Tahkiki iman nedir? Tahkiki iman kısaca; bilgiye, delillere ve araştırmaya dayalı bir imandır. Hayatları değiştiren insanı harekete geçiren mücadele ruhu kazandıran imandır. Tahkiki iman; İslam medeniyeti için mücadele edecek olanlar için bir muharrik, ebedî aleme intikal ederken imanımızın teminatı niteliğinde olabilecek bir imandır.
Bu yazımızda;
- Tahkiki İman Nedir? Tahkii iman imanın en üst derecesi midir?
- Tahkiki iman ile ilgili ayetler hangileridir?
- Taklidi imandan tahkiki iman geçiş neyle mümkün olur? Sorularına cevap aradık. Detaylar yazımızın devamında…
Tahkiki İman Nedir?
Tahkiki imana geçmeden önce iman ve tasdik kavramlarına biraz temas edelim: Sözlükte “kesin inanç” anlamına gelen iman; yürekten inanmak, kişiyi söylediği sözde tasdik etmek, karşısındakine güven vermek, itaat etmek anlamlarını ifade eder.[1]
Ayrıca “güvende olmak, emin olmak, emniyette olmak” anlamlarını da ifade eder.[2]
“Tasdik” kelimesi ise boyun eğmek ve itaat etmek anlamına gelmektedir.[3]
Eş‘ariyye alimleri ise tasdik olayını imanda temel bir etken olarak kabul ederler. Delil olarak ise münafıkların yaptığı dil ile ikrarın imanları için geçerli ve yeterli olmamasını ileri sürerler.[4]
İmanın anlam dairesi içinde kesinlik, tereddüt etmeme, içtenlik vardır. Yani imanda asıl olan şey, Allah’a kesin şekilde inanmak ve emrettiklerini de tereddüt etmeden kabul etmektir.
İmanın ıstılâhi manası ise Peygamberlerin Allah’tan alıp din adına tebliğ ettiği hükümlerde, Peygamberi tasdik etmek ve ona inanmaktır. Diğer bir tarife göre ise kalp ve dil ile tasdiktir, bu da itikattır.[5]
Kişi “İnandım.” der fakat kalbinde tasdik bulunmazsa iman etmemiş sayılmaktadır.
İman, ahiret saadetimiz için son derece önemli bir meseledir. Şu hâlde bizi kurtaracak olan Yüce Allah’ın (ac) istemiş olduğu imana erişmek zorundayız. İşte tahkiki iman da Yüce Allah’ın (cc) istemiş olduğu imandır. Bu imana erişebilmek için ciddi bir araştırma yapmak zorundayız. İşte bu şekilde araştırmaya dayalı olan imana tahkiki iman denir.
Yazımızın bu bölümünde “Hakiki İman” ile alakalı hazırladığımız sinevizyonumuzu izlemenizi tavsiye ediyoruz:
Taklit ne demek? Tahkik ne demek?
Tahkik kelimesi ‘hakk’ kökünden türemiştir. Sözlükte "doğru ve sabit olmak, bir şeyi tam anlamıyla gerçekleştirmek" manalarında kullanılır.[6]
Tefekkür, nazar ve istidlal yollarıyla delillere bakarak delalet yönleri üzerinde düşünerek kesin delillere, bilgi ve araştırmaya dayalı imana ‘tahkîkî iman’ denilmektedir. Yüce Allah’ın Kur’an’da iman edecek kimseden istediği neye, kime, nasıl inanacağını bilmesidir. Böylece kişi, sadece aklıyla değil kalbiyle de tatmin olacaktır. Ve imanı, taklidi imandan tahkiki imana dönüşecektir.
Taklit, herhangi bir delil talep etmeden karşıdaki kişinin söylediklerini tamamen kabul etmektir. Mutezile böyle bir imanı geçerli görmemektedir. [7] Fakat İmam Ebu Hanife ve İmam Malik, mukallidin imanının geçerli olduğunu fakat istidlali terk etmesi sebebiyle günahkâr olduğunu ifade etmişlerdir. Eş’ari ise taklidi imana sahip olanlara “mümin” ismi vermese de müşrik ve kafir olmadıklarını da belirtir.[8]
Bugün insanların çoğu ne yazık ki kulaktan dolma bilgilerle taklidi bir şekilde iman etmiş durumdadırlar. Peki, ya siz! Acaba sizin imanınız taklidi mi, yoksa tahkiki mi? Bu sorunun cevabını kendinize verebilmek için bu videomuzu mutlaka izlemelisiniz.
Tahkiki İman Kaça Ayrılır
Tahkiki iman 3 kısma ayrılır:
Bu üç mertebe, kâmil bir imanın mertebeleridir. Yakîn; sağlam, şüphesiz ve kat’i olarak bilmektir.
1) İlmel yakîn, ilmen şüphesiz bir bilgiyle delilleriyle bilmek ve iman etmektir. Bir harfin kâtipsiz olamayacağını ilmen bildiğimiz gibi küçük bir hücrenin bile kendi kendine var olamayacağına iman edip Allah’ın yarattığını kabul ediyoruz. Allah’a varan yolculuk olan ilmel yakîn, bir iman yolculuğudur.
