Asıl adı İmam olan Sütçü İmam tesettüre uzanan hain ellere ilk kurşunu sıkarak Milli Mücadelenin ilk kıvılcımını ateşlemiştir. Böylelikle Milli Mücadelede, Maraş’ta ilk kurşun atılmış oldu. Bu kıvılcım ile uyanan Maraş halkı işgalci Fransız ve Ermeni güçlerinin işgal girişimlerine karşılık "Maraş bize mezar olmadan size gül bahçesi olmayacak" sloganıyla cevap verdi.
İçindekiler
Sütçü İmam Kimdir? | Milli Mücadelenin Timsali
Sütçü İmam, gerçek ismi İmam olan ve 1871 yılında Maraş’ın Fevzipaşa (Bektutiye) mahallesinde doğan koca yürekli adamdır. Pederi Kireçcioğullarından Ömer Efendi olup Validesi ise Tiyeklioğullarından Emine Hanımdır. Sütçü İmam ‘ın biri erkek üçü kız olmak üzere dört evladı vardı.
Sütçü İmam’ın Hayatı, Sütçü İmam Hangi Cephede Savaştı?
Asıl mesleği süt satmak olan sutcu imam, devlet tarafından atanmış biri değildi. Sesi güzel olup Kuran'ı da güzel okuduğundan Uzunoluk Camiisinde gönüllü olarak imamlık yapmaya başladı. Geçimini etraftaki köylerden süt toplayarak ve topladığı bu sütleri kendi dükkanında satarak sağlardı.
Maraş’ta kurtuluş mücadelesini başlatan kahraman , Kurtuluş Savaşı’nda güney cephesinde mücadele etmiştir. Maraş'ta düşmana ilk kurşunu atan sutcu ımam, gösterdiği üstün cesaretinden dolayı Devlet tarafından belediyede odacılık görevi verilerek ödüllendirildi. Daha sonra da bir kalede topçuluk görevi de verildi. Sutcu ımam Osmanlı padişahı Abdülmecit Efendi halife olduğunda 101 pare top atmak için kaleye çıktı, topun aşırı ısınması ve alev alması neticesinde toptan fırlayan parça İmam’ın alnına isabet etti ve vücudunda yanıklar meydana getirdi. Bunun üzerine Alman Eğitim Hastanesi’ne kaldırıldı, ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan İmam 25 Kasım 1922’de hayatını kaybetti. Ardından Çınarlı Camisi Mezarlığı’na defnedilmiştir.
1. Dünya Savaşında Bölgenin Durumu
1.Dünya Savaşı’nı kazanan İtilaf Devletleri, yenilen devletleri bölmek amacıyla çeşitli projeler hazırladılar. Projelerine uygun olarak İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma gereğince Adana ili işgalci kuvvetler tarafından işgal edildi. İngilizler Adana’nın güvenliğini gerekçe göstererek 4000 Hint süvarisi ile 1919’un Şubat’ında Maraş’ı işgal ettiler. Daha sonra İngilizler Maraş’ı 41. Fransız alayının üç taburu ile bir milis Ermeni taburuna bırakmaya karar verdi. Akabinde İngilizler yerini Fransızlara bıraktılar.
İtilaf Devletleri işgal esnasında yerel halkın elinde bulunan ve depolardaki mühimmatı toplayarak imha ettiler. Böylelikle olası bir direniş hareketinin önünü kesmek ve milli kuvvetin işgalcilere karşı pasifleşmesini amaçlıyorlardı.
Ekonomik ve zirai yönden Adana önemli bir bölgeydi. Bunun bilincinde olan işgal güçleri bu bölgeyi ve çevresindeki illeri Anadolu içlerinden gelecek olan olası bir Kuva-yi Milliye tehdidine karşı koruması gerekiyordu. Bu nedenle Adana’nın daha kuzeyden savunulması hedeflendi. Aslında İtilaf Devletlerinin amacı işgal edilen Adana ve çevresinde kendi himayeleri altında bir Ermeni devleti kurmaktı.
