1994 yılında kurulan vakfımızın, Danimarka'da bulunan Galip Kıran ve orada vakfa gelip giden kişilerce bir temsilciliği kurulmuş, 2013 yılında ise Furkan Vakfı adına toplanan paralarla bir bina satın alınmıştır. Sonraları Galip Kıran'ın eşinin, kocasının evli bir kadınla flört ettiğini bizden bazı hocahanımlara anlatması üzerine . Galip Kıran bunun üzerine üstü kapalı bir şekilde uyarılmış ancak bu hatasını sürdürmeye devam etmiştir. Bu durumda böyle bir insanın artık bizi temsil etmesinin doğru olmayacağından, eşini aldatma meselesi aşikâr edilmeden Galip Kıran, oradaki temsilcilik görevinden alınmıştır. Bu durumu hazmedemeyen Galip Kıran temsilcilik görevinden alınma sebebinin bilinmeyişini de kullanarak oradaki Furkan Gönüllüleri arasında fitne çıkarmaya başlamış kapı kapı gezip mağduriyet oluşturmak istemiş ve ayrılık çıkarmıştır. Bununla, da kalmayıp Furkan Vakfı adına toplanan parayla alınan vakıf binasını ele geçirmek istemiş, yandaşları ile üç defa tabelasını indirmiş, kilidini değiştirmiş ve olayı iyice büyütmüştür. Furkan Vakfı tabelasını her indirdiğinde Furkan Gönüllüleri tabelayı tekrar asmışlar son indirme teşebbüsünde de buna engel olmak isteyen Furkan Gönüllülerine, yandaşları ile birlikte sopalarla, şarap şişeleri ile saldırmışlar ve çok kanlı görüntüler ortaya çıkmıştır.
Bunun üzerine olaya Tğrklyeden müdahil olma gereği duyan Alparslan Kuytul Hocaefendi, Furkan Vakfı binasını korumak ve oradaki Furkan Gönüllüleri ile Galip Kıran ve yandaşları arasında ortaya çıkan gerginliği yatıştırmak amacıyla, vakıf binası için hakeme yada hakime girmelerini, olaya adil bir çözümleme getirmeleri gerektiği konusunda uyarmıştır. Galip Kıran bu uyarılara kulak vermeyerek kargaşa çıkarmaya devam edince Alparslan Kuytul Hocaefendi hakime gitmeleri gerektiğini aksi takdirde Galip Kıran'ın temsilcilik vazifesinden alınmasının altında yatan sebebi açıklayacağını duyurur.
Galipin kıranın eşinin bu durumu anlattığı şahitlerim konuştuğu kapalı bir toplantı da Alparslan Kuytul Hocaefendinin katılımcılara Galip Kıran’ın yapmış olduğu, karısını evli bir kadınla aldatmasının ne olduğunu sorması üzerine dinleyen topluluk “namussuzluktur” demiş ve Alparslan Kuytul Hocaefendi de topluluğun söylediğini tekrar ederek bu eylemin "namussuzluk" olduğunu söylemiştir. Burada Galip Kıran’a direkt namussuz şeklinde bir hitapta bulunulmamış, yaptığı işler açıklanmış ve bu işlerin ahlaka aykırı olduğu belirtilmiştir. Bu açıklamaya çok sinirlenen Galip Kıran yaptığı telefon konuşmasında salonda bulunanlara hitaben afedersiniz "şerefsizler, adioğluadiler… diyerek hakaret ve tehditlerden bulunmuştur. Halbuki gerek Alparslan Kuytul Hocaefendi gerek diğer Furkan Gönüllüleri kendisine asla buna benzer bir hakarette bulunmamışlar, Alparslan Kuytul Hocaefendi sadece bu yaptığının namussuzluk olduğunu katılımcılarına söylediğini tekrarlamak suretiyle söylemiştir. Bu arada Galip Kıran’ın yaptığı bu fitne hareketine ve vakfın binasını gasbetme girişimine karşılık bir etiket çalışmasında Kopenhag'in gasıpları haştagı kullanılmış, Danimarkadaki Furkan Gönüllülerine yapılan canice kanlı saldırıya karşılık da Kopenhagın canileri etiketi kullanılmıştır.
