Bu yazımızda "İslam nedir" sorusunu cevapladık. İslam nedir, kelime anlamı, İslamın şartları nelerdir, imanın şartları nelerdir gibi soruların cevabını bu yazımızda bulabilirsiniz.
İslam Nedir? İslam ne demek? Kelime anlamı
İslam ne demek? Arapça bir kelimedir. Kökü “barış” anlamına gelen “silm (selm)” kelimesine dayanır. “Herhangi bir zorlama olmaksızın gönülden ve içtenlikle Allah’a itaat etmek, O’na teslim olmak, emir ve yasaklarına kayıtsız şartsız boyun eğmek, Allah’a ortak koşmaktan (şirkten) temizlenmek, uzaklaşmak” anlamlarına gelir. İslam dini; Yüce Allah’ın son Peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v) vahiy yoluyla bildirerek tüm insanlara ulaştırdığı şeylerin tümünü kabul ederek onları yaşamak, sözleri ve işleriyle onları kabul ettiğini göstermek, Allah’a ve Rasulüne itaat etmek için gönderdiği en son ve en mükemmel dindir. İslam’ın gelmesiyle, diğer dinlerin hükmü sona ermiştir. İslam dinini kabul eden kimseye ‘Müslüman’ denir. Hz Muhammed'e (s.a.v) gönderilen son dinin adı İslam olduğu gibi, önceki peygamberlere de gönderilen dinler de aslında İslam'dır. Nitekim"Hiç şüphesiz din, Allah katında İslam'dır." (Ali İmran, 19) ayeti de bunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak tarihte bu dinlere farklı isimler verilmiştir. İslam nedir sorusunun birçok cevabı bulunmaktadır. İslam nedir sorusuna cevap olacak nitelikte şu temel noktaları belirtelim:
Öncelikle Allah’a İman
İslam dini; Teslimiyet ve kulluğu esas alır. Müslüman, diliyle Kelime-i Tevhid’i ikrar ederek (söyleyerek) kalbini, Rabbine yönelttiğini ve hayatın her alanında Allah’ın kanunlarına itaat etmeye razı olduğunu ilan etmiş olur. Böyle kayıtsız şartsız bir itaatin gerçekleşmesi için öncelikle kişinin Allah’ın varlığına, birliğine ve mükemmel sıfatlarına sarsılmaz bir imanla inanmış olması gerekir. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim, Mekke’de ilk nazil olan ayetlerde Allah’a ve imanı kuvvetlendirecek, kula Rabbini tanıtacak konulara çokça temas etmiştir.
Ahiret Gününe İman
İslam Dininde; Allah’a imandan sonra inanılması gereken en önemli inanç ise Ahiret Gününe yani ölümden sonra dirilmeye ve ebedi bir hayatın varlığına inanmaktır. Hz. Muhammed’in (s.a.v) insanları inanmaya davet ettiği üç temel husustan biri de budur. Hz. Muhammed (s.a.v) insanları öncelikle Allah’ın birliğini ve kendisinin O’nun kulu ve Rasulü olduğunu kabul etmeye hemen ardından da Ahiret gününe iman etmeye davet ediyordu. Efendimiz (s.a.v) ansızın gelecek bir ecel veya kıyamet sebebiyle geçeceğimiz o dünyada, yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan hesaba çekileceğimizi bildirerek dünyanın geçici olduğunu, asıl hayatın gerçekleşeceği ahirete inanmaya vurgu yapıyordu. Bu şekilde insan bu dünyada inandığından ve inanmadığından, yaptığından ve yapmadığından hesaba çekileceğini öğrenmiş oluyordu. İslam Dini bu şekilde kişileri kontrollü bir hayat yaşamaya yönlendirmektedir. O halde insan bilmelidir ki; bu dünyada ‘başıboş’ değildir ve geçirdiği her anın, istifade ettiği her nimetin hesabını verecektir.
İmanın şartları nelerdir?
İmanın şartları; Allah’a, Ahiret Gününe, Allah’ın göndermiş olduğu peygamberlere ve Hz. Muhammed’in (s.a.v) O’nun kulu ve Rasulü olduğuna iman ile birlikte inanılması zorunlu olan şu üç husus daha vardır ki onlar; Kutsal Kitaplara iman, meleklere iman ve kadere iman. Kişi, “Eşhedu enle ilehe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve Rasulühü” diye Kelime-i Şehadet getirdiğinde İslam dinine girer ve bu altı esasın tamamına gönülden iman ederse “Mü’min” sayılır. İslam nedir? Kelime-i Şehadet getirerek tevhid akidesini kabul ettiğimiz dindir.
İslamın şartı kaçtır? İslamın şartları nelerdir?
