Alparslan Kuytul Hocaefendi bu hafta tefsir dersi sonrası gelen soruları cevapladı. “Sağlık Bakanlığının sokağa çıkma yasaklarının devam etmeyeceğini bildirmesine rağmen bu hafta sonu için sokağa çıkma yasağı olacağının duyurulmasının ardından Cumhurbaşkanının bu yasağı kaldırdığı açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtta “Bu iş bilime göre yapılmıyor. Bilime göre olsaydı; sokağa çıkma yasağı ya olması gerekiyor ya da olmaması gerekiyordu. Ya gerekli ya gereksiz, bilim ne diyorsa! Şimdi bakıyorsun, biri yasaklıyor, diğeri kaldırıyor. Demek ki bu iş bilime göre değil, siyasete göre yapılıyor. Nasıl ki mahkemeler siyasi talimatlarla yürüyor, bilim kurulu da öyle…”dedi.
Alparslan Kuytul Hocaefendi bu süreçle ilgili önceki açıklamalarında da buna benzer konulara değinmiş ve verilen bu son kararla da söylediklerinde haklı çıkmıştır.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin o soruya verdiği cevabın tamamı ise şu şekildedir;
Nasıl Değerlendireceğim? Tam Bir Rezalet Olarak Değerlendiriyorum!
Bugün hürriyet gazetesinin manşetinde; “Bakan ‘sokağa çıkma yasağı yok’ dedi” diyor. Ondan sonra dün akşam İçişleri Bakanı ‘sokağa çıkma yasağı var’ diyor. Bugün de tepkiler olunca alay konusu oldu artık. Hükümet iyice dalga geçilen bir müesseseye dönüştü. Bu sefer Cumhurbaşkanı müdahale etti. ‘Sokağa çıkma yasağı yok’ dedi.
Sokağa Çıkma Yasağı Bilime Göre Değil, Siyasete Göre Yapılıyor!
Bu iş bilime göre yapılmıyor. Bilime göre olsaydı; sokağa çıkma yasağı ya olması gerekiyor ya da olmaması gerekiyordu. Ya gerekli ya gereksiz, bilim ne diyorsa! Şimdi bakıyorsun, biri yasaklıyor, diğeri kaldırıyor. Demek ki bu iş bilime göre değil, siyasete göre yapılıyor. Nasıl ki mahkemeler siyasi talimatlarla yürüyor, bilim kurulu da öyle…
Bilim kuruluna da bir güç tesir ediyor. Bilim adamı sıfatıyla herkes güveniyor diye bilim kurulu onların dediği gibi rapor veriyor. Yani bilim kurulu üyesinin kötü niyeti yoktur, zaten adam bilim adamı olarak konuşuyor zannedersin ama caba öyle mi? Hâkim de ona kalırsa öyle… Hâkim olaraktan tarafsız, vicdanlı bir insan gibi karar veriyor zannediyorsun, öyle mi? O nasıl yalansa, bu da öyle yalan… Nasıl hâkim özgür değil ise bilim kurulu da özgür değil.
Derin Bir Güç Bilim Kuruluna da Baskı Yapıyor!
Sağlık bakanı ‘ikinci dalga olmayacak, öyle bir ihtimal görmüyoruz’ dedi. Bir bakıyorsun birileri ikinci dalgadan bahsediyor, bizimle dalga geçiyor. İkinci dalga, üçüncü dalga… Bunlardan bahsedenler… Bu işi yıllarca sürdürmek, İslami faaliyetleri bitirmek ve epeyce bir temizlik yapmak isteyen bir güç var. Tahmin ediyorum, Sağlık bakanı hükümet ile devlet arasında kalmış gibi bir şey… Devletin içinde bir güç yasakların devam etmesini istiyor. Diktatörlüğü kurmak istiyor. Sağlık bakanı da hem onları hesaba katmak zorunda hem de hükümetin bazı isteklerini hesaba katmak zorunda kalıyor.
Bu kadar önemler, sokağa çıkma yasakları, seyahat yasakları oldukça ekonomi berbat oluyor. Hükümet bunları hesaba katmak zorundadır. O derin komite kendi saltanatını sağlamlaştırmak için gerekirse ekonomi kötü gitsin, ekonomiyi hesaba katmıyor. Aynı zamanda o derin komite hükümetin de sevilmemesini sağlamak için, ekonominin kötü gitmesinden memnun. O yüzden baskı yapıyor ve yasakların devamını sağlamaya çalışıyor.
Apayrı Bir Facia, Apayrı Bir Tehlike!
Hükümetin içindeki akıllı adamlar; yasaklar böyle devam ederse ekonomi daha da kötüye gidecek diye bir an evvel yasakların önünü açmak istiyor ama o derin komite bırakmıyor. Sanıyorum Cumhurbaşkanı da bu yüzden böyle bir müdahalede bulundu. Yani Sağlık Bakanı ‘sokağa çıkma yok, ikinci dalga olmayacak, artık virüs bitiyor’ diyor. İçişleri bakanı ‘sokağa çıkma yasağı var’ diyor. İçişleri bakanı Cumhurbaşkanından habersiz mi konuşuyor? İki ihtimal var. Ya evet ya hayır.
İçişleri Bakanı; kendi başına karar veriyorsa, Cumhurbaşkanının haberi olmadan, imzası olmadan, bu ülkenin devlet başkanıymış gibi davranabiliyorsa, bu apayrı bir facia, apayrı bir tehlikedir. Yok Cumhurbaşkanının da haberi var, beraber karar verdiler ise sonradan tepkiler olunca Cumhurbaşkanı böyle bir tweet atıp da ‘sokağa çıkma yasağı yok’ demek zorunda kaldıysa bu da ayrı bir faciadır. Demek ki yasaklar; bilim öyle dediği için, bilimsel olarak öyle gerektiği için değil de siyaseten oluyor.
Eğer gerçekten bilim için olsaydı; Cumhurbaşkanı kendi kafasından ‘tamam, sokağa çıkma yasağı yok’ demezdi. Hiç iyi bir durum yok. Sanki hükümeti bu şekilde utandırarak komik duruma düşürüyorlar. Artık, dediklerini yaptırtmanın ötesinde, bitirmek istiyorlar gibi… Yani yeter yaptırdığımız, yapacağımızı yaptık. Artık bunu bitirelim gibi… Tabi bu hemen 3 günde değil, belki bir senede belki de iki senede. Bu gibi olaylarla hükümeti utanılacak bir duruma düşürüyorlar. Artık hükümet ile internet ortamında dalga geçiliyor. Millet neler neler yazıyor, alay ediyorlar.
Düşünün ki 5 gün serbest, 5 gün bulaşmıyormuş bu virüs. Bu virüs demek ki; Pazartesi, Salı, Çarşamba Perşembe, Cuma mesai yapmıyor, Cumartesi, Pazar mesaiye başlıyor. Onun için cumartesi Pazar evlerimizde oturalım, sokağa çıkmayalım virüs bize bulaşmasın gibi bir durum var. İnternet ortamında millet neler neler yazıyor, dalga geçiyorlar. Bu kadar dalga geçilen bir hükümet, bakanlar, reisicumhur ne zaman vardı? Dalga geçilir hale getirdiler…
Dinlemek için;