Furkan gönüllüleri geçtiğimiz cumartesi yargı eliyle uygulanan zulümleri gündeme getirmek amacıyla basın bildirisi düzenledi. Basın bildirisine katılan Alparslan Kuytul Hocaefendi de konuşma yaptı. Yaptığı konuşmada yargının bağımsızlığı ve yargı eliyle yapılan zulümleri anlatan Alparslan Kuytul Hocaefendi, devlette merhametin esas olduğunu ve insanlara şefkatle yaklaşılması gerektiğini ifade etti. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin konuşmasındaki o kısım şu şekilde;
“Devlette şefkat esastır. Şu anda kin, nefret ve intikam duyguları şefkatin yerini almış vaziyettedir. Devlette şefkat olur, devlette Adalet olur, devlette merhamet olur. Adaleti olmayanlardan merhamet beklemek boşunadır. Öküzden süt beklemek nasıl boşunaysa Adaletsizlerden de merhamet beklemek öyle boşunadır.
- Adalet farz, merhamet sünnettir. Farzı yapmayanlar sünneti yapar mı? Adalete bile inanmayanlar nasıl olur da merhametli olurlar. Acımıyorlar. İnsanlar aç susuz. 60-70 kadar insan intihar etti. Aç kalmış, evine ekmek götüremiyor, karısı boşanmış, akrabaları kendisine selam vermiyor, devlette iş verilmediği gibi özel sektörde de iş verilmiyor, özel sektörde çalışırsa o özel sektöre bazı siyah gözlüklü adamlar gidiyorlar ‘bu adamı çıkaracaksın çıkarmazsan senin iş yerini kapatırız’ diyorlar. Benim ağabeyimin başına geldi. Başka yere gitmeye gerek yok benim ağabeyim özel bir firmada doktor olarak çalışıyordu. Ankara’dan müdahale edildi. Cezaevine birkaç defa beni ziyarete geldiği için şöyle rapor tutmuşlar; kardeşini çok ziyarete gittiğinden dolayı…devam ediyor. Cezaevinin önünde basın açıklaması yapılıyordu. Orada yakınlarda bir yerlerde de bulunmuş, ağabeyimin bizle de alakası yok, buna rağmen işten kovdular. 61 yaşında ağabeyimi işten kovdular. Buna benzer nice arkadaşlarımız var.
- Bizim başka örgütle ne alakamız var? Bir kısım arkadaşlarımızı işten çıkardılar, bir kısmını tehdit ediyorlar, bir kısmı hakkında soruşturma açıyorlar, bir kısmı hakkında ne yapıyorlar biliyor musunuz? Bazı adamlar: “Kanunsuz, gayri resmi yollarla gidiyorlar ailesine söylüyorlar, ailesinin gözünü korkutuyorlar, senin bu oğlun bu kızın Furkan Vakfı’na gidiyor, onlarla konuşuyor işte ileride şöyle olur böyle olur. Çocuğunuza engel olun” diyorlar.
Siyah gözlüklü adamlar: “Bak böyle böyle ayağını denk al. Sen onlara gidip geliyorsun, İleride meslek sahibi olamazsın, şöyle olamazsın, böyle olamazsın” diyorlar. Şimdi bu kanun devleti midir? Bu yapılan tehdit midir? Şantaj mıdır? Eşkıyalık mıdır? Bir suçumuz varsa ispat edersin. Biz terör örgütü müyüz ki bize selam verenleri tehdit ediyorsunuz?
Sen mi karar vereceksin Ey siyah gözlüklü Adam! Siz mi karar vereceksiniz Ey Siyasîler! Siz mahkeme mi oldunuz? Siz mahkeme misiniz? Nice buna benzer olaylar duyuyorum.”