İslamın şartı beştir. İbn Ömer (R.A.), Rasulullah (S.A.V.)’den şöyle rivayet etmiştir; “İslam, beş şey üzerine bina edilmiştir: “Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Beytullah’ı haccetmek ve ramazan ayı orucunu tutmak” Bu hadis İslam’ın en temel hadislerindendir çünkü Müslüman olan bir kimsenin yapması gereken en temel esasları bildirmektedir. Ele aldığımız hadisin İslam’ı tarif ederken tevhid akidesiyle başlaması son derece önemlidir. Nitekim İslam tevhid akidesi üzerine bina edilmiş bir dindir. Binlerce yıllık vahiy tarihinin özü, “Lâ İlâhe İllallah’tır” İstisnasız bütün peygamberler, tarih boyunca gönderildikleri toplumları hep bu akideye, yani İnsanları kula kulluktan kurtarıp yalnız Allah’a kul olmaya, Allah’ın dünyasında yalnızca Allah’a itaat etmeye çağırmışlardır. Müslüman olan bir kimsenin Kelime-i Şehadetten sonra yapması gereken şey, kurallarına uygun bir şekilde abdest alıp kendisine farz olan namaza başlamasıdır. Aynı zamanda malından belirli bir miktar zekât vermesi, imkânı olduğunda hacca gitmesi ve Ramazan ayında oruç tutması da Müslümana teklif edilen farzların başında gelir. İslam nedir? Kelime-i Şehadet getirmekten sonraki 4 temel şartı da hayatımıza uygulamamız gereken dindir.
İslam’da Helaller ve Haramlar
Belli başlı farzların dışında İslam dini, İtikad (İnanç sistemi), İbadet (kulluk görevleri), Muamelât (Hukuk sistemi), Ukûbat (Cezalar) ve Ahlâk esaslarıyla bir bütündür. Bunlardan bir tanesini dinin içerisinden çıkardığınızda artık ona İslam demek mümkün olmaz. Allah Azze ve Celle, kullarına bir takım emirler buyurarak hem dünyada hem de ahirette mutluluğa ulaşmalarını temin ederken bazı işlerden de alıkoymak suretiyle hem fertlerin hem de toplumların ıslahını gerçekleştirmeyi hedeflemiştir. Koyulan emir ve yasaklar, helaller ve haramlar fert ve toplum için beş şeyin emniyetini sağlamayı amaçlar. İslam Dininin yaşandığı takdirde emniyet altına almayı garantilediği beş şey şunlardır;
- Can emniyeti
- Mal emniyeti
- Akıl emniyeti
- Nesil emniyeti
- Din emniyeti
İslam Dininin hakkıyla yaşandığı toplumlarda insanlar bu beş şey açısından güvendedir.
İslam Mantıkla Örtüşür
İslamiyet’in bütün hükümleri makuldür. Akla zıt düşen, mantığa ters gelen hiçbir meselesi yoktur. Eğer İslam dininin akla, mantığa uymayan bir tarafı olsaydı, bugün İslam düşmanları Müslümanlarla savaşmak zorunda kalmazdı, dindeki eksiklik veya akla mantığa uymayan konuların ya da tezatların ortaya çıkarılması bu davanın son bulması için kâfi gelirdi. Ama görüyoruz ki İslam düşmanları böyle bir yola girememiş, İslam’ı ve Müslümanları yok etmek için zorbalık, zalimlik ve savaş yolunu seçmiştir. Lâ İlâhe İllallah, yeryüzünde bir ağır(lığı) olan ve bütün sistemlere galip gelecek en mâkul, en âdil ve en mantıklı sözdür. Yani bu dünyayı Allah yarattıysa, bu dünyada O’nun sözü geçerli olmalı, O’ndan başka bütün kanun koyucular, ilahlık taslayanlar, hükümranlık yapmaya kalkanlar ise reddedilmelidir. İslam’ın en son ve Allah katında yegâne muteber din olduğu, Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde belirtilir; “Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim. Sizin üzerinizdeki nimetimi (lütuflarımı) tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçtim (yalnız İslam’dan razı ve ondan hoşnut oldum)” -Maide, 3- İslam dini, 1400 yıl evvelki dünyanın insanından, bugünün ve yarının insanına kadar gelip geçen bütün insanlığa hitap edebilme özelliğinde olan bir dindir. Bu bakımdan, kıyamete kadar hükmü geçerlidir. İslam dini; bütün manasıyla ahlak ve fazilet dini olduğu gibi, en yüksek mertebede ilim ve hakikatin temellerini atan ve koruyucusu olandır. Bir de şu husus vardır ki; bütün yaratıklar Allah’ın kanununa göre hareket etmektedirler. Dolayısıyla bütün âlem İslam dinine tabi olmaktadır. Çünkü İslam, kâinatın sahibi Allah’a teslim olmak ve itaat etmekten başka bir şeyi ifade etmez. Güneş, Ay ve bütün gök cisimleri bu anlamda Müslümandır. Hava, su, ısı, taşlar, ağaçlar ve hayvanlar için de aynı durum söz konusudur. Kanunları yoluyla Allah’a teslim olduğu için kâinattaki her şey Müslümandır. İslam nedir sorusuna verilebilecek birçok cevap bulunmaktadır. Bu yazımızda kısaca İslam nedir sorusunu cevapladık. Daha detaylı bilgi için tefsirler ve özel kitaplar okumak faydalı olacaktır.