Bu yazımızda sizler için Aliya İzzetbegoviç kimdir? Aliya İzzetbegoviç'in hayatı, kitapları ve unutulmaz sözlerini paylaşacağız. Bilge Kral hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar yazımızda.
İzzetbegoviç, Boşnak bir ailede doğmuş sıradan bir çocuktu. Babası Mustafa İzzetbegoviç, annesi ise Hiba İzzetbegoviç'tir. Onu sıra dışı yapan ise çocuk yaştan itibaren Rabbine bağlı bir kalbi, İslam düşmanlarına korku salan cesaret dolu bir karakteri idi.
Daha küçücük yaşlarından itibaren islama ve Müslüman geleneklerine sahip çıkmış, büyüdüğünde ise inandığı değerler uğrunda özelde Boşnak halkın genelde ise tüm Müslümanların gönlünde taht kurmuşu. Tıpkı Yusuf (as) gibi zindanlara atılmış ve sonrasında Allah’ın inayeti ve lütfuyla Bosna’nın lideri olmuştu. Azmi ve mücadelesiyle Bosna tarihine adını altın harflerle yazdırmış bilge kral izzetbegoviç, ülkesini bağımsızlığa taşımıştır.
Gelin hep birlikte acı, çile ve özgürlük mücadelesiyle yoğrulmuş bir hikâyenin başkahramanı, İzzetbegoviç’in hayatını yakından inceleyelim.
Aliya İzzetbegoviç Kimdir? - Bilge Kral'ın Hayatı
Sırp, Boşnak ve Hırvatlardan oluşan Bosna halkı, Osmanlı zamanda özgürce dilediği dini yaşamıştı. Fatih sultan, bir ferman yayınlayarak Bosna’da herkesin istediği dini özgürce yaşamasını garantilemişti. Bu ferman sayesinde Müslüman ve Hristiyan halk kardeşçe 400 yıl boyunca yaşamıştı. Osmanlının gerilemesiyle birlikte Bosna boynu bükük bir yetim gibi kalmış, güzelliğine gölge düşmüştü. Bosna’nın payına savaşlar düşmüş, sularına kanlar karışmıştı.
1992-1995 yılları arasında Sırplar, Bosna savaşını başlattı. Bosna, büyük bir sınavdan geçti o tarihlerde. Zalim bir savaşın ortasında buluverdi kendisini. Doğum sancısından beter bir sancı yaşadı. Ama Bosna Hersek, yine de Sırpların zulmüne boyun eğip teslim olmadı. Bu sancıyı en çok çekenlerden biride Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı bilge kral Aliya İzzetbegoviç’ti.
Çocukluğu ve Gençliği
Aliya İzzetbegoviç, 8 Ağustos 1925 tarihinde dünyaya gelmişti. Dünyaya geldiği günlerde bu bebeğin, ilerde Balkanların en büyük devlet adamı olacağı ve Bosna’nın kaderini değiştireceğini kimse bilmiyordu.
Altı yaşında Kuran kursuna gitmiş ve bir yıl boyunca Kuranı kerim okumayı öğrenip ardından ilkokula başlamıştı. Çok dindar olan annesi çocuklarının İslamiyet’i öğrenmesine büyük özen gösterirdi.
İzzetbegoviç 15 yaşına geldiğinde gitmiş olduğu lisede komünist görüş hâkimdi. Öğrencilerin de günden güne komünizme ilgisi artıyordu. Komünizm rüzgârlarının estirildiği günlerde İzzetbegoviç, esen bu rüzgârlardan etkilenmemi, Tanrı ’sız bir dünya anlayışını kabul etmemiştir.
Sürekli okuyan ve araştıran bir gençti. 18-19 yaşlarında Avrupa felsefesinin bütün temel eserlerini okumuştu. Öğrenme aşkı ile yanıp tutuşan İzzetbegoviç, bir arayış içerisindeydi. O günlerde İzzetbegoviç’in fikirlerini etkileyen en önemli şeylerden biri ‘Genç Müslümanlar ’grubuydu. Bu grup, 1938‘de kurulmuş ve şehirlerde yaşayan eğitimli Müslüman gençler tarafından oluşmuştu. Komünizme karşı çıkan genç Müslümanlar, kısa zaman içerisinde komünist rejimin hedefi haline geldi. Grubun sayısının günden güne artması komünistleri iyice rahatsız ediyordu. Grubun yaptığı tüm faaliyetleri takip eden komünistler, grup üyelerini tutuklama kararı aldılar.