Sütçü İmam Olayı
Maraş’ın işgal girişimi 22 Şubat 1919 da İngiliz işgal güçlerinin komutanı Albay Max Andriyo önderliğinde kente girmesiyle başladı. İngilizlerin işgal girişimi tam sekiz ay sürdükten sonra 29 Ekim 1919 da Ermeni, Cezayir ve Fransız karışımı 2 bin kişilik bir lejyoner birliği şehre giriş yaptı. Fransızların şehre girmesiyle heyecanlanan Ermeniler sevinç naraları atmaya başladılar. İşgali fırsat bilen ermeniler taşkınlık yapmaya başladı. “Yaşasın Kilikya Ermenistan’ı kahrolsun çekemeyenler.” sloganları sokaklarda yankılanmaya başladı. Fransızların şehre girmesinden 2 gün sonra 31 Ekim 1919'da tarihi Uzunoluk Hamamı’ndan çıkan Türk kadınlarına, Fransız askerleri ve Ermeniler;
- “Burası artık Türklerin değil, Fransız memleketinde bizim dediğimiz olacak. Açın peçenizi!” diyerek kadınların peçelerini yırtmaya çalıştılar.
Kadınlardan biri bayılınca diğer kadınlar da etraftan yardım için bağırmaya başladılar. Hamamın hemen yakınındaki Kel Hacı’nın kahvesinde bulunan Maraşlılar olay yerine gelerek Fransız askeri kıyafeti giymiş Ermenileri uyardı. Maraşlıların içerisinde eski bir asker olan Çakmakçı Sait adında bir genç de vardı. Çakmakçı Sait gördüğü manzaraya daydayanamayıp hemen kadını işgal askerlerinin elinden kurtarmaya çalıştı. Bunun üzerine Ermeni askerler ateş açarak Çakmakçı Sait’i hemen oracıkta şehit ettiler ve Gaffar Kabuloğlu adındaki bir başka Maraşlı’yı da yaraladılar. Kendi dükkanında süt satmakta olan ve bu olaylara uzaktan şahit olan Sutcu Imam, bir an bile tereddüt etmeden çekmecesinde sakladığı tabancasını aldı ve müslümanların şerefine halel getirmek isteyen işgal askerlerine sıkmaya başladı. Attığı kurşunlar neticesinde bir Fransız askerini öldürdü, bir diğerini de yaraladı. Bu kurşunların Anadolu’daki Milli Mücadelenin ilk kıvılcımları olacağını kimse bilmiyordu.
Maraşta Kurtuluş Mücadelesini Başlatan Kahraman
Fransız işgalinden kurtulması için kahramanca bir mücadele örneği gösteren Sutcu Imam’ ın bu hareketi, işgalcilere karşı mazlum milletlerin nasıl duracağına dair ibretlik bir olay taşımaktadır. Maraş halkı Sütçü İmam`dan aldıkları cesaretle ülkeyi ve şehirlerini işgal eden düşman askerlerine karşı büyük bir mücadele verdi. Bu mücadelenin kendileri için kötüye gittiğini gören Fransız askerleri, 10-11 Şubat 1920`de şehri boşalttılar. Sonrasında Ermeniler ise Maraş`ın kuzeyindeki Zeytun havalisinde savunma tedbirleri aldılar. Ancak buna daha fazla dayanamayarak 22 Haziran 1921`de teslim oldular.
Sütçü İmam Olayı Antep, Urfa ve diğer bölgelerdeki mücadelenin adeta bir kıvılcımı olmuştur. Maraşta kurtuluş mücadelesini başlatan kahraman Sütçü İmam bu cesareti ile yakın çevre şehirlere de örnek olmuş ve onların da Milli mücadele için harekete geçmelerine vesile olmuştur.
Antep ve Urfa Direnişi Kısaca
Mondros Anlaşmasının uygulanması safhasında, Osmanlı hükümetinden umudunu kesen Müslüman halk, kendi beldelerini kendileri korumaya çalıştı. İslam`ın zulme razı olayan mücadele ruhuyla galeyana gelen halk; Urfa, Antep, Maraş gibi yerlerde, ülkeyi düşman askerlerine karşı ve medeniyetsiz(!) Batı’ya karşı koruma savaşı başlattı.
1914 yılında 1. Dünya Savaşı başladığında Gaziantep’in nüfusu 83 bin idi. 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla İtilaf Devletleri kendi aralarında bölüştükleri toprak parçalarını elde etmek amacıyla harekete geçtiler. Bunun neticesinde İngilizler Aralık 1918’de Antep’i işgal etti. Bir yıllık işgalin ardından Fransızlar İngilizlere tepki göstermiştir. İngilizler Suriye politikası gereğince işgal ettiği Güney Anadolu şehirlerini Fransızlara bırakmak için boşalttı. Ekim 1919’da Antep Fransızlar tarafından işgal edildi.