Allah Rasulü’nün zamanında yaşamadık ama ilmen okuyoruz, biliyoruz ve iman ediyoruz ki Allah Rasulü gelmiştir, karanlıklar içinde boğulan insanlığa can simidi olmuştur. Asrı cahiliyeyi Asrı saadete çevirmiştir. Allah’ın varlığını bilip hüküm koyucu ve otoritenin gerçek sahibi olarak O’nu bilip iman etmek İlmel yakîne bir örnektir.
2) Aynel yakîn iman; gözle görür derecesinde, kuşkusuz bir imana sahip olmak, demektir.
3) Hakkal yakîn ise kişinin kendisinin yaşayarak sahip olduğu bir iman mertebesidir.Allah Rasulü’nün imanı, hakkal yakin bir imanın zirvesidir. Hakiki bir mümin ise derecesine göre bu iman mertebesinden nasibini alabilir. Mesela kadere hakkal yakin iman eden bir insan, başına gelen her şeyin Kader-i İlahi’den geldiğini bilip görür ve üzüntüden kurtulur.
“Müminin hali ne hoştur. Her hali kendisi için hayırlıdır ve bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına güzel bir iş geldiğinde şükreder; bu, onun için hayır olur. Başına bir sıkıntı geldiğinde ise sabreder, bu da onun için hayır olur.” Hadisi buna örnektir. (Müslim, Zühd, 64)
Tahkiki imanın bu üç derecesini bir örnekte toparlayarak izah etmeye çalışalım: İnsan olarak ölüm hakikatini hepimiz biliriz. Ölüm gerçeğini bilen kişi ilmel yakin düzeyindedir. Ölüm döşeğinde olup artık öleceğini hisseden ancak henüz ölümü tatmamış olan kişi ayne’l yakin düzeyindedir. Ölüm meleğini görüp ruhunu teslim etmiş olan kişi ise artık ölümü tatmış ve hakka’l yakin düzeyine geçmiştir. Haddi zatında bundan ötesi de yoktur.
Tahkiki İman, İmanın En Üst Derecesi midir?
Tahkiki iman, imanın en üst derecesidir. Ancak tahkiki iman da kendi içerisinde mertebelere ayrılmaktadır. Tahkiki imanın da en üst derecesi hakka’l yakîn imandır.
Tahkiki İman ile İlgili Ayetler
- ‘’Rablerine olan derin saygılarından dolayı sorumlu davrananlar Rablerinin ayetlerine inananlar Rablerine ortak tanımayanlar verdiklerini, rablerine dönecekleri inancından dolayı kalpleri ürpererek verenler işte bunlar iyiliklere koşup bu uğurda yarışırlar.’’ (Müminun 57-61)
- ‘’İmanlarını bir kat daha arttırsınlar, diye müminlerin kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.’’ (Fetih 4)
- ‘’İnanıp iyi işler yapanları da içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu (tatlı) bir gölgeye koyarız.’’ (Nisa 57)
- ‘’Elif, Lam, Mim. Bu, kendisinde hiçbir şüphe olmayan ve muttakiler için yol gösterici bir kitaptır. (O muttakiler) ki gayba inanırlar, namazlarını kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Ahirete de kesinlikle inanırlar. İşte Rabb'lerinin hidayeti üzerinde olanlar ve felaha erenler onlardır.’’ (Bakara 1-5)
- "Asra yemin olsun ki insan ziyandadır. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna." (Asr Suresi)
- "İnsanlar sadece 'iman ettik' demekle hiç sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?" (Ankebut 2)
Tahkiki İman İle İlgili Örnekler
Hakikati arayan, Tahkiki imanın timsali Hz. İbrahim...
Taklidi değil tahkiki iman...
Taklidi imandan Tahkiki imana yolculuk…
Hz. İbrahim düşünerek ve akıl yoluyla olayların içerisine girip onları çözmeye çalışıyordu. Aklı ve yüreği Hz. İbrahim’e yeryüzündeki her şeyi kuşatan ve hükmeden bir varlığın olduğunu adeta haykırıyordu. Bütün benliğiyle bu varlığı aramaya başlamıştı. Onu bulmak ve ona ulaşabilmek için her türlü gayreti sarf etmişti. Hz. İbrahim'in arayış içinde olduğu bu süreçte Allah onu seçmiş ve ona doğru yolu bulma kabiliyeti vererek Onu doğru yola iletmiştir. Hz. İbrahim de tertemiz bir kalple Rabbini aramaya yönelmişti.
Hz. İbrahim, bir gece gökteki yıldızları seyrederken bir yıldız gördü. ‘’Acaba benim Rabbim bu mu?’’ diye düşünürken yıldız kayboldu. Hz. İbrahim ‘’Benim Rabbim böyle kaybolup gitmemeli, ben batanları sevmem.’’ dedi. Bir başka gün Hz. İbrahim, Ay'ı tüm güzelliğiyle geceyi aydınlatırken gördü. ‘’Rabbim bu olabilir mi?” diye düşünceye daldı fakat gün aydınlandığında Ay ortadan kayboldu. ‘’Demek ki ay da sürekliliğini koruyamadığına göre bu da olamaz.’’ dedi.
