Allah (cc) Hz. Âdem’den itibaren insana insanı tanıtmak, ona istikamet göstermek, hedefinin ne olduğunu belirlemek ve kâinatı tanıtmak için birçok peygamber gönderdi. Peygamberler insanlara ancak bunları anlar ve yaşarlarsa insan gibi yaşayabileceğini anlatanlardır. Ayrıca Peygamberler insanın ancak kendi inkılâbını gerçekleştirdiği zaman toplumları da değiştirebileceklerini anlatmışlardır. Bunu en açık şekilde yine peygamberlerin hayatında görürüz. Peygamberler her konuda toplumlarının öncüleridirler. Öncüler ise nefislerinde inkılap gerçekleştirmeyi başarabilenlerdir. Peygamberlerin görevlerinin zorluğu da buradan anlaşılmaktadır. Hiçbir insanda değişiklik yok iken ayrıca hiçbir numune insan da görmeden hem kendilerinde hem toplumlarında değişiklikler yapmak zorundaydılar.
Allah Peygamberimizi de önce kendi nefsinde değişiklik yapması gerektiğini öğretmiştir. Peygamberimize kendini ve toplumu değiştirmek zorunda olduğu ayrıca bir daha dinlenemeyeceği bu ağır yük yüklendiğinde ne yapacağını bilemiyor ve örtüsüne bürünüyor. Daha sonra gelen ayetler ise O’na yol gösteriyor: “Rabbini tekbir et” yani yalnızca Rabbinin adını yücelt başka bütün her şeyi terk et. “Elbiseni temizle” Elbise temizleme deyimi Arap toplumunda o zamanlar insanın kendini günahlardan uzak tutması, ahlakını düzeltmesi ve kendine yapışık halde duran akrabalarını da temizlemesi manasını gelir. Bu ayetlerin arka arkaya gelmesi aslında davetçilere birer yol göstermedir. Yönünü yalnız Rabbine dönersen hedefinde başarılı olabilirsin. Ayrıca kendi iç inkılâbını gerçekleştirdikten sonra ilk muhatabın her zaman yakınların olmalı. Çünkü ancak böyle olursa insanların sana karşı güveni artar ve daha çabuk kabul ederler.
Kendini değiştirenler dünyayı değiştirirler. Nefsini terbiye etmedikten sonra hiç bir şekilde yol alamazsın. Kendini değiştirmeyenler, tembelken çalışkan, cimriyken cömert, korkak iken cesur olmaya çalışmayanlar ve kendini kötü yönde değiştirenler ahirette Allah Resulünün karşısına nasıl çıkacaklar? Müslüman’ın mutlu olmasının tek yolu Peygamberine benzemesidir. Rasullulah’ın hayatını kendine şiar edinen Müslüman O’nun aslında fakirlere değil zenginlere misal olduğunu bilir. Peygamberimiz ve ashabı kendilerine gelen ganimetlerle zengin hayatı yaşabilecekleri halde fakir olarak yaşamış tüm mal ve mülklerini Allah yoluna feda etmişlerdi.
Peygamberimizin ashabında da büyük değişiklikler görüyoruz. Rasullullah (sav) ashabını öyle eğitiyordu ki her biri çok ağır imtihanlara tabi tutulmalarına rağmen bu imtihanlardan geçiyorlardı. Kimisi malından ve canından, kimisi de ailesinden vazgeçmişti.
Kendilerini değiştirenlerin dostları hatta kardeşleri dahi değişir. Bunu en güzel sahabe de görürüz. Sahabe iman ettikten sonra asıl kardeşlerinin din kardeşleri olduğunu anlamış ve yaşamışlardı. Münafıkların başı Abdullah b. Übey’in oğlu Abdullah (ra)’ta gördüğümüz gibi öncesin de en saygılı evlat olarak bilinirken yeri geldiğinde fitne çıkardığı için babalarını dahi öldürebilecek şekilde iman etmiş, kendilerini değiştirmişlerdi. Çünkü sahabe hayatlarını, sevdiklerini ve düşmanlarını değiştirmek için iman etmişti. Ancak günümüzde insanlar hayatlarını değiştirmek cahiliye ahlaklarını üzerlerinden atmak için İslam’ı seçmiyorlar. Anne-babalarından duydukları gibi iman ediyorlar. Bu sebeple ahlakları ve hayatları değişmiyor. Kimi Müslümanlar ise fikirlerini değiştirdikleri halde hayatlarına çeki düzen veremiyor. Çünkü her zaman fikirleri değiştirmek kolay hayatları değiştirmek ise zordur. Sahabe de ise tam tersini görüyoruz. Onlar iman etmeden önce haramlarla meşgul olan, insanların haklarını yemekten asla çekinmeyen kimseler olmalarına rağmen iman ettikten sonra kalplerine yerleşen iman onları öyle bir değiştiriyordu insanların hakkına girmekten veya harama bulaşmaktan en çok o kişiler korkar hale geliyordu. Bazı Müslümanlarda İslam’a göre yaşayacaklarına örf ve adetlerine göre yaşamaktadırlar. Ancak örfünün değil Kur’an’ın dediğine göre yaşamaları ve kendilerini bu yönden değiştirmeleri gerekmektedir.
Kendini gerçekten değiştirmek isteyenler ne yapmalıdırlar? Hayatlarını değiştirmek isteyenler bunu ancak hizmette koşuştururken yapabilirler. Bundan başka bir yol yoktur.Hizmet etmeyen ve davaya gönül vermeyenler gurur ve kibirlerini yenemezler ve insanların kendilerine hürmet etmelerini isterler. Hizmet insanın daha çabuk değişmesini sağlar. Çünkü davası olan insan kazanmak için her işi yapar. Cimriyse cömert, korkaksa cesur olmasını, kibirliyse insan kazanmak için mütevazı olmayı öğrenir. Ayrıca bir Müslüman uzlete çekilerek kendini değiştiremez. Asıl değişiklik haramların içinde kendini korumakla olur.
Sahabe her yönüyle değişiyordu. İslam onların ahlaklarını da değiştiriyordu. Sinirli olanlar dahi Müslümanlara karşı yumuşak huylu olmaya başlıyordu. Hz. Ömer iman etmeden öce hiddetliyle tanınan bir insan olmasına rağmen iman ettikten sonra Müslümanlara karşı çok yumuşak başlı oluyor. Hz. Ömer’de gördüğümüz gibi hakikaten değişmişti.
Rabbim hepimizin kendini değiştirebilmesini nasip eylesin.