07 Mayıs 2021
Güncelleme Tarihi: 07 Mayıs 2021 16:18:00

Bizzat ayet ve hadislerle önemi vurgulanan, “bin aydan daha hayırlı” buyrulan Ramazan ayına ulaştık. Bire bin ecrin verildiği, hayat nizamımız olan Kur’an’ın indiği gece olan Kadir gecesine ev sahipliği yapan bu mübarek ay, nasıl ihya edilir, Ramazanda neler yapılır? Ramazan için altın nasihatler..

Ramazan Ayında Neler Yapılır?

 Şeytanların bağlandığı ancak nefis ve çevremizle mücadelemizin devam ettiği bu ayın sonunda hakiki bir bayrama erişmek; cehennemden âzad olan kullardan olabilmek için bir yol haritamız var. Müslümanın Ramazan ayından istifade edip en verimli şekilde geçirmesi için takip etmesi gereken yolu ne olmalı? Ramazan ayı nasıl değerlendirilir? Ramazan ayında neler yapılır? Gelin birlikte Ramazan yol haritamızı çizelim!..

Hakiki bir oruç tut !

 Oruç, bizi disipline eden, sahur vaktine riayetinden, mekruhlarına ve ihyasına kadar Müslümanı ruhi ve içtimai olarak bir düzene eriştiren harikulade bir ibadettir. Müminin yoluna oturan şeytanlar Ramazan Ayında zincire vurulurlar. Efendimiz (sav):

 "Ramazan ayı girince Cennet kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır ve merede-i şeyâtîn zincire vurulur. (Buhari, Savm, 5)” buyurmuştur.

 Ancak müminin yolunda şeytan dışında iki büyük kuvvet daha vardır ki bunlar nefis ve çevredir. Oruç, nefsimizi ve onun gaflete sürükleyen isteklerini kontrol altına almak için büyük bir fırsattır. Yine oruç Müslümanı gaflete davet eden hal ve ortamlardan koruyacak maddi/ manevi bir kalkandır. Kişiyi gereksiz söz ve davranışlardan muhafaza eder. Efendimiz (sav):

 “Hiçbiriniz (bilhassa)oruçlu olduğu gün, çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri, kendisine söver veya çatarsa; ‘ben oruçluyum’ desin. (Buhârî, Savm, 9)” buyurmuştur.

Yani Müslüman oruç ibadetini yalnız mideyi boş bırakmak olarak addetmemeli; bununla beraber göz, kulak, dil ve bütün azalarını gafletten korumalıdır. Bu koruma ile mümin kimse orucun maksadı olan nefsi terbiye ve cehennemden kurtuluşa nail olabilmeyi ümit etmelidir.

Daima hayır yap, Salih amel peşinde koş!

Ramazan ayının maksadı nefsi ıslah ile başlar ve toplumdaki birlik beraberliğin tesisine kadar ulaşır. Kişinin nefsinde başlayan ve nefsî arazlarını tedavi eden bu ibadet; şahsı düzeltmekle beraber topumun refah ve ıslahını hedefler. Bu ayda muhtaçlar sevindirilir, zengin fakirin halinden anlama gayretine girer; ona sofrasını açar ve insanlar hayırlı amellerin peşinden koşar.

 Ramazan ayı ibadete en elverişli aydır. Bu ayda toplumda oluşan atmosfer diğer aylara kıyasen bambaşkadır. Başta iftar ve teravihin ruha verdiği huzur ile mümin kimse “ne yapsam kârdır” bilincine varıp bu ayı ganimet bilmelidir. Büyük/ küçük ayırt etmeden sadaka ve yardımlardan geri durmamalı, bu dünyada vermek suretiyle ahiretini inşa edeceğinin bilincinde olmalıdır.

Bol bol Kuran oku ve bir hatim yap!

Efendimiz (sav): “Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir. (Müslim, Müsâfirîn 252)” buyurmuştur.

 Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Mümin bu ayda bol bol Kur’an okurken onun mesajını anlama ve yaşama yönünde de gayretli davranmalıdır. Efendimiz, bilhassa Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim’e daha fazla önem verirdi. Cebrail (as) ile bu ayda her gece Kur’an’ı Kerîm’i mukabele ederlerdi. Vefatından evvelki Ramazan Ayında da iki kere mukabele yapmışlardı. (Bkz. Müslim, Fedâil 50.)

