02 Ara 2019

"İnandık" dediğimiz ALLAH'I tanıyor muyuz? Bu soru birçok kişi tarafından "HAYIR, YETERİNCE TANIMIYORUM" şeklinde cevaplanacaktır. Bu konu ile ilgili Kur'an-, Kerim, Zümer Suresi 67. ayette der ki: "Onlar, Allahı, hakkıyla tanıyamadılar."

 

Allah'ı Tanımamızın Yolları 

1) Kainat Kitabına Bakmak

Allah’ı tanımanın yolu, Allah’ın yarattıklarına bakmak ve mahlûkat üzerinde düşünmekle mümkündür. İslam buna ‘tefekkür’ der. Kutsal ki-tabımız Kur’an-ı Kerim insanı mahlûkata bakmaya ve yaradılış hakkında düşünmeye sevk eder. 

"Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler." Âl-i İmrân, 191 

“Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O’dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” Ra’d, 3

“Onların (arıların) karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır.” Nahl, 69 

“(Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir. İşte bunlarda düşünen bir toplum için büyük bir ibret vardır.” Nahl, 11 

Sizin Allah’tan başka, dua edip çağırdıklarınızın (bâtıl ilahlarınızın) hepsi bir araya gelseler, bir sineği yaratamazlar.” Hac, 73  

Daha burada yazamadığımız yüzlerce ayette, Rabbimiz Teâlâ bizleri kâinata bakmaya, yani tefekküre yönlendiriyor. Çünkü kâinata bakmak, o kâinatı yaratan Allah’ı tanımamızı sağlayacaktır. 

Kâinatı tefekkürle Rabbini tanımaya başlayan insan, mahlûkatta özelliklerin Allah’ın isimlerinin tezahürü olduğunu görecektir. 

Bir çiçekteki harikulade dizaynı ve bir kelebekteki muazzam sanatı gören, Allah’ın EL-MUSAVVİR (çeşitli şekillerde yaratan) ismini görmez mi?

Küçücük bir karıncadaki, bir sinekteki mükemmel sistemi gören, Allah’ın EL-ALİM (ilmini) ismini görmez mi?

Bir kelebeğin harikulade motiflerini gören, Allah’ın EL-LATİF (letafetini) ismini görmez mi?

Allah’ın insanı aciz bırakacak kadar çok çeşitte mahluk yarattığını, evrenin uçsuz bucaksız olduğunu, karadaki hayvanların, denizdeki canlıların çokluğunu gören, Allah’ın EL-KADİR (kudretini) ismini görmez mi?

Ancak insanoğlu dünya telaşı sebebiyle mahlûkata bakmayı ihmal etti. Bu ihmalin neticesinde Allah’ı tanımadan Allah’ı sevdiğini iddia eden insanlar türedi. Oysa bir insanı bile tanımadan o insanı gerçek manada sevmek mümkün değildir. Tanımadan sevdiğini iddia etmek ütopik (hayali) bir sevgiden başka bir şey değildir. O halde bugün, Allah’ı tanımayan insanların Allah sevgisi gerçek bir sevgi değildir.

2) Kur'an-ı Kerim Okumak

Allah’ı tanımanın bir diğer yolu O’nun kitabını tanımaktır. Çünkü Kur’an, Allah’ın Peygamberimize vahiy yoluyla gönderdiği kelamullah-tır. (Kendi sözüdür.) Bizler O’nun kelamını okuyarak O’nu bizzat O’ndan tanımış oluyoruz. Kur’an’da O’nun sıfatlarını, kullarına adaletini, merha-metini, sevgisini, onları iyiliğe sevk etmesini, kötülükten nehyetmesini, cenneti ile müjdelemesini, cehennemi ile korkutmasını okuduğumuz-da, kullarına ne kadar kıymet verdiğini idrak ediyoruz. 

Rabbimizin kendini tanıttığı ayetlerden bazıları şunlardır:

  •  
  • “Allah adalet ile hükmeder. Ondan başka çağırdıklarıhiçbir şeye hükmedemezler.” Enbiya, 112
  • “Allah çok merhametlidir.” Nebe, 37
  • “De ki “O Allah tektir. Samed’dir. Doğmamıştır,doğrulmamıştır. O’nun bir dengi yoktur.” İhlas Suresi
  • “Allah iyilik edenleri sever.” Bakara, 195
  • “Allah güzel davrananları sever.” Maide, 13
  • “Dikkat edin! Yaratmak da hükmetmek de ancak Allah’aaittir.” Araf, 54