Bahsi geçtiği üzere burada hukuken bir hakaret, tehdit ve şantaj söz konusu olmamasına rağmen hatta hakarette ve tehditlerde bulunan, arkadaşlarımıza şiddet uygulayan Galip Kıran ve çevresindekilerin bizzat kendileri olmasına rağmen bu diyalogdaki ifadeler doğrultusunda hocamıza ve 11 arkadaşımıza hakaretten dava açılmıştı. Savcı tarafından ise akıllara durgunluk verecek şekilde hakaret, şantaj ve tehditten ceza istenmiş, isnat edilen suçlar hukuken var olmadığı halde dosya 4 yıldır ertelenmiş 6 hakim 4 de savcı değiştiren mahkeme bir türlü sonuca bağlanamamıştı. 15 Kasım Salı günü gerçekleşen duruşmada çıkan kararda ise adalet bir kez daha yerle yeksan edilmiştir! Alparslan Kuytul Hocaefendi, Semra Kuytul hocahanım, Furkan vakfı yönetim kurulu üyeleri ve birkaç Furkan Gönüllüsü hakkında hapis cezası verilerek İstinaf yolu açık bırakılmıştır.
Yaklaşık 5 yıldır devam eden mahkemede karar çıkamazken aranılan adamlar bulunmuş olacak ki cumhuriyet savcısI Ümit Akyüz ve Hakim CİHAN KEMAL GELBAL dosyayı apar topar karara bağlamışlardır. Savcı bir sürü çelişkilerle ve kanunsuz olduğu her türlü delille izah edilmesine rağmen ceza, istemiş, hakim de 5 saatlik savunmaya 2 dk da çıkardığı kararla, Alparslan kUYTUL Hocaefendiye, Semra Kuytul hocahanıma Furkan vakfı vakıf yönetim kuruluna ve birkaç Furkan Gönüllüsüne en az 2 ay 27 gün hapis cezası vermiştir.
Mahkeme kararında her ne kadar istinaf yolu açık bırakılsa da kamuoyuna başta Alparslan Kuytul Hocaefendi ve diğer kardeşlerimiz, insanlara hakaret eden ve insanları tehdit eden kimseler olarak yansıtılmaya çalışılmıştır. Bu haksız kararın kanunlar doğrultusunda değil, bazı güçlerin devreye girmesiyle, talimatla verildiği kanaatindeyiz. Vakıf yönetim kurulu kendileri ile alakası olmadığı halde o günler Furkan Vakfının resmi olmayan hesabından yapılan paylaşımlar sebebiyle ceza almış. Semra Kuytul Hocahanım ve Zeynep Tapan hanım ise içinde hakaret vb olmayan iki paylaşım sebebiyle bu cezaya maruz kalmıştır. Alparslan Kuytul Hocaefendi ise bu namussuzluk öyle mi demesi ve eğer hakime gitmezlerse, asıl sebebi açıklarım dediği için hakaret ve tehditten ceza, almıştır. Halbuki söylediği sözde hakaret söz konusu değildir ve tehdit yada şantajı oluşturacak bir durum, kişisel bir çıkar vb durum olmadığı da hukuki delillerle sabittir. Bu cezanın verilmesi kesinlikle siyasi bir sebeple olup bununla Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan Gönüllüleri lekelenmek istemektedir. Verilen cezanın hukuki bir zemini olmadığı için 4 yılda 6 hâkim 4 savcı değişmiş, demek ki en sonunda bu siyasi kararı verebilecek bir savcı ve hakim bulununca dava dosyası neticeye ulaştırılmıştır. Burada asıl mesele elbetteki Galip Kıran'a yapılan bir hakaret olup olmadığı değil Furkan hareketine ceza verilmek istenilmesidir.
Bir takım siyasiler, bir takım istihbaratçılar ve bir takım polisler bizimle sürekli uğraşmakta, Alparslan Kuytul Hocaefendiye ve Furkan Hareketine zarar verebileceğini düşündükleri her olay ve kişiyi kullanmaktadırlar. Burada konu ne Galiptir ne Ali ne Veli.. Mesele aleyhimize bir koz yakalamış olduklarını düşünmeleridir. Ama her ne yaparlarsa yapsınlar Allah zalimlere fırsat vermez vermeyecektir. Furkan Hareketine verilen bu siyasi kararı şiddetle kınıyoruz.