Tevbe et !

Ramazan ayı tevbe ve istiğfar ayıdır. Bu ayı hakkıyla ihya edenler, Allah’ın mağfiret ve nimetlerine nail olurlar. İhya edemeyenler ise büyük bir mahrumiyete düçar olurlar. Efendimiz (sav):

 “Cebrail bana göründü ve ‘Ramazan’a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!’ dedi. Ben de ‘Âmîn!’ dedim…” (Hâkim, IV, 170/7256; Tirmizî, Deavât, 100/3545)

Yine Efendimiz (sav): “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim…” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuşlardır.

Rabbimiz biz kullarından günahsız ve hatasız olmamızı değil; hatayı fark edip ona istiğfarda bulunmamızı murat etmektedir. Mümin tevbe kapısının her daim açık olduğunu bilmeli ve cehennem kapıların kapanıp, cennet kapılarının ardına kadar açık olduğu mübarek Ramazan Ayında Allah’ın merhametine sığınarak istiğfarda bulunmalıdır. İstiğfar ederken nasuh tevbenin “bir daha o cürmü işlememek ve bunun için gayret etmek” olduğunun bilincinde olarak aynı gaflete bir daha düşmemelidir.

Tefekkür et!

 Rabbimiz kullarından iman ve ibadet vazifelerini yerine getirirken bilinç, şuur ve farkındalık murat etmektedir. Kul ibadet ve itaatin mahiyetini kavrayarak Allah’ı razı etmeye çalışmalıdır. Bu da ancak mahlukatı ve mahlukat üzerindeki hassas dengeyi tefekkür ile mümkündür. 

Tefekkürde derinleşmek ve düşünen bir Müslüman olmak kulun görevlerinden biridir. İbadetlerde huşû ve kalbin incelik kazanması bu şekilde mümkündür. Rabbimiz Kur’an’da “hiç düşünmez misiniz, hiç akletmez misiniz, bunda düşünen kimseler için ibretler vardır, onlar mahlukata bakmazlar mı?” gibi dikkat çeken hitaplarla Müslümanı düşünen ve tefekkür eden bir insan olmaya çağırmaktadır.

Bedeni aç bırakmakla sükunete eren ruhumuzu, mahlukatı tefekkür ederek doyurmalıyız. Ramazan Ayı amellerin bire bin yazıldığı bir aydır. Böyle kıymetli bir ayda “bin yıldan hayırlı” olan tefekkür ibadetine ehemmiyet vermek gereklidir.

H2: Dua et!

 Dua, acizliğini alemlerin Rabbine itiraf ederek yüce huzura durmaktır. Müminin sarıldığı silahtır. Allah ile kul arasında en önemli manevî bağdır. Bu bağı koparanlar, Allah katındaki değerlerini de kaybetmiş olurlar. Ramazan ayında bilhassa gecelerde ve oruçlu iken rabbimize yalvarmalı ve ona sığınmalıyız.

Rabbimiz şöyle buyuruyor: “(Resûlüm!) De ki: Sizin (kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?!..” (Furkan, 77)

 Ruhumuzun sükuna erdiği, amellerimizle Allah’ın rızasını arzuladığımız bu ayda yaptığımız amellerin Allah katında kabul olması için de özellikle dua ve niyazda bulunulmalıdır. Rabbimize niyazda bulunurken ümmet-i Muhammed’in dirliğini ve birliğini, İslam düşmanlarının zayıflık ve mağlubiyetini istemeyi de unutmamalı; din kardeşlerimiz için de dua ve niyazda bulunmak ihmal edimemelidir.

Zikir çek!

 Zikir, kulun Rabbini hatırlaması demekken aynı zamanda, kendini Rabbine hatırlatmasıdır. Rabbini tesbih ederek yüceltmesi; yüceliğine sığınarak rızasını talep etmesidir. Zikir yalnız insanların değil, tüm mahlukatın birleştiği bir ibadet halkasıdır.

 Rabbimiz İsra Suresi 44. ayette: “Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.” Buyurarak tüm mahlukatın O’nu zikrettiğini açıkça bildirmiştir.