Fransızların Antep’i işgal etmesinden sonra Nisan 1920’de Kuvayi Milliye şehirde Fransızlara karşı bir ayaklanma başlatarak direnişe geçti. Ünlü Antep Savunması 11 ay devam ettikten sonra açlık nedeniyle sona ermiştir. Fransızlar kente 70.000 mermi atmış, 6.000 Antep’liyi şehit etmiştir. Bu olağanüstü savunma neticesinde 6 Şubat 1921 yılında TBMM tarafından Antep’e “Gazi” ünvanı verilmiştir.
Mart 1919’da Urfa İngilizler tarafından işgal edildi. Daha sonra İngilizler Suriye politikası gereğince Urfa’yı boşalttı. Ekim 1919’da Urfa’ya giren Fransızlar Maraş’takine benzer uygulamalarda bulunmuşlardır. Ali Saip Bey’in komutan olarak atanmasıyla Urfa’da 3 bin kişilik bir ordu oluşturuldu. Kuvayi Milliye ordusu 7 Şubat 1920’de Fransızlara Urfa’yı 24 saat içinde boşaltmaları için ultimatom verdi. Ardından 9 Şubat gecesi Ali Saip Bey’in komutasındaki Kuvayi Milliye ordusu Fransızlara karşı saldırıya geçti. 10 Nisan’a kadar süren çarpışmada Fransızlar birliklerinin yarısını kaybederek Urfa’yı terk ettiler.
Sütçü İmam Olayının Önemi
Zilletle Fransız hükmü altında yaşamaktansa, izzetle ölmeyi yeğlediği için sıktı ilk kurşunu Sütçü İmam. Silahları, cephaneleri, hazırlıkları yoktu fakat kadını, erkeği, çoluğu ve çocuğuyla inanmış yürekleri vardı. İşgalci ve işbirlikçi güçlere bir müslümanın peçesine ve iffetine dokunulmaması gerektiği gösterilmiş oldu. Tarih boyunca müslümanların en büyük dayanakları Allah’a olan sarsılmaz inançları olmuştur. Bu uğurda nice canlar verildi ve verilmeye de devam edilecektir.
İslam Tarihinin Medine döneminde, Sahabe bir kadının çarşafına, Beni Kaynuka Yahudilerinden bir grup el uzatmış, durumu gören bir Müslüman tahammül edemeyerek, Yahudi`yi öldürüp kendisi de bu çarpışma esnasında şehit düşmüştü. Bu olayın üzerine, Allah Resulü ,Tesettürün önemi, namusun kutsallığı ve Yahudilerin bu ihanetine binaen savaş kararı almıştı. Ashabın bu asil davranışını kendisine rehber edinen Sutçü İmam da aynı duygularla Müslüman kadının tesettürüne sahip çıkmış ve bu olay Maraş`ın kurtuluş vesilesi olmuştur. Ne yazıktır ki tesettür için canını ortaya koyan bir neslin mirasçılarının oluşturduğu yeni medeniyette, tesettürlü olmak gericilik; açılıp saçılma ise modernlik ve çağdaş olma sembolü olarak görülmeye başlandı.
Yakın bir zamana kadar tesbettür kamusal alanlarda ve okullarda yasak durumdaydı. Hatta bir zamana kadar, tıpkı tüm ünivesitelerde olduğu gibi Sütcü imam adına kurulan; Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ‘nde de tesettürlü öğrenciler başörtüleri sebebiyle okula alınmıyordu. Batı hayranlığı ve taklitçiliği ile geldiğimiz bu durum; bu topraklar ve bu topraklarda yaşayacak olan torunlarının namusu ve onların özgürlüğü için canını feda eden ecdadımızın kemiklerini sızlatmıştır.
Sütçü İmam Sözleri
- Sizi yiğitlikle övenlere, “Bizim yiğitlerimiz şehit öldü deyin.”
- Sakın unutmayın, “Maraş bize mezar olmadan, size (düşmana) gülizar olmaz.”
- Zulmetmek bize yakışmaz. O sizlerin mesleğidir.
- Farz et körsün olabilir. El ele tut. Taş al ve at. Kâfiri bulur.
- Bu yara bir saatte, bir günde sarılacak bir yara değil.
- Azim bir imtihandan geçiyoruz. Allah müminleri mahçup etmez.
- Dünya küfürle değil zulümle yıkılır.
- Kara haberler var size. Nehirler lanet akıyor denizlere.
- Yavrularını birer asker, birer kahraman gibi yetiştiren bir toplum ordusuz olur mu?
Sütçü imam gibi diğer öncü şahsiyetlerin, alimlerin ve yazarların hayatını okumak için tıklayınız.