Bu ayetlerin dışında Rabbimizin kitabı Kur’an-ı Kerim’in bahsettiği birçok temel konu, bize O’nun ilmini ve hikmetini göstermektedir. O konulardan bazıları şunlardır:

  • Çağlar üstü hükümleri
  • İnsanı insan yapan ahlak esasları
  • İnsanın maneviyatını güçlendiren ibadet esasları
  • İnsana insanı tanıtan ve insan psikolojisinin temellerini öğreten esasları
  • Bilime ışık tutan bilimsel ayetleri…

Bugün insan aklını ilahlaştıranlar, Kur’an’ı ciddi bir şekilde okumadıkları için Allah’ı tanımamaktadırlar. Bazı insanlar, Kur’an sanki bu çağa hitap etmez, 6. asrı tanıyan Allah, bu çağı tanımaz gibi düşünerek kendileri hükmetmek istiyor. Oysa bu insanlar Kur’an’ı objektif bir nazarla okusalardı, ondaki muazzam ilmi görecekler ve Allah’a hayran olacaklardı.

O’nu Tanıyan Sevmez mi?

Tefekkür eden ve Kur’an-ı Kerim’i düşünerek okuyan insan Allah’ı tanır ve Allah’ı tanıyanda da Allah sevgisi yani muhabbetullah oluşur. Bazı alimler muhabbetullahı içi su dolu testiye benzetmişlerdir. Testi ağzına kadar dolduğun-da başka su alamaz. İşte Allah sevgisiyle dolu olan yürekte başka sevgiler yer bulmaz.

Peki, kalplerimizde Allah sevgisinin oluştuğunu nasıl anlayacağız? Yani kalpte oluşan sevginin göstergeleri nelerdir?  

Allah’ı seven fedakârlık yapar.

Allah’ı seven Allah’a ibadet eder.

Allah’ı seven O’nun için mücadele eder.

Allah’ı seven O’nun hükmüne rıza gösterir.

Allah’ı seven Allah’ın mazlum kullarını sever.

Allah’ı seven O’nun sözünün önüne hiç kimsenin sözünü geçirmez.

Peki, kalbinde Allah sevgisi yer etmemiş insanlar nasıl bir ahlaka sahip olur? 

MADDEPERESTLİK: Dünya sevgisi kalplere yerleşir. Tüm savaşların ve mil-yonlarca insanın öldürülmesinin en önemli sebeplerin-dendir maddeperestlik. 

MERHAMETSİZLİK: Merhamet duygusu yok olur. Merhametsiz insanların yaşadığı toplumlarda insana, özellikle de yaşlılara kıymet verilmez ve komşu hakkına riayet edilmez.

BİREYSELCİLİK: Bireyselcilik yani egoist yaşantı ön planda olur. Kimse akrabasını veya komşusunu düşünmez.

BUNALIMLI GENÇLİK: Gençler nefislerinin esiri olur ve aşkı başka mecralarda ararlar. Böyle gençler için bunalımlar kaçınılmaz olacaktır. 

Oysa; 

ALLAH’I TANIYAN, ALLAH’I SEVER. ALLAH’I SEVEN, "LA İLAHE İLLALLAH" DER.

Allah'ın Dünyasında Allah'ın Dediği Olmalı!

İşte bu cümle, Kelime-i Tevhidi özetle ve net bir şekilde anlamamızı sağlayan en açıklayıcı ve en çarpıcı cümledir. Evet, ‘Allah’tan başka ilah (otorite) yoktur’ derken ‘Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olsun’ demiş oluyoruz.

Peki Neden Allah'ın Dünyasında Allah'ın Dediği Olmalı?

  • İnsanı yaratan ve en iyi tanıyan Allah’tır. 
  • Kâinatı, dünya ve içindekileri yaratan Allah olduğu için insan üzerinde hükmetme yetkisi de O’na ait olmalıdır. 
  • Kâinatı yaratan Allah, nasıl ki onu mükemmel bir şekilde idare etmektedir, insanı da en iyi idare edecek olan O’dur. 
  • Geçmişi bildiği gibi geleceği de bilen sadece Allah’tır. 
  • Hiçbir menfaate ihtiyacı olmayan Allah’tır. 
  • Sonunda Allah’a döndürüleceğiz ve yaşadığımız hayatın hesabını O’na vereceğiz. 

"Hak O’nundur, kainat O’nundur. Kainatın sahibi Allah ise O’nun dediğinin olması gerekir." - Alparslan Kuytul Hocaefendi