 Dağların, sertliğine atıfta bulunduğumuz taşların dahi Allah’ı zikrettiğini düşünürsek kendi nefsimizde bir muhasebeye gideriz. Ramazan Ayı kulun her haliyle kendini Allah’a beğendirmeye çalıştığı ve Rabbimizin de amellere bire bin ecir verdiği faziletli bir aydır. Bu ayda ne yapılmalı diye düşünürken zikri es geçmemeli; fikir, söz ve ameller Allah’ı anarak şekillendirilmelidir.

Şükret!

Rabbimiz Bakara Suresi, 185. ayette: “Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahit olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.” buyurmuştur.

 Şükretmek birçok Müslümanın ihmal ettiği bir amel, hatta vazifedir. Yukarıda yer verdiğimiz ayetten de açıkça görülmektedir ki kul her nimet için Allah’a şükrederken; bu faziletli aya eriştiği için de özellikle şükür ve niyazda bulunmalıdır. 

Cemaatle namaz kıl!

Cemaatle namaz kılmak birlik, beraberlik ve Müslümanlar arasında kaynaşmayı tesis eden önemli bir birleşme noktasıdır. Efendimiz (sav):

 "Cemaatle kılınan namazın sevabı, yalnız başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir (Buhari, Ezan, 30)” buyurarak bu amelin önemine işaret etmiştir.

Ramazan Ayında yapılacak önemli amellerden biri de nefsi ıslah ederken birlik şuuru kazanmaktır. Virüs sebebiyle camilerde namazın seyrekleştiği şu günlerde evlerde, aile ve akrabalarla cemaat halinde namaz kılarak bu sevaba nail olmaya çalışılmalıdır.

Teravih namazı kıl!

Efendimiz (sav): “Kim Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır. (Buhârî, Îmân 37; Müslim, Müsâfirîn 173, 174.)” buyurmuştur.

  Yine Efendimiz (sav) buyurur: “Allâh Teâlâ Ramazan’da orucu farz kıldı, ben de (teravih) namazını sünnet kıldım. (İbn-i Mâce, Salât, 173)”

 Ramazan Ayı denilince sahur, iftar ve teravih üçlüsü akla gelmektedir. Teravih namazını diğer namazlardan ayrı kılan Efendimizin (sav) onu yalnızca Ramazan Ayında kılmasıdır. Bu ayı, kendine has olan bu namazla ihya etmek elbette daha efdaldir.

Sahur yap!

 Ramazan Ayında neler yapılmalı sorusuna verilecek ilk cevaplardan biri sahurdur. Müslüman uykusunu böler, kalkıp birkaç lokma yer, bu vesileyle gecenin sessizliğinde Allah’ı razı etmek için bir amel daha işlemiş olur. Efendimiz (sav):

 “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır. (Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 45)” buyurmuştur.

Uzmanlarda sahursuz oruç tutmanın oldukça zararlı olduğuna dair birçok belgeli açıklamalarda bulunmaktadırlar. Kişi sahur yapmaya üşenip sahurun bereketinden mahrum kalmamalı ve Efendimizin (sav) sünnetini ihya etmede mutlaka bir ecir ve fazilet olduğunun bilincinde olmalıdır.

Teheccüt namazı kıl!

 Rabbimiz Efendimiz ve ashabına bir süre teheccüd namazını farz kılmıştı. Bunun hikmetlerinden biri de onların yükleneceği ağır göreve manevi bir hazırlık aşaması idi. Müslüman gündüzünü Allah için geçirdiği gibi gece de Allah’ı razı etmenin yollarını aramalıdır. Efendimiz ve ashabını “gece âbid, gündüz mücahid” olarak tanımlarken örnek alınmalıdır.

 Rabbimiz İsrâ suresi 79. Ayette:

Gecenin bir kısmında da sâdece sana mahsus bir fazlalık olmak üzere Kur’an ile teheccüd namazı kıl. Umulur ki Rabbin seni Makâm-ı Mahmûda eriştirir.” Buyurmaktadır.

 Ramazan ayında sahur vesilesiyle uyanırken gece teheccüd namazıyla ihya edilmelidir.  Efendimiz (sav):

 “Gece namazına(Teheccüd namazı) devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah’a yakınlık günahlara kefaret olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır. (Tirmizi, Deavât, 101)” buyurmuştur.

