamız bütün peygamberlerin de yegâne davası olan Kelime-i Tevhidin anlaşılması içindir.

Değerli Halkımız,

Zulüm çarkının kırıldığı, adaletin güneş gibi parladığı günlere kavuşmak istiyoruz. Bu temenni elbette yalnızca dilimizde tekrarlanan cümlelerle değil bizzat mücadele ederek elde edilecektir.

Furkan gönüllüleri olarak bir kez daha yinelemek isteriz ki, zulüm kime yapılırsa yapılsın, kimden gelirse gelsin, yapılan tüm haksızlık ve hukuksuzlukların karşısında, Hakkın ve haklının yanındayız. Umuyoruz ki ülkemizde tüm haksızlıklar ve zulümler son bulur, adil bir yargılamanın olduğu, hakkın üstün tutulduğu günlere kavuşulur.

Katılımınızdan ve desteklerinizden dolayı hepinize teşekkür ediyoruz. Allah’a emanet olun.