05 Kas 2018
Furkan Vakfı gönüllülerinden Mevlit Kaynarpınar ve Hasan Demir Beyefendi bugün saat 09.00’da Hilal TV’nin canlı yayın konuğu oldular. Bahadır Kurbanoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ‘Sözü esirgemeden’ adlı programa katılan Kaynarpınar ve Demir Beyefendi, Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul hakkında medyaya yansıyan karalama ve iftiralara delilleriyle cevap verdiler. Aynı zamanda 30 Ocak operasyonu ile yaşanan sürece ve maruz kalınan haksızlıklara değinen konuklar, öğrenci evlerinin kapatılması, kayyum atanan Furkan Vakfına hırsız girmesi meselesine kadar birçok konuya açıklık getirdiler. Program sunucusunun ‘terörle ve terör propagandası yapmakla suçlanıyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?” sorusu üzerine Hasan Demir Beyefendi canlı yayına getirdiği TEM MİT, VGM ve KOM raporlarını kameraya göstererek şunları söyledi: “Ben savunmamızı kendim aracılığıyla ya da hocamızın konuşmaları üzerinden yapmayacağım. Bizzat devletin kurumlarınca Furkan Vakfı ve hocamızla ilgili kanaatlerini belgeleriyle göstereceğim… Bu elimdeki TEM’in, Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul hakkında 2017 yılında hazırladığı araştırma tutanakları… Raporda bizzat; ‘bahsi geçen vakfın terör örgütleriyle bir bağlantısının olmadığı değerlendirilmiştir’ ifadesi geçmektedir. Bir rapor bir belge daha, vakfımızı bizzat tanımlıyor. Furkan Vakfı’nın en büyük amacının İslam Medeniyeti kurmak olduğu, Hayırlı işlerde topluma öncülük yapacak öncü bir nesil yetiştirmeyi hedefledikleri, Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nın Kur’an-ı Kerim okuması, Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Siyer ve Tevhid dersleri başta olmak üzere İslami esaslara dayalı eğitim veren bir vakıf olduğu anlatılıyor. Vakfın ihtiyaç sahiplerine ayni ve nakdi yardımlar yaptığı ve öğrencilere burs verdiği terör faaliyeti yaptığını demiyor ihtiyaç sahibi aileye yardımda bulunmuş öğrenciye burs vermiş diyor. Son paragrafta “bahse konu vakıf ve kurucuları ile mütevelli heyeti 44 şahıs hakkında yürütülen istihbarı çalışmalarda her hangi bir terör örgütü ile irtibatının bulunmadığı değerlendirilmiştir” demektedir. Bizzat bunu Adana’da bulunan Adana Emniyeti ve Terörle mücadele hazırlıyor. Vakfın faaliyetini ne güzel anlatmış. Hayırlı işlerde öncülük yapacak faaliyetler yaptığımızı söylemiş. Ama tutup kalkıp da sen bizi terörle suçlarsan bu işte olmaz.” “Alparslan Kuytul Darbe hayırlı olsun dedi mi? “Kalemi Kırılmıştır” meselesinin iç yüzü nedir? Sorularına da şu şekilde cevap verildi: “Öncelikle burada bir algı oluşturulmak istendiği ortadadır. Gerçekten hocamızın kullanmış olduğu kelimeyi kullanmamışlar. Birincisi bu. Kırpılmış video ile ilgili yapmış olduğu konuşmasında da daha sonrasındaki videonun aslında da, hiçbir yerinde darbe hayırlı olsun demedi. Orada bazı kelimeleri çarpıtmışlar. Kırpılmış videoya da baktığımızda, diğer videonun aslına da baktığımızda hocamız hiçbir yerde darbe hayırlı olsun demedi. Orada söylemiş olduğu ibare şudur: “Bu darbenin İslami faaliyetlere darbe olmamasını ve İslami faaliyetlerin bundan olumlu yönde etkilenmesini, buranın altını çiziyorum, Müslümanların hayrına olmasını vesile kılsın” Hayırlı olsun kelimesiyle hayrına olsun kelimesi aynı anlamda mıdır? Değil.” Burada hayırlı olsun dememiş, Müslümanların hayrına olmasını söylemiş. Dolayısıyla farklı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Kalemi kırılmıştır hususuna gelince; “Vakfın kurucuları arasında yer alan ancak halen herhangi bir yönetim organında yer almayan Alparslan Kuytul, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bazı hususlarda önceden tedbir alınması gerektiği yönündeki uyarıcı nitelikteki bir konuşmayı dile getirdi.” Burayı tekrar etmek istiyorum; ”Alparslan Kuytul, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bazı hususlarda önceden tedbir alınması gerektiği yönündeki uyarıcı nitelikteki bir konuşmayı dile getirdi.” Yani hocamız kalemini kırmamış ya da Tayyip Erdoğan’a hakaret etmemiş. Orda tedbir alınması yönünde sadece uyarıda bulunduğunu söylüyor. Konuşmanın kötü niyetle veya hakaret içeren bir nitelik olmadığı kanaatinin oluştuğu” bizzat vakıflar genel müdürlüğü başmüfettişince zaten ortaya konulmuştur dedi.” Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin dosyasında yer alan diğer bir suçlama olan ‘nitelikli dolandırıcılık (!)’ ve vakıf kasasından çıkan 250 bin hakkında da soru yönelten sunucuya ilahiyatçı Mevlüt Kaynarpınar şunları söyledi: “Vakıfta çıkan mütevazı para, vakfın kurucularının ya da yöneticilerin kutuların içinde çıkmamış bizzat vakfın kasasından çıkmıştır ki gönüllü bağışçıların operasyonun bir önceki gününde verdiği bağıştır. Bağışçıların bağış makbuzu ise ellerindedir.” Dolandırıcılık iftirasının çirkinliğine Hasan Demir de değinerek: İşin ilginci nerede, ne zaman, kim dolandırılmıştır? Ortada dolandırılan hiçbir kimse yoktur. Program esnasında ara ara sosyal medya ve whatsap üzerinden gelen mesajları ve soruları okuyan program sunucusu “Türkiye’nin dört bir tarafından ve yurt dışından yüzlerce destek ve teşekkür mesajı geliyor. Biz teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı. 8 Kasım’da adalet ve özgürlük mesajlarını Hilal TV ekranlarında bir kez daha yineleyen Kaynarpınar ve Demir Beyefendi’nin, kanala teşekküllerini iletmeleriyle program son buldu.