Hapishane ve Esaret Yılları
Kütüphanede toplantı esnasında etkili bir konuşma yapan Aliye, dikkatleri üzerine çekerek hapishanenin kapılarını araladı. İslamcılık suçuyla yargılanan tutuklanarak hapse atılan genç müslüman üyelerinden sadece biriydi. İslamcılık suçuyla tam üç yıl hapis cezası verildi.
Hapishaneden çıktığında 24 yaşında yine ‘genç Müslümanlar’ grubuna dâhil oldu. İzzetbegoviç davası uğruna yola çıkmıştı ve hiçbir zorbalık onu İslamiyet’i anlatmaktan geri bırakmıyordu. Çünkü o çileye bile bile razı olmuştu.
Komünist yönetimin baskısı altında akalan Bosna’da ki değişimleri gören Aliya, İslam hakkında bilgilendirici yazılar yazması gerektiğini düşündü. 1970 yılında ‘İslam deklarasyonu’ adlı kitabını yayınladı. Bu kitap hem Yugoslavya da hem de batı dünyasında büyük yankı uyandırdı. Sorunların çözümünün ancak İslam ile mümkün olacağını yazan İzzetbegoviç, yazdıklarıyla batılıları rahatsız etmişti.
İslam deklarasyonun ardından İzzetbegoviç’in ikinci kitabı, ‘Doğu Batı arasında İslam’ yayınlandı. Aliye izzet begoviç bu kitabında insanı tatmin edecek en güzel yolun İslam olduğun yazdı. İslam’ın Bosna’da yükselişe geçtiği bu dönem komünist rejimi daha da kızdırmıştı. Mart 1983’te bir sabah polisler Aliya’nın evine baskın yaptı. Tam 4 ay bir hücrede tek başına tutulan Aliye, İslam hakkında yazı yazmak, tartışmalara katılmak ve rejime karşı çıkmak suçları ile yargılandı ve 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
14 yıl hapis cezası verilmiş ama o yine de zalimlere boyun eğmemişti. Değil 14 yıl, idam cezası verseler O davasından vazgeçecek değildi. 58 yaşında tekrar girmiş olduğu hapishanede payına yine hasret, yine gurbet, yine esaret düşmüştü.
Hapse gireli 6.yılını doldurunca Yugoslavya’da af çıkmıştı. 25 Kasım 1988’de 63 yaşında Aliya, 6 yıldır kaldığı hapishaneden çıktı.
Cumhurbaşkanı Oluyor
Birçok insan için emeklilik yaşı olan 63 yaş Aliye izzet begoviç için yepyeni bir başlangıç zamanı idi. 1980 yılında Yugoslavya’nın komünist bakanı Tito ölmüştü. Tito’nun ölümüyle komünist rejim, eski gücünü kaybetti. Bu süreçte Müslüman Boşnak halkının sesi olacak bir parti olan ‘SDA’yı kurdu. 1989’kurulan SDA 18, Kasım 990’da Bosna Hersek’te seçimlere girdi ve galip oldu. Mecliste yapılan oylamalar sonucunda Aliya İzzetbegoviç, Bosna’nın ilk cumhurbaşkanı oldu.