İhtiyaç sahipleri ve sevdiklerin için iftar daveti ver!

Ramazanı Ramazan yapan, sevgi, muhabbet ve birlik şuuru veren şeylerin başında iftar daveti gelmektedir. Efendimiz (sav):

Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez. (Tirmizî, Savm 82)” buyurmuştur.

Müslüman bu sevap fırsatını değerlendirmeli. Bununla beraber iftarda Müslüman kimliğimize yakışmayan; adeta bir sunum yarışı görüntüsü veren müsrif ve orucun mahiyetini öldüren sofralardan kaçınmalıdır.

Yolda kalmışlara iftarlık dağıt!

Efendimiz (sav):

-“Kim bu ayda bir oruçluya iftar verirse, bu onun günahlarının bağışlanmasına, Cehennem azabından kurtulmasına ve kendi mükâfatından hiçbir şey eksilmeden bir oruç tutma sevabına daha nail olmasına vesile olur.” Bunu işiten sahabeler:

“–Ey Allah’ın Elçisi! Hepimiz bir oruçluyu doyuracak kadar yiyeceğe sahip değiliz.” dediler.

Rasulullah Efendimiz bunun üzerine:

 “–Kim bir oruçluyu bir hurma ile veya içecek su ile veya tadımlık bir süt ile iftar ettirirse, Allah ona bu sevabı verir.” buyurdu. (Ali el-Müttakî, VIII, 477/23714)

Her geçen yıl Ramazan ruhunun zayıfladığını/zayıflatılmaya çalışıldığını görmekteyiz. Bulunduğumuz mahalle, bina ve çevre içinde komşu ve yakınlarımıza hazırladığımız iftariyelikler hem Efendimiz (sav) buyurduğu ecre nail olmamızı sağlayacak hem de öldürülmeye çalışılan Ramazan ruhunu canlandıracaktır.

Fitre ve sadaka ver!

 Ramazan Bayramına ulaşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli miktarda mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü bulundukları malî ibadete fitre denir.  Ramazan ayı bitmeden fitreleri vermek gerekir. Abdullah İbn Ömer’den (ra) şöyle dediği nakledilmiştir:

“Hz. Peygamber fıtır sadakasını (fitreyi) köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.” (Buhârî, Zekât, 76; Müslim, Zekât, 12.)

Yetim başı okşa, yetimin yüzünü güldür!

  Efendimiz (sav) “üç yetim yavrunun ihtiyaçlarını karşılayan kişinin, gecelerini ibadet, gündüzlerini oruçla geçiren ve her şeyini feda ederek gece-gündüz Allah yolunda koşan kişi gibi sevap kazanacağını beyan etmiştir. (İbn-i Mâce, Edeb, 6)”

 Yine şöyle buyurmuştur: “Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâlâ onu mutlaka cennete koyar.” (Tirmizî, Birr, 14/1917) 

Bir kimse sırf Allah rızâsı için bir yetimin başını okşarsa elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap yazılır… (Ahmed, V, 250)”

Mümkünse Ramazan umresi yap!

İmkânı olanlar için Ramazan ayı içerisinde umre yapmak çok faziletlidir. Efendimiz (sav): “Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar. (Buhârî, Umre 4)” buyurmuştur.

Bağışlanmak için itikafa gir!

İtikaf ibadeti Efendimiz (sav)’in hayatın önemli bir yere sahip olmakla beraber bugün unutulup ihya edilmeyen bir sünnettir. İbni Ömer (ra) şöyle dedi:

 Resûlullah (sav) Ramazan’ın son on gününde itikafa çekilirdi. (Buhârî, İ’tikâf 1, 6; Müslim, İ’tikâf 1)

Hz. Aişe’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikâfa girmiştir. Vefatından sonra eşleri itikâfa girmeye devam ettiler. (Buhârî, İ’tikâf 1; Müslim, İ’tikâf 5.)

 İtikaf da tıpkı teravih namazı gibi Ramazan ayına has, bu ayı güzelleştiren ibadetlerdendir. Kişi Ramazan ayının son on günü tıpkı Efendimiz (sav)’in yaptığı gibi Allah’a ibadetle geçirmelidir.

Bilhassa Kadir gecesi bolca ibadet et!