Daha sonra Hz. İbrahim güneşi doğarken gördü. ‘’Benim Rabbim bu olmalıdır.’’ diye düşündü. Çünkü bu aydan da yıldızdan da daha büyük ve kudretliydi, ısı ve ışığıyla da yeryüzüne hayat bahşetmekteydi. Fakat akşam olunca güneş battı. Hz. İbrahim güneşin de Rab olmadığını anladı. İbrahim düşündü ve anladı ki "Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi elbette ben sapanlardan olurdum." dedi.
Hz. İbrahim yüreğinden gelen arayış aşkıyla sürekli "Ben Rabbime gideceğim. O, beni mutlaka doğru yola iletecek." diyordu. Sonunda "Rabbi ona teslim ol!" dedi. Hz. İbrahim de "Ben âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum." dedi. İşte bu, imanı tahkikiye bir yolculuk idi.
Kalbimizde Tahkiki İman Nasıl Oluşur?
İmanı hakikiye ulaşmak, kâinat kitabını okumakla varlıklar üzerinde tefekkür etmekle olur. Gökyüzüne, dağlara, çiçeklere, hayvanlara, canlı-cansız tüm mahlukata bakarak tefekkür etmek, imanı sağlamlaştırır. Kâinatın sahibi Allah, peygamberlik vereceği kimselere önce kâinat kitabını okutmuştur. Onlara dağlarda çobanlık yaptırmıştır.
Tefekkür eden insanın kalbine iman ılık ılık akar ve Rabbine doğru seyri başlar. Sarsılmaz bir imana sahip olan insan ise artık Âlemlerin Rabbinden gelen her şeyi omuzlar. Tıpkı Peygamberlerin mücadele dolu hayatları gibi…
Sarsılmaz imana sahip olan Hz. Musa, artık Firavun’un karşısındadır. Nemrud’un karşısındadır artık Hz. İbrahim. Ve binlerce yıldır atalarından miras aldıkları putperest inançlarına karşı tek başına müşriklerin karşısındadır Hz. Peygamber.
Demek ki dünyaya meydan okuyabilmek, hakiki imana sahip olmakla mümkün olmaktadır. Sarsılmaz imana sahip olmanın temelinde kâinat kitabını okumak vardır. İmana ulaşabilmenin en kestirme yollarından biri de budur.
Tahkiki iman nasıl kazanılır?
- İmanı tahkikiye ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu iyice anlamak, dünya ve ahiret saadetimiz için bunun ne kadar önemli olduğunu bilmek lazımdır.
- Ölümü çokça düşünüp tefekkür etmek ve son nefeste tek garantinin imanı tahkiki sahibi olmak olduğunu bilmek gerekir.
- Kâinat kitabını sürekli okumak ve anlamaya çalışmak gerekir. Çünkü kainattaki düzen, olaylar imanı sağlamlaştıracak deliller ve hikmetlerle doludur.
- Kur’an’ın imana dair ayetlerini daha iyi anlayabilmek için o ayetlerin tefsirlerinden istifade etmek gerekir. Bunun için de İslami bir eğitim almak gerekmektedir.
- Bütün bunları başarabilmek için de bu konuda ihlaslı olmak gerekir.
Tahkîki imana ulaşmanın püf noktalarını merak ediyorsanız Hakiki İmana nasıl ulaşılır, Tavsiyeleriniz nelerdir? adlı videomuzu mutlaka izlemelisiniz..
Tahkiki İman Kısaca Nedir, Ne Anlama Gelir?
İmanı tahkiki, araştırmalara ve elde edilen sağlam deliller ile kuvvetli ve sarsılmaz bir inanç demektir.
Tahkiki iman; araştırmaya, bilgiye, kavramaya, delillere dayanan imandır. Bu iman kolay kolay sarsılmaz, bilinçli bir iman olduğu için kalben kabulü daha sağlamdır.
[1] Ebü’l-Fazl İbn Manzûr, Lisanü’l-Arab (Beyrut: Dâru Sadır, 1955), 3: 21.
[2] İbn Manzûr, Lisanü’l-Arab, 1: 140.
[3] Teftâzânî, Şerhu’l-akaid, 113
[4] Abdulkahir Bağdadî, Usûlu’d-din (İstanbul, 1928), 250.
[5] Pezdevî, Ehl-i Sünnet Akaidi, 209.
[6] İbn Manzûr, Lisanü’l-Arab, 10: 49.
[7] Ebü’l-Hasen Kādı’l-kudât Abdülcebbâr b. Ahmed b. Abdilcebbâr el-Hemedânî Kadî, Şerhu’l-usûli’lhamse (Kahire: Mektebetu Vehbe, 1996), 60.
[8] Bağdadî, Usûlu’d-din, 281.