Bosna Hersek
1992 yılında askeri güçlerine güvenen Sırplar, Bosna Hersek yönetimini hiçe sayarak Bosna içinde Sırp bölgeleri oluşturmaya başladılar. Bu, Bosna’nın bölünmeye başladığını gösteriyordu. Bu duruma Avrupa sessiz kalıyordu. Avrupa’nın suskunluğundan cesaret alan Sırp askerleri, Boşnak şehirleri bir bir kuşattı. Genç yaşlı çoluk çocuk demeden kurşunlar halkın üzerine yağmur gibi yağıyordu. Bir tarafta silahsız ve savunmasız halk, diğer tarafta ise hem silahlı hem profesyonel askerler vardı. Bu canilik ve gözü dönmüşlük anlaşılır gibi değildi. Dünyanın gözü önünde bir katliam gerçekleşiyordu ve dünyanın bu vahşete gıkı çıkmıyordu. Bu Müslümanları temizleme operasyonundan başka bir şey değildi. Sırplar 1992-95 yılları arasında toplam 3 yıl boyunca Bosna’yı yok etmek için uğraştı. Toplamda 200 bin civarı insan bu savaşta katledildi.
Srebrenitsa Katliamı
1995 yılında Sırplar daha fazla mücadele edemeyeceklerini anlayıp geri çekilmeye karar verdiler fakat bu geri çekilmeyi dünyanın asla unutamayacağı vahşi bir şekilde yaptılar.
Birleşmiş milletler, Srebrenitsa şehrini güvenli bölge ilan etmesine rağmen şehri Sırpların katletmesine izin verdiler. 1995 yılında sadece birkaç gün içinde Sırplar, 8372 Srebrenitsalı müslümanı şehit etti. Hepsi de savunmasız masum insanlardı. Dünya böylesi büyük bir katliamı en son 2. Dünya savaşında görmüştü. Tıpkı Fransız bir gazetecinin dediği gibi ‘Avrupa Saraybosna’da ölmüştü’
Savaş sona ermişti ancak geride 200 bine yakın şehit, 2 milyon kadar mülteci ve dul, yetim ve kimsesizler kaldı. Kanının son damlasına kadar direnen Boşnaklar böylelikle bağımsızlıklarını elde etmiş ve Avrupa’nın kalbinde Müslüman bir devlet olarak yaşamaya devam etmişti.
Vefatı
Savaşın ardından beş yıl daha ülkesine hizmet etti. Ancak 73 yaşına geldiğinde sağlık sorunları sebebiyle daha fazla çalışamadı. Kronik kalp rahatsızlığı onu günden güne daha da güçsüzleştiriyordu. Aliye izzet begoviç o süreçte şu sözleri söylemişti: ”Bağımsız bir Bosna devleti kuruldu, zalimler devrildi. Çok yaşadım ve yoruldum. Şimdi sevgilime kavuşmak istiyorum”. 19 Ekim 2003 yılında 78 yaşında sevgilisine kavuştu. Göklerin ve yerlerin durmak sız ağladığı o günde, Boşnakların da gözleri yaşlarla dolmuştu. Bosna öksüz, Bosna yetim kalmıştı. Bile kral, geride bağımsız bir Bosna ve önemli eserler bıraktı.
İzzet begoviç'in hayatını okuyanlar, Batılıların hiçbir zaman uygar olamayacaklarını, demokrasinin koskocaman bir yalan olduğunu ve tarih boyunca hak batıl mücadelesinin bitmeyeceğini göreceklerdir.
Kitapları
- İslam Manifestosu
- İslam Deklarasyonu ve İslami Yeniden Doğuşun Sorunları
- Doğu ve Batı Arasında İslam
- Tarihe Tanıklığım
- Özgürlüğe Kaçışım
- Köle Olmayacağız
- Bosna Mucizesi Konuşmalar
Unutulmaz Sözleri
Hafızalara kazınan Aliya İzzetbegoviç Sözleri;
"Ey teslimiyet, senin adın İslamdır!"
"Kuran edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla Ona bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır."
"Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım."
"Din ahlaktır; onu hayata geçirmek ise terbiyedir."
"Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır."
"Bizi toprağa gömdüler fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı."
"Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır."
"Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz."
"Her şeye kadir olan Allaha yemin ederim ki köle olmayacağız."
"Biz ölüyoruz ama onlar da kazanmıyorlar…"
"Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın."
"Hakiki vatansever vatanını diğerlerine üstün tutan değil, vatanının övgüye mazhar olması için hareket edendir."
"Din hurafeleri yok etmezse, hurafeler dini yok eder."
"Sanat için soyunana alkış tutanlar; Allah için giyinene neden zulmeder?"