20 Mayıs 2020

Alparslan Kuytul Hocaefendi, dün gece(19.05.2020) ‘Kadir gecesi özel’ E konferans gerçekleştirdi. Konferansın sonunda takipçilerinden gelen soruları cevaplandırdı.

Bursa’da evininin balkonuna ‘Hoşgeldin Ramazan’ yazılı branda astığı için gözaltına götürülen ve emniyette darp edilen Furkan gönüllüsünün yaşadığı zulmü değerlendirdi. ‘Ülkede yeni bir dönem başlatarak diktatörlük yerleştirmek istiyorlar’ dedi.

İlgili bölümün tamamı;
“Bugün Bursa’da bir arkadaşımız evinin balkonuna; Hoşgeldin Ramazan, ayet, benimde bir sözümün yazıldığı bir branda asıyor. Geliyorlar ve onu indirmeye çalışıyorlar, indiremeyince onu indir, diyorlar. O da indirmiyorum, diyor. Güzel bir mücadele vermişler, onları da tebrik ediyorum. Polisler, Bayana ‘kapıyı aç’ diyorlar. Bayan diyor ki ‘Girme izniniz var mı? Varsa açayım’ İzinleri yok, iş eşkıyalığa dönüşmüş. Kapıyı aslında kırar da o zaman daha büyük bir suç işlemiş olacağı için kırmıyor, elinde belge de yok. Bunun üzerine ‘biz o zaman itfaiyeyi çağıracağız, itfaiyeyle kestireceğiz’ diyerek itfaiyeyi çağıyorlar. İtfaiye de ağaç olduğu için yaklaşamıyor. Bu sefer ‘TEDAŞ’ı çağıracağız’ diyorlar. İtfaiyeyle kesememişler, TEDAŞ’ın aracını çağırıp, onunla kestiler.

Polis arkadaşı gözaltına almış ve gözaltında darp etmiş. Kendi evinin balkonuna bir branda asmış diye hem gözaltı yapıyor hem de adamı darp ediyor. Sanki büyük bir olay var gibi; itfaiye çağırıyor, olmadı TEDAŞ’ı çağırıyor. Ondan sonra mutlaka para cezası kesilmiştir diye tahmin ediyorum. Şu an çıktı mı, onu da bilmiyorum? Polis evine zorla girmeye çalışıyor. Sen polissin ‘kapıyı aç’ deme hakkın yok. Nasıl diyorsun? İçeri gireceğim ve onu balkondan sökeceğim. Senin içeri girme iznin var mı? Burası ev, bir mesken sen buraya giremezsin! Bu şekilde teklif etmen dahi suç.

Yeni Bir Dönem! Diktatörlük Kurulmak İsteniyor!

Benim gördüğüm kadarıyla polis çok değişmiş vaziyette… Diktatörlük kurmak isteyenler; kasten polisi de sertleştiriyorlar. Sert polis olun bundan sonra herkesi korkutun, diktatörlük başka türlü olmaz. Herkesi susturmak, korkutmakla olur, korkutmak da böyle şeyler yapınca olur.

İki kişi Kur’an okuduğu zaman 50-60 tane polisin gitmesinin başka manası ne olabilir? Yani benim evime baskına geldikleri zaman da öyle Toma ile gelmişlerdi. Toma ile sabahın beşinde 50-100 tane polis ben evimde tek başıma ailemle yaşıyorum, çocuklarımın hepsi küçücük. Utan utan! Tek başımayım, evimdeyim, ailemleyim bu kadar polisin ne alemi var?

Hatırlıyorsanız, Mahkeme esnasında da binlerce polis vardı. Adana’nın polisi yetmemiş, İstanbul’dan bin tane polis getirmişlerdi. Adliyenin çevresinde sivil insan yok, hepsi binlerce polis… Hapishaneye götürürken de aynı şekilde yüzlerce araba, uzun namlulu silahlar. Hapishanenin çevresine keskin nişancılar yerleştirmişler. Oradaki asker anlattı, tarlalara, otların arasına keskin nişancılar yerleştirmişler. Ben geliyormuşum (!) Bu nedir? Bunların hepsi göz dağı, böyle korkutalım, diyorlar. Biz bunlardan korkmayız ama sen kendini düşürmüş oluyorsun. Evet korkanlar yok mudur? Vardır ama bu ülkede önce korku artar, sonra da azalır. Toplum mühendisleri herhâlde bunu da biliyorsunuzdur. Toplum önce korkar, sonra korkuya alışır, sonraki nesil korkmamaya başlar, bilmiyorsanız bunu da bilin…

Siz devletin polisi misiniz? Siz kime hizmet ediyorsunuz? Savcının emriyle hareket etmek zorundasın, sen bu emri kimden aldın? Savcı, sana böyle bir emir verdi mi? Varsa belgesini göster? Bursa’da da aynı olay… Neden söküyorsunuz diye sorulduğunda ‘Alparslan Kuytul’un sözü yazıyor’ deniliyor. Ben buradan o kardeşlerimize de sesleniyorum. Benim sözümü yazmayın. Ayet, hadis olan bir başka Hoşgeldin Ramazan yazısını yazın, onu da asın bakalım ne yapacaklar? 390 lira ceza kesiyorlar bir daha yapınca 3 bin liraya çıkartıyorlar. İstersen 30 bin liraya çıkart, bir arkadaşımıza 12 bin lira kestiler.”