Kadir gecesi, hayat nizamımız olan Kur’an’ın indirildiği ve Efendimiz (sav)’in de bize faziletine dair haberler verdiği ehemmiyetli bir gecedir. Aişe (ra) şöyle demiştir: 

Ramazan ayının son on günü gelince, Resûlullah geceleri ibadetle ihyâ eder, ailesini uyandırır, kulluğa soyunup paçaları sıvardı. (Buhârî, Leyletü’l-kadr 5)” Kadir gecesini Ramazanın son on gününde ve Ebu Hureyre’den nakledilerek “tekli gecelerde” aramak gereklidir.

Efendimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor;

“Kim inanarak, sevabını ancak Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp geceyi değerlendirirse) geçmiş günahları affedilir.” (Buhari, Siyam: 71, İbni Mâce, Dua)

Ramazan defteri tut!

Ramazan ayı kişinin nefsine mercek tuttuğu bir ay olmalıdır. Eğer hedef ve eksikler tespit edilmez ve bir yol haritası çizilmezse verim düşecektir. Ramazan ayında neler yapılmalı sorusuna verilecek bir diğer cevap da çetele defteri tutmaktır. Defter tutmak, Salih ameller yapmanın için en güzel, en heyecan verici ve en teşvik edici yoludur. Kişiye özel planlayıcılar olduğu gibi tekli kağıtlara tasarlanmış çıktılarda aynı görevi görebilir.

 Kişi Ramazan Ayında yapacaklarını, eksiklerini ve hedeflerini belirleyip yazarsa bu ayın bitiminde ne kadar ihya ettiğini somut bir şekilde görecektir. Mümine yakışan güzel hasletlerden biri de hayatın akışıyla beraber kendini yenilemesi ve gününü muhasebe etmesidir.

Ramazan Hediyesi Ver

Ramazan Ayı Müslümanları gerek sahur ve iftar gerek de teravih ve bayramlarda birleştiren faziletli bir aydır. Bu ayda ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını giderecek hediyeler başta olmak üzere; iftara gittiği eve, çevresine ve kalbini İslam’a ve İslam’ın ayı olan Ramazana ısındırmak istediği kimselere minik hediyeler vermelidir. Bu hediyeler tespih, takke vb. ibadeti sembolize eden şeyler olabileceği gibi; hurma, kahve, kalem- defter gibi kullanıp tüketeceğimiz şeyler de olabilir. Mesele hediye edilen nesne değil taşıdığı amaçtır. Kişi hediye verirken Ramazan ayında olduğumuzu hatırlatmayı ve önemine değinmeyi de ihmal etmemelidir.

Yaşlıları ziyaret et!

  Efendimiz (sav): “Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşından dolayı hürmet ederse, Allah da ona yaşlılığında kendisine hürmet edecek birisini hazırlar. (Tirmizi Birr 75)” buyurmuştur.

 Ramazan ayında büyüklerimizi ve bilhassa yaşlıları ziyaret ihmal edilmemeli; ihtiyaçlarını karşılamalı ve hal hatırlarını sormaktan geri durulmamalıdır. Bir memlekete inen bereketin yaşlılar vesilesiyle olduğu bilinci Müslümanda kaybolmamalı; onlara yük değil bereket ve rahmet gözüyle bakılmalıdır.

Bayram öncesi kabir ziyaretinde bulun!

Kabir ziyareti Efendimiz (sav)’in de hayatında sık sık yaptığı ve bizlere tavsiye ettiği sünnetlerinden biridir. Müslüman ölümü hatırlama ve ölmüşlerini de unutmamalıdır. Bayram, akrabaların ve dostların birleştiği bir şenlik gibidir. Müslüman Ramazanı geçirip bayrama ermeden ölmüşlerinin kabirlerini ziyaret etmeli; ruhlarına Kur’an’ı hediye edip Allah’a bağışlanmaları konusunda niyazda bulunmalıdır.

Ramazan ayında neler yapılmalı sorusuna elbette verilecek cevap ve tavsiyeler bu kadarla bitmez ancak biz burada en temel nasihatleri hatırlatmakla yetineceğiz.. Ramazan ayında yapılacak ibadetler için başka bir yazımızda buluşmak üzere... Hayırlı Ramazanlar...